ÖCALAN, AHMET TÜRK VE AYLA AKAT
1158 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

11.01.2013

İmralı görüşmesinin bilinmeyen tarafları

-  20 yıl sonra ilk kez görmüş Ahmet Türk, Abdullah Öcalan’ı...

-  Öcalan’ın saçları beyazlamış... Ahmet Türk ile Öcalan birbirlerine “yaşlanma” üzerinden takılmışlar.

-  Öcalan, Ahmet Türk’e “Sayın Ahmet” diye hitap etmiş.

-  Öcalan bu görüşmeye Ahmet Türk ile birlikte Gültan Kışanak’ın katılmasını arzu etmiş ama bu arzusuna uyulmamış.

-  Öcalan, Ahmet Türk ve Ayla Akat, yuvarlak bir masanın etrafına oturmuşlar.

-  Görüşme boyunca daha çok Öcalan konuşmuş.

-  Görüşme kayıt altına alınmış.

-  Üç isim birlikte İmralı’da öğle yemeği yemiş.

-  Öcalan’ın önünde notları varmış ama notlara bağlı kalarak konuşmamış.

-  Görüşme sürecinde MİT Müşteşarı Hakan Fidan İmralı’da değilmiş.

-  Öcalan kişisel durumundan ve cezaevi koşullarından hiç söz etmemiş.

-  Gazetelerde okuduğu bazı haberlerle ilgili sorular sormuş Öcalan...

BDP’nin nabzını tuttum

-  SELAHATTİN Demirtaş’la ayak üstü selamlaştım.

-  Gültan Kışanak ile uzun sohbet ettim.

-  Ahmet Türk ile Tarafsız Bölge’de buluştum.

İzlenimlerim şunlardır:

*

-  BDP’liler süreçten memnunlar, süreci çok önemsiyorlar.

-  İktidarın adımını sürpriz gibi algılamıyorlar, kaçınılmaz buluyorlar.

-  Dikkatliler: Yapacakları açıklamalara, verecekleri bilgilere olağanüstü titizlik gösteriyorlar.

-  Ketumlar: Sözlerini tartarak söylüyorlar. “Her şeyi siz bozdunuz” suçlamasına maruz kalmak istemiyorlar.

-  Sürece “Her şey bitti” gözüyle bakmıyorlar, “Her şey yeni başlıyor” gözüyle bakıyorlar.

-  Sürecin ilk adımlarının atıldığını düşünüyorlar. “Merdiven süreci/apartman kuramı” gibi yaklaşımları ciddiye almıyorlar.

-  İmralı görüşmelerinde dışlandıklarını düşünmüyorlar. “Ahmet Türk bizim doğal liderimizdir, onun olduğu yerde bizim dışlanmamız söz konusu olmaz” diyorlar.

-  Şikâyet ettikleri konu şu: İmralı’ya gidecek olan BDP’lilerin isimlerini hükümetin belirlemesi... Bunu nezaketsizlik olarak algılıyorlar.

-  Ahmet Türk de dahil olmak üzere hepsinin görüşü şu: Genel başkanlar bu sürecin dışında tutulamaz.

Paris suikastına dair

-  Başbakan diyor ki: “Örgüt içi infaz da olabilir, provokasyon da olabilir.”

-  Hüseyin Çelik diyor ki: “Örgüt içi infazdır”.

-  Avrupa’daki PKK Sözcüsü diyor ki: “İmralı görüşmelerine yönelik yapılmıştır.”

-  Emre Uslu diyor ki: “PKK içindeki Urfalılar–Dersimliler kapışması olabilir.”

-  BDP’liler diyor ki: “Örgüt içi infaz diyenler yalan söylüyor.”

Kısacası herkes bir şey diyor.

*

Biliyorum, devlet yetkililerinin dillerinin altında her an hazır tuttukları “Zamanlama manidar” klişesine hepimiz uyuz oluyoruz.

Fakat bu seferlik bu klişeyi kullanmaya izin çıkarabiliriz sanırım.

Çünkü...

Hakikaten de zamanlama pek manidar.

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22336812.asp

 

Yorum:

Çözüm Öcalan’da değil-2

Geçen hafta bu görüşmelerle PKK’nın sonlandırılamayacağını, geçici bir ferahlama sağlayabileceğini yazmıştım. Bunun sebeplerini tekrar yazıyorum:

PKK Öcalan’ın kontrolünde değildir.

PKK bir taşeron örgüttür.

PKK yabancı istihbarat örgütleri ile iş yapmaktadır. Onlar vasıtasıyla uyuşturucu trafiğinde önemli bir aktördür. Bu yabancı istihbarat örgütleri bazı pis işlerini PKK’ya yaptırmaktadır.

PKK yabancı güçlerin elinde önemli bir kozdur. Bu şartlarda tamamen yok edilemez. Sadece mikropların spor formuna geçtiği gibi siner ve uygun zamanı bekler. Zamanı gelince yeniden palazlandırılır. İstihbarat örgütleri içine adamlar gönderir ve yeniden güçlendirilip güçlü bir örgüt haline getirilir.

PKK’nın silah bırakacağı hissi doğar doğmaz ne yapıldı?

Karakola saldırıldı.

Ne yapıldı?

PKK’nın kurucularından üç kadın Paris’te öldürüldü. Hem de bulundukları yerde şifre ile girilen bir yerde kapının zorlanmadan girilmesiyle (tanıdıkları birileri tarafından) öldürüldüler.

Bunun üzerine PKK’nın yaptığı açıklama manidardır:

Suikast yeni çözüm sürecini baltalamaya yöneliktir.

Cinayetleri gerçekleştiren güçler amaçlarına ulaşamayacaklardır. Olay tüm boyutlarıyla ortaya çıkartılıp failler bulununcaya kadar Fransa devleti sorumluluk altındadır.

Suikast uluslararası güçlerin ve Türk gladyosunun ortaklaşa ve profesyonel bir tarzda planlayıp gerçekleştirdiği bir eylemdir.

PKK’nın bitmesi neredeyse PKK’nın bile elinde değil gibi duruyor.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 187 | Tarih: 13.01.2013
Ahmet Hakan
ÖCALAN, AHMET TÜRK VE AYLA AKAT
Çözüm Öcalan’da değil-2
1158 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Nedenler iyi kavranır ve yanlışlıklar tekrarlanma
Kürt sorunu yok,sistem sorunu var!
1081 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Güçlü Devlet
Doğru ve sonuçsuz
1070 Okunma
Süleyman Karagülle
Hüseyin Gülerce
Paris suikastı ve İmralı Süreci
Nasıl bir hoşgörü?
1015 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas
Mehmet Barlas
Barışı sadece ilke olarak desteklemek yetmiyor
Çitlerin ardında bir Millet
953 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Rabiatül-Adeviyye İslam Kız Mektebi
Pozitif İlimle Beraber
935 Okunma
Emine Hocaoğlu