28 Şubat döneminden bir demet kişisel anı
1257 Okunma, 1 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

22.04.2012

Ankara’da Erbakan’ın konutu… 28 şubat’ın en hızlı günleri… Erbakan’ın etrafında birçok isim… Ben de oradayım. Her kafadan bir ses çıkıyor. Erbakan ise, “Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı sağlam durursa bir şey olmaz” diyor…

Etrafındakilerin Erbakan Hoca hakkında şöyle bir inancı vardı: Hoca birine bir meseleyi iki saat anlatsa kesin ikna eder. Erbakan’ın anlatarak ikna ettiği insanlara dair rivayetler dolaşırdı ortada… Erbakan da bu rivayetlere inanırdı. İşte bu nedenle 28 şubat sürecinde Erbakan Hoca, ‘Ben Milli Güvenlik Kurulu’nda meseleleri anlatırım, hepsini ikna ederim’ havasındaydı.

28 şubat sonrası… Erbakan başbakanlığı bırakmış… Yer: Milletvekili lojmanları… Abdullah Gül şöyle diyor: “Bizi siyaseten diskalifiye etmek amacıyla inanan insanlara zulmediliyor. Hepimiz siyaseti bıraksak bu insanlar bu zulmü yaşamayacak… Bir şey yapamıyorsak, siyaseti bırakalım daha iyi.”

Kanal 7 Haber Merkezi’ndeyim… Sabah saatleri… Telefon çalıyor… Açıyorum… Karşımda ürkek, tedirgin bir kadın sesi… “Ben Fadime şahin, hani Müslüm Gündüz’ün yanında kameralara çekilen ama yüzü hiç görülmeyen kişi var ya… işte o benim.” Sonra da Kanal 7’ye çıkıp konuşmak istediğini söylüyor. Kendisinin nasıl kandırıldığını, Müslüman sandığı kişilerin iç yüzlerini anlatmak istediğini söylüyor. Fadime şahin’in telefon numarasını alıp, “Ben sizi beş dakika sonra arayacağım” diyorum. Hemen Kanal 7 yöneticilerinin yanına gidiyorum. “Onu biz çıkarmalıyız” diyorum; “Biz çıkarmazsak başka bir kanala çıkar.” Uğraşıp didiniyorum ama nafile! İkna edemiyorum. Birkaç gün sonra… Star’da altyazı geçiyor: “Bu zamana kadar hiç konuşmadı… Yüzü hiç görülmedi… Müslüm Gündüz’le basılan kadın ilk kez canlı yayında… Az sonra…”

Ali Kalkancı için bugünlerde herkes ‘sahte şeyh’ falan diyor… 28 şubat sürecindeyse durum şuydu: Fatih’te bir tekkesi olduğu söylenen Ali Kalkancı, etraftakiler tarafından ‘pek de makbul olmayan’ biri olarak nitelendiriliyordu. Ancak o zamanlar yaptığım araştırmalarda Refah Partisi’nin ileri gelenlerinden bir ismin çocuklarının da Ali Kalkancı’ya mürit yazıldıklarını öğrenmiş ve çok şaşırmıştım.

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20395394.asp

 

 

Yorum:

Düzeni değiştirmezsen düzen seni yer

28 Şubat’ı yaptılar. Refahyol’u indirdiler. Bugün ise o indirenler yargılanıyor.

Siz ne kadar iyi olursanız olun, ne kadar akıllı olursanız olun, ne kadar çalışkan olursanız olun, ne kadar uğraşırsanız uğraşın batıl düzende batılı yenemezsiniz.

28 Şubat batıl düzende batılın galip gelmesinin bir hikayesidir aslında. Batıl düzen içinde başaracağına inananlar batıl düzenin kuralları içinde bir mağlubiyet tattılar.

Gelelim günümüze. Aynı durum tekrar oynanıyor. Bu sefer batıl düzende başarılı olduğunu düşünen Ak Parti var önümüzde. Ama onlar öncekilerden biraz farklılar. Zaten batıl düzen içinde başarılı olmayı hedeflemişler. Hak düzeni getirme diye bir dertleri yok. Bu nedenle kısa süreli başarılı olabiliyorlar. Ancak batıl düzen içinde güçlü olan zayıf olanı ezer. Bu nedenle 15 sene önce askerlerin yargı mensuplarına verdiği laiklik brifinginde askerleri elleri kızarana, morarana kadar alkışlayan yargı bugün aynı askerleri yargılıyor. O zaman askerleri yerlere göklere sığdıramayan basın bugün yerin dibine batırıyor.

Bu batıl düzen devam ettikçe gün gelecek aynı yargı bu sefer Ak Partilileri yargılayacak. Aynı basın bu sefer Ak Partilileri yerin dibine batıracak.

 

 

Lütfi Hocaoğlu


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
03.05.2012
15:11

Tarih bir akıştır. Biz o akışın içinde karınca kaderince görev alırız. Herkes kendi içtihadi ile hareket eder. 1920 de başlayan Devletimizin oluşmasında tarihi seyrin tamamlamış hep iyi şeyler olmuştur. Aktörlerin cennette mi yoksa cehennemde mi olacakları onların niyetleri tayın edecektir. Onu d aylanız a'lami guyup bilir. Eksiklik bizde idi derken bizden kastım, , önce kendimi sonra İzmir Akevler'in yöneticilerini kast ediyorum. Akevler'i destekleyen Cengizgiller de bu bizin içine dahildir. Milli görüşçüleri biz siyasette destekledik. Ama milli görüş içinde aktif röl almadık. Desteklediğimiz için de eksiklikleri eksiğimiz idi. Diyordum. Bununla kimseyi suçlamıyorum, ben olsaydım daha iyi yapardım demiyorum. Biz bizim içtihadımızla hareket ederiz onlar da kendi içtihatlarıyla hareket edeceklerdi. Cengiz bizdendir. Çünkü burada aktiftir. Bugün ki milli görüşçülerin görevleri bitmiş ise tasfiye olurlar. Üzülürüz, bitmemişse ortaya çıkarlar, onları destekleriz. Cengiz ve Lütfiy'e uyarak parti kurmadan vazgeçtim. Bizim işimiz siyaset değildir. Bizim işimiz, ilim ve deneme uygulamalarıdır. Bu hususta görüş ayrılığımız yoktur. Aramızda ittifak vardır. Mevcut düzen içinde kendimizi göstermek gerekiyordu. Erbakan'la fazlasını yaptık. Bu günde mevcut düzende AK Parti bunu yapıyor. Erdoğan'ın Erbakan'dan farkı, Erbakan bunu adil düzene erişmek için araç olarak yaptı. Bunlar, mevcut düzenden yararlanmayı hedefliyorlar. Onlar için bunun yararı yoktur. Sonları uçurumdur. Allah iyileri kötü düzende muvaffak etmez. Ama bizim için adil düzene geçmemiz için araçtırlar.





Sayı: 150 | Tarih: 29.04.2012
Ahmet Hakan
28 Şubat döneminden bir demet kişisel anı
Düzeni değiştirmezsen düzen seni yer
1257 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Mağdurlar mağrur, mağrurlar mağdur olurken
CADI AVI
1197 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Anlamak ve önlemek
KADER
1190 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Domuzun Boynuna Mücevher Takmak
İlim Her İnsanın Hakkı
1152 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ahmet Altan
Bir, ki, üç hop...
Yorumsuz
1121 Okunma
Vahap Alma
Yusuf Kaplan
Türkiye'nin,gerçek bağımsızlığına kavuşma süreci
Gerçek bağımsızlık"adil düzenéle olur
1116 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler