Her varlık kusursuz yaratılmıştır
1210 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

03 ARALIK 2011

Kur'an-ı Kerim'de Doksanıncı sûre Beled Sûresi'dir. Bu sureyi fırsat bulduğunuz ilk anda okumanızı tavsiye ediyorum. Sure 20 ayetten müteşekkildir. Beled Suresi bize insanın kusursuz yaratıldığını beyan ediyor.

Hani insanlar gözleri görmeyene, eli kolu vazife yapmayana, bacağı topal olana "ÖZÜRLÜ" diyorlar ya bu Allah (c.c.)'a yapılmış en büyük iftiralardan biridir. Allah'ın yaratma sıfatında eksiklik bulmadır. Allah (c.c.) Hâlık (Yaratan)dır. Yarattığı hiçbir şeyde ne eksiklik ne de kusur yoktur. Böyle insanları son zamanlarda tarif ederken "engelli" kelimesiyle ifade ediyorlar. Bu kelime isabetli bir tespittir. Ne o durumda olanı, ne de Yaratıcı'yı bu kelime incitmez.

Allah (c.c.) Beled Suresi'nde bu gerçeği açıklar. Bu surede insanın:

* Yaratılışından,

* Onun bazı davranışlarından,

* İnsana verilen üstün vasıflardan,

* Vasıflarını iyiye kullananların mutlu geleceklerinden söz edilir.

Mahlukat içinde bütün varlıklar kusursuz yaratılmıştır. Allah'ın yarattıklarında zinhar kusur/eksiklik bulamazsınız. Şu kusurlu, bu eksikli, şunda iğrençlik var diyenlerin beyinlerinde, bakışlarında, kavrayışlarında ve ifadelerinde kusur vardır. İnsan kusuru ve eksikliği kendinden aramalıdır. Anlayan kusurunu giderir ve anlayışını değiştirir. Böyle bir durum fazilettir. Bu fazileti göstermek adam gibi adamların harcıdır.

Engellilerden bakıma muhtaç olanlar vardır. Böyle durumda olanlar için Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz devlet başkanı olarak: "Bakıma muhtaç olanların sorumluluğu bize aittir." buyurarak kıyamet sabahına kadar gelecek Müslümanların bu hususa dikkatlerini çekmiştir. (Buhari, Ferâiz 25)

Kimse engellinin halini sebep sayarak onlarla alay edemez. Ederse bedelini öder. Böyleleri için Peygamberimiz (s.a.v.): "Kardeşinin derdine sevinip gülme. Sonra Allah ona merhamet eder de, seni onun sahip olduğu derde müptela kılar." buyurmuştur. (Tirmizi, Kıyamet 54, 4/6620)

İslam devletinin hakim olduğu dönem ve bölgelerde engelli ve mağdur kimselere çalışabiliyorlarsa iş, yoksa devlet hazinesinden yoksulluk veya engellilik maaşı bağlanmıştır. İslam toplumunda engelliler asla horlanmamıştır. Çalışamayan kimsesiz engelli ve mağdurlar için:

* İmarethaneler,

* Aş ocakları,

* Koruma yurtları,

* Dârulacezeler,

* Şifa yurtları... gibi müesseseler yapılmış, istifadeye sunulmuştur.

Sultan İkinci Abdülhamid Han kendi servetinden 72 bin altın sarfıyla Darulaceze müessesesini kurmuştur. Bugünkü akıl hastanelerinin temelini oluşturan Daruşşifalar da buna benzer amaçlar için, ama sadece İslam toplumunda vücuda getirilmiş müesseselerdendir. Günümüzde bu hizmetlerden mahrum kalan engelliler dilencilik sınıfını doğurmuştur. Bugün köşe bucaklar kendilerine engelli süsü veren dilencilerle doludur. Müslüman şefkat ve merhametini sömüren bir sınıf doğmuştur: Dilenciler sınıfı. Bu kanayan yarayı devlet mutlaka dindirmelidir.

Yazının devamı için tıklayınız.

 

Yorum:

 

Engelli Olanlar Unutulmamalı

 

Gözü görmeyen, ayağı sakat olan veya kolunun teki olmayanları gördüğümüzde insanların ibret alması ve şükrünü bilmesi içindir. Allah insanları tabii ki mükemmel yaratmıştır. Böyle olunca bunların kıymeti ve Allah’ın büyüklüğünü bir kez daha görmemiz içindir.

Allah bu dünyada ne yaratmış ise mutlaka onun bir işlevi olduğu için yaratmıştır. Yarattıklarının bu dünyada mutlak bir faydası vardır. O yaratılanların herhangi birisinin olmadığı zaman denge bozuluyor ve birçok felaketlere yol açabilir.

Engelli olanlarla alay etmek insanlık dışı olarak görüyorum. Ayrıca yazarın söylediği gibi devlet engellilere çalışabiliyorsa mutlaka iş olanağını sağlamalı veya çalışamıyorsa da maaş bağlanmalıdır diye düşünüyorum. Eğer maaş bağlanırsa dilenmeler de azalacaktır.

Üstelik dilenenlere yardım edilmediğinde bunların azalacağını düşünüyorum. Özellikle çocukların dilendirilmesine çok karşı çıkıyorum. Çocukların dilenmesini anne ve babalarının zorlamasıyla olduğunu da düşünüyorum.

Bundan yedi sekiz yıl öncesi tam hatırlamıyorum Sabancının atlı köşkünde resim sergisine okulca gitmiştik. O zaman sergiden sonra köşkü de gezip, çay içmiştik. Sabancının çocuğunun engelli olmasından dolayı hem sergi salonu hem de köşk ona göre düzenlenmişti. Ben o zaman arkadaşlarıma Allah bu kadar zengin olan birisine engelli çocuk nasip etmesinin bana göre bir hikmetinin olduğunu söylemiştim. Çünkü çok zengin olan birisinin engelli çocuğunun olması tüm engellileri düşünmesine ve imkânlar sağlamasına sebep olmuştu.

 

 

 

Emine Hocaoğlu






Sayı: 129 | Tarih: 4.12.2011
Ruhat Mengi
AKP ve CHP kavgayı bıraksın, füze kalkanını konuş
Bu Ne Çıldırtan Denge?
1311 Okunma
4 Yorum
Vahap Alma
Mahir Kaynak
Kim yönetiyor?
Adil Düzene göre İnsanlık anayasası
1286 Okunma
4 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Her varlık kusursuz yaratılmıştır
Engelli Olanlar Unutulmamalı
1210 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Omurgasızlığa övgü
Herkes kendine Müslüman
1172 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Hoca’nın en büyük hayalini talebesi gerçekleştire
Kim'leri bırakıp Ne'yi arayalım
1077 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
Aleviler, Ak Partiye mi Oy Versin?
Çözümsüz Yazılar
995 Okunma
Zafer Kafkas
Zülfü Livaneli
Tayyip Bey'le aynı ameliyatı geçirdik
Damdan düşen başbakan
986 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler