01.11.2012
Ülke yönetimine duyulan güveni seçim sandıklarından çıkan sonuç belirler.
Bu sonucun TBMM'de güçlü bir hükümetin kurulmasına kaynak olduğunu biliyoruz.
Ülke ekonomisine duyulan güveni de Borsa endekslerinden anlarsınız.
Önceki gün kapanış rekoru kıran İMKB, dün de 71 bin 844 puandan güne başladı.
Endeks seans içinde de ilk kez 72 bini aşarak 72 bin 143 puanla tarihi zirvesini gördü...
Demek ki ekonomiye duyulan güven fazlasıyla mevcut.
Kısacası kavgacılar kavgalarına, yürüyüşçüler yürüyüşlerine, direnişçiler de direnişlerine devam edebilirler.
Toplum da, girişimciler de Türkiye'nin yarınına güveniyorlar.
Gemi ileriye gidiyor, güvertesindeki tepişmeler geminin yönünü etkilemekte...
Bazı beklentiler
Tabii ki yeni bir demokratik anayasa, tüm partilerin uzlaşması ile yapılabilse çok daha iyi olur.
Tabii ki Kürt Sorunu nihai ve demokratik bir çözüme bağlansa ve bölücü terör bitse, harika olur.
Ama herhalde bir gün bunlar da gerçekleşecek.
Neticede Ortadoğu coğrafyasında çoğulcu ve özgürlükçü bir demokrasiyi yaşatırken, her şey bir anda olamıyor.
Şimdilik bugünün dünü aratmaması bile, ülkenin yarınına duyulan güveni artırıyor.
Bir eksiğimiz de Avrupa Birliği'ne tam üyeliği hedefleyen yolculuğumuzun bir nevi dondurulmuş olması değil mi?
Anacak bazı şeyleri hiç unutmayalım.
Devamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2012/11/01/geminin-guvertesindeki-tepismeler-rotayi-etkilemiyor
Yorum:
Bakış Açısı
Sadece seçim sonuçlarını ve borsa endekslerini baz alarak “Bu hükümet işini iyi yapıyor, halk da ondan memnun.” demek oldukça zor. Baktığımız parametreler çeşitli ve çok yönlü olmalıdır. Bakış açımız olayı çok farklı algılamamıza sebep oluyor.
Örneğin hukuki alanda yapılan düzenlemelerden ne camia, ne de halk memnundur. Bu noktada hükümete tam bir güvensizlik söz konusu. Menfaatleri doğrultusunda bir gecede her şeyi değiştirebilecek bir yönetim güven uyandırabilir mi?
Eğitimde yapılan, daha doğrusu yapılmaya çalışılan düzenlemeler ise tam bir kumar. Bu sürüm zayi olursa, yeni bir uygulamada farklı denekler kullanılacak, doğru(kimin doğrusu) bulununcaya dek bu böyle sürecek. Allah ana babalara ve öğrencilere sabır verin.
Sağlık politikaları sayesinde ise vatandaşın ağzı kulaklarında, sektör(hastaneler, eczaneler, ecza depoları) ise kan ağlıyor.
Bu dengesizliği ve tutarsızlığı nasıl açıklayıp, telafi edecekler. Başbakan nasıl bir Türkiye hayali kurduysa seçilme yaşını ergenliğin bitimine denk getirmiş. Ülkemizde meslek sahibi olma ve iş bulma yaş ortalaması bile 25’in üstündeyken ve meclis 40 yaşını aşmış, gelişim evresini tamamlamış bu yüzden emeklilik bekleyen vekillerle doluyken, böyle bir teklif şaka bile olamayacak ciddiyetsizliktedir.
Bugün seçim yapılsa belki oy oranları yine büyük ölçüde aynı olacak ama bu güçlü bir iktidarın değil, zayıf bir muhalefetin göstergesi olacak. Alternatifsizlikten oy kullanmaktansa en iyisi boykot yapmaktır derim. Hükümete hakim değil, hadim olduğunu hatırlatmanın bana göre daha etkili bir yolu yoktur.