Kürt sorununun bölgeselleşmesi ve ortak bir gökkubbe inşası
Yusuf kaplan
31 aralık 2012
Büyük ölçekli sorunlarda, kısa vadeli çözümler, kısa devre yapmakla sonuçlanır sadece. Yaşanan sorunların büyüklüğüyle orantılı olarak kısa, orta ve uzun vadeli anlama, anlamlandırma ve çözüm önerileri geliştirme çabası içine girilemediği zaman, sorunların içinden çıkılması bile zorlaşır. Sapla saman birbirine karışır.
KÜRT SORUNU BÖLGESELLEŞTİ
Önce şu tespiti yapalım: Kürt meselesi, yalnızca Kürtlerin meselesi değildir. Ayrıca da sadece Türkiye'nin bir meselesi olmaktan çoktan çıkmış ve Filistin meselesini bile gölgede bıraktıracak kadar bölgesel bir sorun hâline gelmiştir.
Bu, kısmen, İran, Irak ve Suriye'de de hatırı sayılır ölçekte bir Kürt nüfusunun yaşıyor olmasından kaynaklanıyor. Kısmen de, -ki bu daha önemli ve belirleyici bir olgu gibi görünüyor, bölgeye çeki düzen vermek isteyen eski sömürgeci ülkelerin veya emperyal güçlerin -başta İngiltere olmak üzere, Fransa'nın, Rusya'nın- yanısıra, yarım asırdan bu yana Amerika'nın bölgenin kaderini bölgesel bir Kürt sorunu icat ederek şekillendirme ihtirasından.
Sözün özü, hangi sâiklerle veya nedenlerle olursa olsun, Kürt sorunu artık bölgesel bir soruna dönüşmüştür. Eğer bu gerçeği göremezsek, Kürt meselesi konusunda dişe dokunur bir mesafe almamız son derece zorlaşabilir.
İSRAİL'E DİKKAT!
Burada göremediğimiz ve belki de zikrettiğim aktörlerden daha fazla 'bölgesel Kürt meselesi' üzerine 'yatırım yapan', orta ve uzun vadeli stratejiler geliştiren aktör, İsrail'dir.
İsrail, Kürt sorununun bölgeselleşmesi ve Filistin sorunundan sonra bölgenin karıştırılmasında 'çıbanbaşı' hâline gelmesi konusunda çeyrek asırdır hummalı ve çoklukla da 'sinsi' stratejiler ve çalışmalar gerçekleştiriyor.
İsrail'in bu konudaki sinsi ve hummalı çalışmalarını gözardı ettiğimiz sürece Kürt sorununun orta ve uzun vadede hangi amaçlar için kullanılabileceğini kavramakta bile sorun yaşayabiliriz.
Sadece şu kadarını söyleyeyim: Kürt sorunuyla ilgili en ulaşılamayacak, en gizli ve en hayatî bilgiler İsraillilerin elindedir. İsraillilerin elindeki bu bilgilere ulaşılamadığı sürece Kürt sorununun kontrol altına alınabilmesi bile imkânsızlaşabilir.
O yüzden İsrail'in Kürt sorununun bölgeselleşmesi, bölgede Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı ülkelerin karıştırılması konusunda izlediği politikaları, geliştirdiği stratejileri ve yaptığı çalışmaları yakın takibe almak zorunlu hâle gelmiştir.
O yüzden 'İsrail'e dikkat!' diyorum.
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL GÜÇ OLMA
YÜRÜYÜŞÜ ENGELLENMEK İSTENİYOR
Burada sorulması ve izi sürülmesi gereken temel soru şu: Kürt sorunun bölgeselleştirilmesiyle ne hedefleniyor acaba?
Öncelikle Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı ülkeler, istikrarsızlaştırılmak isteniyor.
İkinci olarak, bölgede 'bağımsız' bir Kürt devleti'nin kurulması için uygun bütün şartlar hazır hâle getiriliyor.
…………………………
Üçüncüsü ve en önemlisi de, Türkiye'nin 6-7 yıl önce başlattığı bölgesel güç olma konusundaki hedefleri, planları ve yürüyüşü engellenmek isteniyor.
YENİ BİR İMKÂN:
ORTAK GÖKKUBBE İNŞASI
Türkiye, Türkiye'nin sınırlarını aşan ve bölgesel boyutlar kazanan Kürt meselesini hem bütün Kürt halklarını, hem de uzun vadede bölgedeki bütün halkları ortak bir gökkubbe altında nasıl toplayabileceği meselesi üzerinde derinlemesine kafa yormak zorundadır.
Aslında sömürgecilerin ve onların bölgemizdeki bütün sorunlarda çıbanbaşı rolü oynayan İsrail'in sinsi oyunlarını ve stratejilerini püskürtebilecek yepyeni bir imkânla karşı karşıyayız.
Bölge halklarının hepsini aynı gökkubbenin çatısı altında toplayabilecek tarihî ve kültürel derinliğe de, siyasî, ekonomik ve entelektüel sermayeye de biz sahibiz büyük ölçüde.
Bunu bölge halkları da, bölgenin entelektüelleri de çok iyi biliyor ve açıkça telaffuz ediyorlar. Ve bizden kısa, orta ve uzun vadeli, ayakları yere basan kültürel, ekonomik ve siyasî projeler ve stratejiler geliştirmemizi bekliyorlar.
TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDEKİ ENGEL,
DIŞARIDA DEĞİL, İÇERİDE!
Bu bağlamda Türkiye'nin önündeki asıl engel dışarıda değil, içeride: Türkiye'nin yeniden müşterek bir gökkubbe inşasına karşı çıkanlar, bu ülkede, en azından zihnen Batılılıların gönüllü acentaları gibi 'çalışan' metamorfoz yemiş liberal, sosyalist Avrupacı ve / veya Amerikancı entelijansiyadır.
Bölgemizin geleceğini müşterek bir medeniyet fikri etrafında şekillendirecek kardeşliğe, adalete, hakkaniyete ve paylaşmaya dayalı bir gökkubbe inşasında yeniden tarihî bir yükümlülükle karşı karşıya olduğumuzu ve bu yükümlülük bilinci ve sorumluluğuyla uzun soluklu bir yürüyüşe kendimizi hazırlamamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/kurt-sorununun-bolgesellesmesi-ve-ortak-bir-gokkubbe-insasi/35638
yorum;
21.yüzyılın gökkubesi ADİL DÜZENolacaktır!
Türkiyenin önündeki engel içeride değil derinlerdedir.
Bende Müslümanım diyenlerin “SADIR”’larındadır.
Aranan kelime”ADİL DÜZEN”’dir.
Gelmesinin önemli bir yolu da “ADİL DÜZEN PARTİSİ”’nin
Muaccelen kurulmasıdır.
Özlenen ve beklenen kadrolar O partinin
İçinden süzülerek çıkacaktır…