05.01.2013
SORU: Bu bir dönüm noktası mı?
CEVAP: Olabilir... Eğer iyi yönetilirse bu görüşmeler, 30 yıllık çatışma sürecinin sona erdirilmesini sağlayabilir.
*
SORU: Bugünkü İmralı görüşmelerinin, Oslo görüşmelerinden farkı ne?
CEVAP: En önemli fark şu: Bu görüşmeler kamuoyuyla paylaşılıyor. Aleniyet söz konusu yani...
*
SORU: Aleniyet neden önemli?
CEVAP: İki nedenden dolayı önemli: BİR: Kamuoyunun süreci izlemesine imkân vermesi... İKİ: Çözüm için önemli bir angajmana girildiğinin hissettirilmesi...
*
SORU: Ahmet Türk ve Ayla Akat isimlerini kim belirledi?
CEVAP: Öcalan belirlemedi, devlet belirledi. Eğer Öcalan belirlemiş olsaydı görüşmeye bu iki ismin katılacağı BDP çevrelerinden sızardı. Oysa sızdırma hükümete yakın çevrelerden geldi.
*
SORU: Neden Ahmet Türk?
CEVAP: Emek vermiş, çile çekmiş bir isim Ahmet Türk... Ayrıca “akil adam” olarak görülüyor. Saygın bir imajı var... Kürt çevrelerinde sempatiyle bakılan bir isim.
*
SORU: Neden Ayla Akat?
CEVAP: Her ne kadar bölgede radikal söylemleri olsa da Ankara’daki ilişkileri iyi... Anayasa Komisyonu’nda görev yaparken iktidar çevreleriyle yakın ilişki kurdu. Hükümete yakın basınla da arası iyi... “Bölgede radikal/Ankara’da ılımlı” bir tavrı var. Devlet’in kendisini seçmesinde Ankara’daki ılımlı tavrı etkili olmuş olabilir.
*
SORU: Bu görüşme neden önemli?
CEVAP: “Ben olsam asardım” dendi, “İstihbarat birimleri kısıtlı görüşmeler yapıyor” dendi, “Koster bozuk” dendi... Ve bütün bunların ardından MİT’in koordinasyonunda Ahmet Türk ile Ayla Akat’ın Öcalan’la görüşmesi noktasına gelindi. Sürece böyle bakılırsa çok ama çok ileri bir adım olduğu görülür.
*
SORU: Barış mı geliyor? Silahlar susacak mı? Terör biter mi?
CEVAP: “Barış geliyor, silahlar susuyor, sorun bitiyor” denemez. Ama şu denilebilir: Sonu silahların susmasına kadar varacak önemli bir süreç başladı...
*
SORU: Süreci ne baltalar?
CEVAP: Devamının getirilememesi ve iyi yönetilememesi baltalar. “Açılım politikası”nın iyi yönetilememesinin sonuçları ağır oldu... Eğer bu da iyi yönetilemezse felaket olur. Unutmayalım: Bu tür süreçlerin fiyaskoyla sonuçlanması durumunda başlangıçtan daha geri bir noktaya düşülmesi kaçınılmaz oluyor.
*
SORU: Aşırı iyimser bir hava mı var?
CEVAP: Aşırı iyimser bir hava yok, temkin var. Doğrusu da bu... İhtiyatlı olmak gerekir, bu kesin. Ama şu da var: Artık kötümser olmak gibi bir lükse de sahip değiliz.
*
SORU: Öcalan sorunun çözümünde tek söz sahibi mi?
CEVAP: Öcalan tek muhatap değil ama en önemli muhatap... Nihai amacın sadece Öcalan’la gerçekleşeceği düşünülemez. Çünkü sorunun diğer parçaları ile Öcalan arasında sağlıklı bir iletişim yok. Taraflar birbirlerinden yalıtılmış durumda. Sis perdesi var ortada... Böyle bir ortamda ne Öcalan Kandil’den, ne Kandil Öcalan’dan emin olabilir.
*
SORU: Bu görüşmelerden beklenen somut sonuç nedir?
CEVAP: PKK’nın eylemsizlik kararı vermesi... Yani bir tür ateşkes... Ardından PKK militanlarının Kuzey Irak’a çekilmesi... Silah bırakma ise en son aşama...
*
SORU: Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “İstismar söz konusu olursa görüşmeler biter” demesi ne anlama geliyor?
CEVAP: Görüşmeler kamuoyuyla paylaşılarak yapılıyor. Bunun riskleri var. Çok ince bir denge tutturulması gerekir. Adalet Bakanı, işte bu denge adına böyle konuşuyor. Kamuoyunda oluşabilecek tepkileri dengelemek için bunu söylüyor.
Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22295456.asp
Yorum:
Çözüm Öcalan’da değil
Devlet Öcalan’la görüşmeye başladı, PKK silah bıraksın diye. Ama büyük bir yanılgı içindeler. Yapılan sadece palyatif bir tedavi olabilir, geçici düzelmeler sağlar.
Neden mi?
PKK Öcalan’ın kontrolünde değildir.
PKK bir taşeron örgüttür.
PKK yabancı istihbarat örgütleri ile iş yapmaktadır. Onlar vasıtasıyla uyuşturucu trafiğinde önemli bir aktördür. Bu yabancı istihbarat örgütleri bazı pis işlerini PKK’ya yaptırmaktadır.
PKK yabancı güçlerin elinde önemli bir kozdur. Bu şartlarda tamamen yok edilemez. Sadece mikropların spor formuna geçtiği gibi siner ve uygun zamanı bekler. Zamanı gelince yeniden palazlandırılır. İstihbarat örgütleri içine adamlar gönderir ve yeniden güçlendirilip güçlü bir örgüt haline getirilir.
Bu nedenle çözüm zannedilen bu görüşmeler ile geçici düzelmeler dışında hiçbir sonuca varılamaz.
Çünkü fonksiyonun parametreleri sadece Öcalan, BDP ve Karayılan değildir. Bunlar sadece alt parametrelerdir. Asıl parametreler ise şeytanlıkları için kullandıkları bu tür yapılardan asla vazgeçmezler.
Çözüm sistemin değişmesi ve Adil Düzen’in gelmesidir. Adil Düzen ile birlikte zaten yerinden yönetim gelmekte ve PKK gibi örgütler bir anda anlamsızlaşmaktadır.
Allah asıl çözümü getirecektir, biraz sabretmek gerekecek sadece.