Halk İslam’ı Kur’an Tercümelerinden Değil, Muteber Din Kitaplarından Öğrenebilir
23 Mart 2013
Manasını anlamadan Kur’an okumakta sevap var mıdır?.. Elbette vardır… Manasını öğrense de okusa daha iyi olmaz mı?.. Elbette çok iyi olur ama mana ve mealini doğru öğrenmiş olması gerekir.
Kur’an konusunda en önemli vazifemiz nedir?.. O kutsal Kitab Allahtan bize gönderilmiş bir mesajdır, talimatnamedir. Onun emirlerini, yasaklarını, tavsiyelerini, öğütlerini öğrenmemiz ve bunları hayatımıza geçirmemiz gerekir.
Kur’anın mesajını meal, tercüme ve tefsirlerden mi öğrenebiliriz, yoksa başka kaynaklardan mı?.. Kur’an mesajını en doğru, en iyi, en kolay şekilde Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulemasının, fukahasının, imamlarının, müctehidlerinin, mürşidlerinin; Kur’andan ve Sünnetten süzerek hazırlamışoldukları muteber akaid, fıkıh, ilmihal, ahlak, mev’ize kitaplarından öğrenebiliriz.
Niçin doğrudan doğruya meal ve tercümelerden değil?.. Çünkü Kur’an tercüme, meal ve tefsirlerinin bir kısmını ehliyetsiz, Reformcu, dinde yenilik ve değişim isteyen, Afganici, Fazlurrahmancı, bid’atçi kişiler yazmıştır. Kitaplarında doğrularla yanlışlar karmakarışık şekilde sunulmaktadır.
En büyük Ehl-i Sünnet müfessirinin tefsirini okuyarak iki rekat namazın nasıl kılınacağı öğrenilemez.
Türkiye’de 60 milyon Müslüman yaşadığı farz edilse ve bunların her birine zimmetli olarak birer Kur’an meali verilse bile halk ilmihalini öğrenemez. Dini öğrenmenin en kolay, en sağlam yolu güvenilir/yanlışsız ilmihal, akaid, fıkıh, namaz hocası, ahlak kitaplarınıokumaktır.
Sen Kur’an tefsirlerine karşı mısın? Kesinlikle değilim. Bu konuda isteklerim şunlardır: Tefsir icazeti olmayanlar re’y ve heva ile tefsir yapmasın… Halk tefsir veya meal kitaplarını okuyarak kendi kafasından dinî hüküm çıkartıp kaos ve anarşiye sebebiyet verilmesin… Din ilmihal kitaplarından öğrenilsin.
Kur’anı kendi re’y ve hevası ile tefsir edenler ne olur? Kafir olur. Bu konuda hadis vardır. Müslümanların Kur’an konusunda cahilce tartışmaları haramdır, yasaktır.
Niçin herkes kendi kafasına göre, re’y ve hevasından Kur’anı tefsir edemez ve ondan hüküm çıkartamaz?
Muhkemat vardır, müteşabihat vardır… Nâsih mensuh vardır…Tahsis vardır… Din ilimlerini medreselerde okuyup da bunları öğrenmemiş olanlar Kur’an konusunda yanılabilir.
Kur’an Allahın apaçık Kitabıdır ama bir kısım müteşabihatı ancak ilimde rüsuh sahibi olanlar anlayabilir.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) Ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacaktır, biri dışında bu fırkalar cehennemliktir. Kurtulacak olan Fırka-i Naciye benim ve Ashabımın yolundan gidenlerdir buyurmuştur.
Bugün piyasada, peygamberliğini ilan etmiş bir mürteddin tefsiri bile satılmaktadır.
Mezhepsizler, telfik-i mezahib taraftarları, İslamın Allah katında tek hak din olduğunu ayetini inkar edenler, kaderi inkar edenler, şefaati inkar edenler, tesettürü inkar edenler, bazıKemalist İlahiyatçılar, Farmason Afganiyi imam tanıyanlar, Fazlurrahmancılar velhasıl bir sürü bid’atçi Kur’an meali, tercümesi ve tefsiri yazmıştır. Bunları okuyanlar elbette sapıtır.
İcazetli üstad ve hocalardan âli ve ’âli ilimleri okuyup, imtihan verip icazet almamış olan Müslümanlar dinlerini önce ilmihal, akaid, fıkıh ve ahlak kitaplarından öğrensinler, sonra isterlerse Sünnî müfessirlerin yazdıkları tefsir kitaplarını da (kendi re’y ve hevalarıyla din hükmü çıkartmamak şartıyla) okuyabilirler.
Yazının devamı için;
http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Halk_Islami_Kuran_Tercumelerinden_Degil_Muteber_Din_Kitaplarindan_Ogrenebilir/14223
Yorum:
Toplumun Önemi
Kuran'ın manasını anlamadan okumak elbette sevaptır. Fakat öğrenme kapasitesi olanların da bunun arkasına sığınıp öğrenmemeleri ise çok acıdır.
Gerçi bunun için Türkiye'de herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Sadece okuma üzerine yapılmıştır. Hatta bu yapılan çalışmalar benim çocukluğumda bu kadar güzel ve çok değildi.
Şimdilerde ise okuma üzerine yapılan çalışmalar çok fazla ve güzel. Teknolojinin getirdiği imkanlarla isteyen bilgisayardan kendi kendine dahi öğrenebiliyor. İleride de Kuran'ı anlama, okuma, öğrenme konusunda Ruhu-l Kuran projesi çalışmak isteyenlere rehber olacaktır.
Yetişkin bir insan, gün geliyor, sadece kulaktan dolma bilgilerle umreye gidiyor. Orada başka ülkelerden gelen Müslümanların Kuran'ı çok güzel okuyor olduklarını görünce bir Müslüman olarak Kuran okuyamamanın ezikliğini hissediyor. Umreden gelince de ilk iş olarak Kuran'ı öğrenmek istiyor ve öğreniyor. Bu arada Kuran'ın Türkçe mealini de hiç okumamış olduğunu fark ediyor ve okumaya başlıyor. Ayrıca aksattığı beş vakit namazı devamlı kılmaya başlıyor.
Kuran'ı okumak ve Onu anlamaya çalışmak bir topluluk işidir. Çevresinde olan kişiler Kuran okuyorsa ve namaz kılıyorsa işte o da ister istemez öğrenecek ve kılacaktır. Toplulukla birlikte hareket etmiş olacaktır.
Allah isteseydi Kuran'da hükümleri, yapılması gerekli olan şeyleri maddeler halinde bildirirdi. Her konuyu ayrıntılı bir şekilde yazabilirdi. Bazı konularda böyle kesin hükümlerle ifade etmemesinin sebebi zamanla ve toplumun ihtiyaçlarına göre cevapların değişeceğidir.