İslam Dünyasında Rezaletler
966 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

27 ARALIK 2011

SANKİ Avrupa'nın 15'inci asrında yaşıyoruz. O devirde Hıristiyan dünyasında rezaletin bini bin paraydı. Roma'da papalık tahtında Aleksandr Borjiya oturuyor. Fuhşiyyat, entrikalar, zehirlemeler... Papa değil bir canavar... Bir kısım kilise adamları pislik içinde. Tarih kitapları yazıyor: Akşam olunca Roma'nın seçkin fahişeleri Vatican sarayında toplanır, bütün gece iğrenç eğlenceler, işret, fuhuş, zina yapılırmış.

Biz Müslümanlar da kendi hicrî 15'in asrımızı yaşıyoruz.

Tek bir Ümmet olması gereken Müslümanlar paramparça.

Bütün İslam dünyasında, temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 5'in üstünde olan tek bir ülke bile yok.

Diktatörlükler, krallıklar, o biçim cumhuriyetler...

Halk sürünürken bazı kodamanların milyar dolarlarla ölçülen servetleri var.

Nasıl ve nereden elde edilmiş bu servetler?

Helal ak para mı, kara haram para mı bunlar?

İslam'ın kalbi Mekke bile mimarlık ve şehircilik bakımından Las Vegas'a benzetilmiş.

Kur'anın, Sünnetin, Şeriatin, tasavvufun yasak ve haram kıldığı bütün günahlar, yasaklar, kötülükler ayyuka çıkmış.

Yüz milyonlarca Müslüman, Yahudileri ve Hıristiyanları öylesine taklit ediyor ki, onlar sıçan deliğine girseler Müslümanlar da girecek.

Namaz büyük ölçüde terk edilmiş, şehvetler galeyana gelmiş.

Bir buçuk milyar Müslümanın bir İmam-ı Kebiri, bir Emîrülmü'minîni yok.

Dinde bid'atler almış yürümüş.

On beş milyon Yahudi, bir buçuk milyarlık İslam alemini parmağında çeviriyor.

Erkekleri namaz kılan, kadınları tesettürlü olan Müslüman ülkeler var. Mesela Somali. Oradaki durumu biliyorsunuz.

Bütün İslam dünyasında Şeriat üzerine kurulu, gerçek ve örnek bir tek İslamî düzen ve sistem yok.

Genel, yoğun, yaygın din edebiyatı yapılıyor ama Kur'an, Sünnet, Şeriat ve İslam ahlakı hayata geçirilemiyor.

Müslüman bir ülke olan şu Türkiye'nin haline bakınız:

Yurt sathına yayılmış yüz bine yakın camide sabah ezanları okunuyor, halkın yüzde 99'u yatıyor, camiler boş...

Cuma namazına biraz geç gidiniz ve sokaklara, caddelere, meydanlara, nakil vasıtalarına, dükkanlara lokantalara, pastanelere, çarşı ve pazarlara bakınız; her yer insan kaynıyor. Bir İslam ülkesinde ve beldesinde böyle mi olmalıdır?

Öyle bir irtidat yangını başlamış ki, onu söndürecek bir Ebubekir yok.

Bir yanda Nemrud ve Firavuna taş çıkartacak lüks, israf, sefahat; öbür yanda açlık, sefalet, yoksulluk. Şu koskoca İslam dünyası başsız bir gövde.

Biatsiz, itaatsiz yüz milyonlarca Müslüman.

Din iman elden gidiyor veya gitmiş bile, birileri üç şerefeli minareleri hoparlörlerle donatıyor.

Camilerde yeterli cemaat yok. Aman kışın soğuk olmasın, kalorifer, aman yazın serin olsun, gelsin klima cihazları...

Müslümanların çok büyük bir kısmı sahih itikadı, namazı dosdoğru kılmayı, ilmihal bilgilerini öğrenip hayata uygulamayı bırakmışlar; siyaset dedikodularıyla, magazin haberleriyle meşguller.

İslam dünyasını uyaracak, hizaya sokacak, birleştirecek faaliyetleri kimler yapacak?

Bir buçuk milyar Müslümana kimler nasihat edecek?

Kur'an, Sünnet ve Şeriat yoluna halkı kimler çağıracak?

Ey Abdülkadir nerdesin?

Ey Selahaddin nerdesin?

Eş Şâmil nerdesin?

Ey sâdıklar, ey ârifler, ey muhlisler, ey âmirine bilmaruf ve nâhine anilmünkerler, ey muhlisen lillah mücahidler, Ey âşıkan, ey mürüvvet ve fütüvvet ashabı!.. Zuhur ve huruc edin, sizi bekliyoruz...

Ey bayraklar, dalgalanın artık!..

Yazının devamı için tıklayınız.

Yorum:

Taklitlerin Sonu Kalıcılık

Gerçekten taklitçilikte on numarayız. Hıristiyanların, Yahudilerin yaptıklarını çok çabuk benimsiyoruz. Hemen alıyoruz. Mesela yeni yıl kutlamaları, noel baba ve çam ağacı olayı.

Arkadaşlar arasında konuşuluyor “canım biz onlar gibi kutlamıyoruz. Çocuk heveslendi, çok ısrar etti diye bizde çam ağacı alıyoruz. Onu süslüyoruz” demektedirler. Ama unutulmamalıdır ki çocuklarımız bizim böyle kutladığımızı gördüklerinden, öyle yetiştiklerinden onların bizim adetlerimiz olduğunu ve bunun normal olduğunu kavrayacaklardır. Çok güzel benimseyeceklerdir. Bundan yirmi yıl öncesinde bu kutlama olayı çok azdı şimdilerde ise çok fazla. Bundan on yıl sonrası ise tamamen bizim kutlama programlarında yer alacaktır diye düşünüyorum.

 Ayrıca İsa peygamberin doğumunu da kutladıklarını biliyoruz. Bizde de bunun aynısını nisan ayında kutlu doğum haftası olarak kutlanmaktadır. Sanki yabancılara nispet yapar gibi. Gerçek şu ki peygamberimizin doğduğu senenin hangisi olduğunda bile tam anlamıyla netlik yokken kutlu doğum haftası kutlanmaktadır. Sonuçta bize iyi görünse bile Allah’ın emretmediği ibadetleri yapmamak gerekir.

2012 yılının tüm insanlığa sağlık, huzur ve adalet getirmesi dileğiyle…

 

 

Emine Hocaoğlu






Sayı: 133 | Tarih: 1.01.2012
Ahmet Hakan
Mavraya gel
Provokasyon Psikolojisi
1393 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Devletin meşruiyeti
dâr-ı İslâm, dâr-ı terk, dâr-ı kıtâl
1056 Okunma
7 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
İslam Dünyasında Rezaletler
Taklitlerin Sonu Kalıcılık
966 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Ya PKK’lı olsalardı?
Pes Doğrusu
959 Okunma
Tayibet Erzen