13 Nisan2013
Mız mız mız mız mız… Müslümanların büyük kısmı uyuyor… Ahlaksızlık, pislik, rezalet, müstehcenlik, fuhuş lağımları taşmış seller gibi akıyor… Zina serbest… Nikahsız evlilikler serbest… Seks seks seks… TC vesikalı KDV’li korumalı fahişelik serbest… Müslümanların başını çeken muhteremlerin çoğu İslamın, Kur’anın, Sünnetin, Şeriatın yasak ve haram kıldığı bu pislikleri yüksek sesle protesto etmiyor.
Büyük gazeteler tahrik edici, şehvetleri kamçılayıcı seksî kadın resimleri basıyor… Büyük Tv’lerin çoğunda seks seks seks…
Her yerde pıtrak gibi o biçim masaj salonları…
Müslümanlar bütün bu pisliklere karşı yeterli tepki göstermiyor.
Şer’î tâbirle emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmıyor…
Fuhşun her çeşidi yarı serbest… Nataşalar mataşalar… Dün Madam Manokyan, bugün Madam Bilmem Ne…
Müslüman milletvekillerimiz niçin fuhşa ve müstehcen neşriyata karşı bir kanun teklifi getirmiyor?
Milyonlarca Müslüman vatandaş niçin Ankara’ya, valiliklere, savcılıklara protesto ve uyarı e-mailleri göndermiyor?
Camileri kadınlarla doldurmak bid’ati için çırpınan Diyanet niçin bu kötülüklere lisan-ı münasib ile karşı çıkmıyor?
Bu gidişle memleket bir fuhuşhane-i kübraya dönecektir.
Mâsum çocuklarımız bir iki sene erken bulüğa ermeye başladı.
Herkesi suçlamam ama halkın bir kısmı yoğun seks ve fuhşiyyat bombardımanı altındadır. Ahlak, iffet, fazilet yerlere serilmiş…
Müslümanların ana vazifelerinden biri de iyilikleri emr etmek, yaptırtmak, kötülükleri yasaklamak ve engellemektir. Bu bir farz-ı kifayedir. Ümmet bu farzı büsbütün terk ederse her Müslüman sorumlu olur.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) emr-i marufu ve nehy-i münkeri terk eden, boşlayan bir toplumun helak olacağını haber vermiştir.
Müslümanlar niçin elbirliği ile yurt çapında bir “Ahlak ve Fazilet Derneği” kurup, binlerce yerde şubesini açıp fuhşiyyat ve müstehcen neşriyat ile etkili bir şekilde mücadele etmiyor?
Böyle bir dernek kurmak için bütün şartlar, imkanlar mevcuttur. Niçin kurulmuyor?
Bozuk ve çarpık düzenin haram rantlarını yiyen birtakım kimseler ve kurumlar niçin ahlak meselesini ihmal ediyor?
İffetin pabucu dama atıldı… Namus ve şeref şişeleri taşa vurulup paramparça edildi… Sokaklarda, caddelerde, meydanlarda, otobüslerde birbirine sarılıp öpüşmek medeniyet sanılıyor. Hatırlıyor musunuz, İstanbul’da bundan birkaç yıl önce, otobüste ahlaksızlık yapan bir çifti uyaran şoför dövülmüştü.
Ahlaksızlık, iffetsizlik, fuhşiyyat sel halini alınca, önüne gelen her şeyi, herkese sürükler ve helak eder. Bize ne, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen sözde namusluları ve iffetlileri de…
Elinde imkan olduğu halde, ahlaksızlıkla yeteri kadar ve etkili şekilde mücadele etmemek de bir ahlaksızlık değil midir?
Yazının devamı için;
http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Ahlaksizlik_ve_Muslumanlar/14507#.UWqolW1rPIU
Yorum:
Tepkisiz Kalmayalım
Eskiden basın ve yayın organları bu kadar yaygın ve açık şeyler yayınlamazlardı. En açık kıyafetleri mayolu pozlardı. Bunu bir keresinde Nüket Duru'nun röportajında dinlemiştim. Mayolu bir poz vermiştim de çok konuşulmuştu demişti. Şimdiki sanatçıların daha açık pozlar verdiğini ve tepki almadıklarından bahsetmişti. Evet, Ona hak vermiştim. Günümüzde ise açık olmayan bir televizyon dizisi, açık olmayan bir klip, açık olmayan gazete neredeyse yok denecek şekilde izleyicilere sunulmaktadır. Bu da ister istemez seyredenlere normal gelmektedir. Üstelik bu açıklık küçük bir kesim içinde gerçekleştiği halde tüm ülkeye mal edilmektedir. Genç nesil ise bunu izlemekte ve onları örnek almaktadır.
Tüm zamanlarda haram haramdır. Günümüze veya modaya uymaz. Bu yüzden kadınların vücutlarını sergileyip, ondan para kazanmaları sonsuza kadar günahtır.
Ahlaksızlıkta gerçekten aldı başını gidiyor. Otobüslerde öpüşme de ne oluyor. İnsanların ar damarları çatlamış. İşte burada topluluk devreye giriyor. Toplulukta bu kabul görmezse bunu yapamazlar. Ama ne yazık ki insanlar bu durumlara tepkisiz kaldıkça bu böyle devam edecektir. Allah insanlara aklı vermiştir. İnsanları hayvanlardan ayıran tek şey akıldır.