Anlaşılan mahkeme salonunda Çevik Bir ile İsmail Hakkı Karadayı arasında, daha önceki davalarda görmediğimiz diyaloglar olacak. Çünkü Karadayı; “Batı Çalışma Grubu’ndan haberim yok.” derken, Çevik Bir, “Direktif ve emirleri o verdi.” diyor. Sincan’daki tanklar için Çevik Bir, “Demokrasiye balans ayarı yaptık.” diyor. Karadayı; “Tesadüftü, boşboğazlara aldırmayın.” diyor. Karadayı, Taha Akyol’a gönderdiği açıklamada (Milliyet, 3 Mart 2009) “Ben ‘yazarları atacaksınız’ diye hiç kimseye emir vermedim. Bu yaşa gelmiş bir insanın söylediklerine herhalde inanırsınız.” diyor. Çevik Bir ise bazı gazete sahiplerini Genelkurmay’da öğle yemeğine davet ediyor ve “komutan adına” diyerek, gazetelerin nasıl yayın yapacağı ve hangi yazarların işten atılacağı konusunda ‘talimat’ üslubuyla bir konuşma yapıyor. Dikkat buyurun, bu yemek Genelkurmay binasında yapılıyor ve Karadayı, bu yemekten haberdar olmuyor! 28 Şubat davası, demokratikleşme yolunda yeni bir dönemi başlatacak...
Yorum:
Bıktık Artık...
Uzunca bir süredir devam eden ergenekon, balyoz, 28 şubat gibi davaların gündemi sürekli meşgul etmesinden ve gerçek sorunlarımızın konuşulmamasından gına geldi artık. Bugün hangi hükümet taraftarıyla konuşsam 10 yıllık tek başına iktidar döneminin icraatı olarak yapılan yollardan ve askerlere bildirilen hadden başka birşey duyamıyorum. Artık öyle bir hava oluştu ki başka bir beklentide yok zaten kimsede, mecburi olarak insanlar taraftar olmaktalar.
İşin anlamadığım yönlerinden biri de bu bahsi geçen davaların sonucunda suçluların cezalarının belirlenmesi ile demokratikleşme yolunda ne gibi bir değişiklik olacağıdır. Çoğunluk demokrasisinden mi vazgeçilecek, hakemlik sistemi mi tesis edilecek, dayanışma ortaklıkları mı kurulacak? Tabiki hayır, sadece mevcut iktidarın nimetlerinden faydalananlar biraz daha rahatlayacaklar, korkularından biraz daha arınacaklar o kadar. Bunu da herkese demokratikleşmede yeni dönem olarak yutturmaya çalışacaklar. Gerçekten bu menfaatçiliklerinden, başkalarını aptal yerine koymalarından, bıktık artık....