‘Tek din’ mi?
1471 Okunma, 1 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

07.05.2012

BAŞBAKAN Erdoğan, “tek” vurgulu sloganını üçten dörde çıkarmış:

“Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek din.”

 ***

Hadi “tek millet”i anladık: Millet derken ırkı kastetmiyorsunuz.

Hadi “tek bayrak”ı anladık: Bayrak hepimizin bayrağı...

Hadi “tek devlet”i anladık: Devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunuyorsunuz.

Peki “tek din” nereden çıktı?

“Tek din” Müslümanlık ise topraklarımızda yaşayan başka dinlere mensup vatandaşlarımıza “sizi dışarıya alalım” mı denecek?

Yine tek din “Müslümanlık” ise kastedilen hangi “Müslümanlık”?

Ve hepsinden önemlisi “laiklik” ilkesi ne olacak?

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20498492.asp

 

Başbakan’a endeksli yazarlığın zorlukları

10.05.2012

BAŞBAKAN Erdoğan, “Tek din demem dil sürçmesiydi” dedi.

Ne zaman?

Dün akşam saatlerinde...  Yani köşe yazılarının yazılıp gazetelere gönderildiği bir saatte...

Fakat talihsizlik işte!

Bugün gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Başbakan’ın “Dilim sürçtü” açıklamasından önce yazdığı yazısında, Başbakan’ın “tek din” açıklamasını haklı çıkarmak için bin türlü tevil çabasına girişmiş.

Böylece fena halde açığa düşmüş, çok feci “işgüzar” durumuna düşmüş.

Geçmiş olsun!

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20520522.asp

 

Başbakan’a endeksli yazarlığın zorlukları (2)

11.05.2012

KONU: Ergenekon dalgaları...

Biri Bugün gazetesinden, diğeri Zaman gazetesinden iki yazar, dalgaları analiz ediyorlar.

Her ikisi de o gün akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan’ın yaptığı “Ergenekon dalgaları ülkeyi vurur” açıklamasından haberdar değil.

Bu nedenle...

Yazılarında Başbakan Erdoğan’ın daha önceki açıklamalarına “gönderme” yapıyorlar ve Başbakan’ı referans alıyorlar.

Diyorlar ki:

“Başbakan Erdoğan’ın da kararlılıkla ifade ettiği gibi Ergenekon dalgaları sürecek.” Ne diyelim?

En iyisi bir kez daha “geçmiş olsun” diyelim.

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20528484.asp

 

 

Yorum:

Din kelimesi

Kelimeler zaman içinde anlam değişmesine uğrarlar. Zaman içinde asıl anlamlarının yerine kullanılırlar ve başka bir anlam kazanırlar. Genellikle de ilk anlamı ortadan kaybolur. Bazılarının ise eski anlamı da devam eder.

Geçen senelerde oğlum bana serzenişte bulundu. Baba, okuldaki bir çocuk bana karıştı, dedi. Ben şaşırdım. Neyine karıştı, dedim. Baba, karıştı işte, dedi. Ben hala anlayamıyordum. Oğlumun neyine karışmıştı. Yanındaki arkadaşlarına sordum. Ne demek istiyor, dedim. Onlar da çocuk İbrahim’e karışmış, dediler. Oğlum, karışmak ne demek, dedim sinirle. Sonunda zorlukla anladım ki “sataşmak” demek istiyorlarmış. Çocuklara sataşma kelimesini sordum. Ne olduğunu bilmiyorlardı. Sonra başka başka çocukların her yerde sataşmak yerine karışmak kelimesini kullandığını gördüm. Düşünün, aradan sadece bir nesil geçmişti ve bir kelime asıl anlamı dışında başka bir anlam için kullanılmaya başlanmış ve o anlamı taşıyan asıl kelime unutulmuştu.

İşte dil böyledir. Kuran 1400 yıl önce indi. O zaman Arapçada kullanılan kelimeler vardı. Bugün pek çok Arap o kelimeleri günlük hayatında kullanmıyor. Kuran’la yakın ilgilenmeyenler pek çok kelimeyi bilmiyor bile.

Din kelimesi de bizim karışmak kelimesinin kaderine uğramış bir kelimedir. Din Arapça DYN kökünden gelir. Deyn borç demektir. Din ise düzen demektir. Din bir sistemi ifade eder. Hukuk düzenini ifade eder.

Aslında başbakan doğru söylüyordu “tek din” diye. Sonra özür diledi, dilim sürçtü, dedi. Çünkü onun anladığı din de Kuran’daki din değildi. Onun anladığı din inançtı. Oysa “tek din” yani “tek düzen” İslam’dır yani barıştır. İnsanların barış içinde yaşadığı düzenin adıdır İslam dini ve Allah indindeki din de budur.

Başbakan Kuran ehli. Kuran okuyor. “Allah indinde din İslam’dır” ayetini de biliyor. Bunu da inanç olarak algılıyor. Ancak inanç olarak algılayınca “Fitne kalmayıncaya ve dinin tamamı Allah’a ait olana kadar savaşın” ayeti ile “Dinde hiç bir zorlama yoktur” ayeti çelişmektedir.

Bizim yapmamız gereken kelimeleri asıl yerlerine yerleştirmek, doğru anlamını vermek ve bunun üzerinden hareket etmektir. Ancak böyle olunca kitap bize rehberlik edecektir.

 

 

Lütfi Hocaoğlu


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
13.05.2012
17:12

Müdahale etmek anlamında vardı, halen de var ve kullanılır. Ama sataşmak anlamında hiç kullanılmıyordu.





Sayı: 152 | Tarih: 13.05.2012
Ahmet Hakan
‘Tek din’ mi?
Din kelimesi
1471 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Altan
Tek Din
Tek Düzen
1420 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma
Ruşen Çakır
Devletin gösterdiği ve gördüğümüz Silivri
Suça Yatırım
1281 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Re'y ve Hevâ Bozuk Yolu
Kuran'ı Kim Yorumlamalı?
1236 Okunma
3 Yorum
Emine Hocaoğlu
Mahir Kaynak
İç gelişmeler
Savunma
1205 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Yusuf Kaplan
Psişe bozukluğu,yama/n/ma patolojisi ve "ümmileşm
Kur'an'la "ümmileşme"istasyonu
1196 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler