02 KASIM 2012
Mardin Yeşilay sorumlusu, "Şehrimize ahlaksızlığı üniversiteliler getirdi" demiş. Böyle bir söz laikler, çağdaşlar, dünyevîler, Kemalistler için skandaldır, rezalettir. Bendeniz haklı ve isabetli buluyorum.
Bunun sorumlusu olarak da Sünnî Müslüman çoğunluğu görüyorum.
Ondokuzuncu asırda İstanbul Darülfünununda (üniversitesinde) Cemaleddin Afganî bir konferans vermiş, peygamberliğin çalışılarak elde edilebilecek bir sanat olduğu mealindeki sapık lafları yüzünden ulemanın tepkisini çekmiş, bu bahaneyle Darülfünun kapatılmıştı.
Türkiyenin Sünnî Müslümanları kurtulmak, hürleşmek, izzet bulmak istiyorlarsa gerçek İslam Üniversiteleri açmak zorundadırlar. Sadece ilahiyat fakültelerini kasd etmiyorum. İslam Üniversitelerinde bütün branşların ve konuların fakülteleri olacaktır.
Böyle üniversiteler açılabilir miymiş?.. Elbette açılır. ABD'nin Utah eyaletindeki Mormonların üniversitesine bakılsın...
İslam üniversiteleri bulundukları şehre ve yöreye İslamı, ahlakı, fazileti, iffeti getireceklerdir.
Bu üniversiteleri İslamcılar, cemaatçiler, hizçipçiler, bid'atçiler açabilir mi? Açabilirler ama onların açtıkları İslam üniversitesi olmaz, cemaat üniversitesi olur.
Benim dediğim üniversiteleri çok yüksek kültüre sahip, yüksek ahlak ve karaktere malik, geniş ufuklu, kuyuya attığı taşı yüz farmasonun çıkaramayacağı, firaset fetanet ve dirayet ehli çok vasıflı, güçlü, muktedir, ehliyetli, başarılı, işbitirir Müslümanlar açabilir ve idare edebilir.
Osmanlı veya Selçuklu mimarisinden ilham alınarak inşa edilmiş binası... Ortasında birkaç bin kişilik harika bir cami... O camiin mihrabında, minberinde, kürsüsünde dört beş lisan bilen Arapça Türkçe İngilizce kitaplar telif ve tasnif etmiş güçlü ulema ve fukaha... Her konuda dünyanın en kudretli uzman profesörleri... Seçkin öğrenciler... Her fakültesinin dünya çapında ilmî dergileri... Hem ilim, hem din, Hem ahlak ve fazilet...
İslamcılar böyle üniversiteler açamaz demiştim. Peki, Sünnî Müslümanlar açabilir ve işletebilir mi? Maalesef onlar da bugünkü perişan halleriyle bu hizmeti yapamaz. Böyle üniversiteler açıp işletebilmek için yüksek medenî İslam kültürü lazımdır.
Ülkemizdeki bugünkü düzen için "Eskisinden daha iyi..." diyen mantıksız kafalar böyle üniversiteler açamaz.
İslam üniversitesi açıp işletebilecek hiç mi yetişmiş insanımız kadromuz yoktur? Vardır ama onlar istisnadır ve onlara kesinlikle imkan ve fırsat verilmez.
Müslümanların çok parası var... Hürriyet ve fırsat var... Lakin İslam üniversiteleri açamıyorlar. Unları yağları olup da börek yapamayan Müslümanlar.
İslam üniversitesi açmanın niyeti bile yok.
İslam üniversitesi öyle lafla, edebiyatla, cart curtla açılıp işletilmez.
Bu üniversitelerde beş vakit namaz üniversitenin camiinde cemaatle kalınacaktır.
Edebiyat, tarih, sanat, mimarlık, tıp, mühendislik, ziraat... her sahada ve her konuda dünya birincisi olmaya çalışılacaktır.
İlmî araştırma konusunda uluslararası ödüller kazanılacaktır.
Laboratuarlarında keşifler icatlar yapılacaktır.
İslam üniversitelerine dünyanın her yerinden öğrenciler gelip kaydolacaktır.
Bu üniversiteler ülkeye, İslam dünyasına, insanlığa ışık tutacaktır.
Şucular, bucular, ocular!... Paranız var, hürriyet var, imkan ve fırsat var, niçin böyle nurlu üniversiteler aç(a)mıyorsunuz?
Yazının devamı için; http://www.milligazete.com.tr/makale/islam-universiteleri-254106.htm
Yorum:
Allah'ın Gazabı Yakındır
Sadece üniversiteler de değil, liselerde dahi ahlaksızlık görülmektedir. Eskiden çok nadir olarak gördüğümüz manzaraları şimdilerde çok yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yaygınlaşmanın başında televizyon kanallarında olan ahlaksız dizlerin, filmlerin gösterilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Üniversitelerin ahlaksızlığının düzelmesinin çözümü öğrencilere ceza uygulanması veya üniversiteden atılması olmalıdır. Ceza uygulandığı zaman ahlaksızlıklar azalacaktır.
Bu ceza uygulaması günümüz de uygulanmayacağı düşünülürse ki burada şu da unutulmamalıdır ahlaksızlığın çoğalması demek yeni bir düzenin gelmesinin yakın olmasını göstermektedir. Kuran'da Lut kavminin ahlaksızlığının çok bozulduğundan söz etmektedir ve onlara Allah'ın gazabının geleceğinden bahseder. Demek ki bu bozulmaların önüne geçilmezse ya Allah'ın gazabı gelecek yada daha da çok bozulacaktır.