05 Ocak 2013
Kolay anlaşılsın, bilinsin, olumlu şekilde tartışılsın, gündeme alınsın, üzerinde ciddî olarak müzakereler yapılsın, çare ve çözümler bulunsun diye bazı konuları maddeler halinde, çok açık ve seçik yazıyorum.
*Birinci ve ölümcül hıyanet: Yakın tarihte zengin ve sofu Müslümanların yeterli sayıda kabiliyetli, zeki, düzgün ve istidatlı çocuklarınıaskerî mekteplere verip subay yetiştirmemeleridir. 1950’lilerde bu konuda çok fırsat ve hürriyet vardı ama Hacı Beyler camiası oğullarını öncelikle doktor ve mühendis yetiştirdiler. Çünkü bu iki meslekte para, itibar vardı!
*İkinci gaflet ve hıyanet: Zengin Müslüman tabakanın genel eğitim işlerine önem vermemesi, çocuklarının bir kısmını öğretmen yetiştirmemesi, dar dinî eğitime saplanıp kalmasıdır.
*Üçüncüsü: Dinî hizmetlere gereken önemin verilmemesi (önem verilmemesi demedim, “gereken” önemin verilmemesi dedim), bütün dikkatin ve enerjinin süslü cami binalarına yöneltilmesi, mihraplara icazetli ehliyetli kudretli hocalar geçirilmemesi, imamlığın, istisnalar dışında namaz kıldırma memurluğu seviyesine düşürülmesi.
*Dördüncüsü: Ümmet birliğinin parçalanması, Sünnî Müslümanların binlerce irili ufaklı ve birbirinden kopuk fırka, hizip, cemaat, dernek ve vakfa bölünmesi ve dehşet verici bir kaos ve anarşi meydana gelmesi.
*Beşincisi: Son on küsur sene içinde büyük bir hürriyet, imkan ve serbestlik olmasına rağmen Sünnî Müslüman çoğunluğun, kendisine itaat ve biat edilecek bir İmam-ı Kebir seçmemesi, bulmaması ve tek bir Ümmet olmaması.
*Altıncısı: Müslümanların bayi satışı (yapay abone ve zorlama satış değil!) iki milyon olan güçlü bir günlük gazete, yine bayi satışıen az bir milyon olan haftalık etkili bir dergi çıkartamaması.
*Yedincisi: Din, iman, İslam, mukaddesat hizmet ve faaliyetlerinin büyük kısmının paraya endeksli olması. (Allah için, yaratıklardan ücret istemeden ihlasla hizmet edenlerin ellerini öperim…)
*Sekizincisi: Müslüman tv’si kuracağız diye saf dindar halktan büyük paralar, altın ve mücevher toplanıp, sonunda büyük kısmı bozuk ve çağdaş yayınlar yapılması.
*Dokuzuncusu: Sünnet-i seniyyeyi yıkmaya, tahrife, ayıklamaya, AB standartlarına ve Feminizme uydurmaya çalışan modernist ve reformcularla gereği ve yeteri kadar mücadele edilmemesi, Ehl-i Sünnetin savunulmaması.
*Onuncusu: Birtakım fanatiklerin ve holiganların, cemaatlerini dinle özdeşleştirmeleri ve hattâ bazen dinin üzerinde görmeleri ve bunların uyarılmaması.
*On birincisi: Kur’anın yasaklamış olmasına rağmen bazıruhbanların erbab haline getirilip putlaştırılması, böylece gizli şirke düşülmesi.
*On ikincisi: Vaktiyle bu düzen bozuktur, onun yerine hak ve âdil bir düzen getireceğiz diyen bir kısım sahte İslamcıların, ellerine fırsat geçince dün bozuk dedikleri düzenin haram rantlarına saldırıp zenginleşmeleri, mücahidlik postunu atıp müteahhit olmaları.
*On üçüncüsü: Emanetlerin ehliyetli ve liyakatli kimselere verilmemesi, ehliyetsiz bizdenlere, yandaşlara verilmesi. (Emanetlere hıyanetin yaygın hale gelmesi âhir zaman alametlerindendir.)
*On dördüncüsü: Tesettür konusumda Kur’anî, Nebevî, Şer’î normlara ve hükümlere aykırı şeytanî yollara gidilmesi, İslamî olmayan bir tesettür endüstrisinin kurulması.
*On beşincisi: İmandan sonra İslamın en önemli emri ve şartıolan cemaatle namaz kılmanın büyük ölçüde ihmal ve terk edilmesi.
*On yedincisi: Halka dinini öğretecek icazetli ve ehliyetli ulema ve fukaha yetirilmemesi.
*On sekizincisi: Müslüman kesimin büyük ölçüde İstanbulİslam kültürünü, medeniyetini, terbiye ve görgüsünü yitirmesi.
*On dokuzuncusu: İslamî kesimde birtakım arivistlerin (ikbal avcısı) büyük tahribat ve dolandırıcılık yapmaları ve halkı aldatmaları.
*Yirmincisi: Ümmetin tamamı için dört başı mamur bir kurtuluş plan ve programı yapılmaması ve hayata geçirilmemesi. Bölük pörçük ucuz reçetelerle yetinilmesi.
Vicdanlı, iz’anlı, şuurlu Müslümanların bu konuları olumluşekilde tartışmaları ve müzakere etmeleri gerekir.
Bazı sekter düşünceli holiganlar, özeleştiri yaptığım için bendenize münafık diyecek kadar düşmanlık ediyor.
Müslümanlar tek bir ümmet olsun demek münafıklık mıdır?
Müslümanlar bir İmam-ı Kebir’e biat ve itaat etsinler demek münafıklık mıdır?
Zekatlar Kur’ana, Sünnete ve Şeriata uygun olarak verilsin ve sarf edilsin demek münafıklık mıdır?
Ehl-i Sünneti savunmak münafıklık mıdır?
Yazının devamı için;
Yorum:
Küçük Yaşta Verilmeli
Çocuklarımıza verdiğimiz pozitif ilimlerin yanında mutlaka Kuran derslerinin de verilmesi gerekir. İşte o zaman daha küçük yaşta Kuran hakkında bilgiye sahip olacaklardır. Bu sayede Kuran'ı istedikleri zaman geliştirmelerine olanak sağlanmış olacaklardır.
Üstelik çocuklara küçük yaşta ne verilirse alabilecek kapasitelerinin olduğudur. Yalnız çocuklara verilecek dersleri onların seviyelerine göre hazırlanmış olması gerekir. Çocukların seviyelerine göre hazırlanan dersleri onlar kolaylıkla öğreneceklerdir. Namaz kılanlar da bu sayede çoğalmış olacaklardır.
İslamiyet'te en büyük yanlışlık dini hizmetlerden sorumlu bir yerin olmasındandır. Böyle bir yer oldukça dinimizi hakkıyla öğrenme azalacaktır.
Bu dini hizmetlerden sorumlu yerler de halkımıza doğru bilgi vermemektedirler. İlahiyat fakülteleri de tam anlamıyla icazetli ilim adamları yetiştiremediklerinden sıkıntı başlamış olmaktadır. Kuran sadece küçük bir kesim anlasın diye inmemiştir. Tüm insanlık içindir. O halde her Müslüman'ın okuması ve anlamı için çalışmaların yapılması gerekir.