11 EKİM 2011
BU yaz epey sıcak oldu, bunaldık, hele Urfa'da Diyarbakır'da bazı günler derece 40'ı geçti, halk hararetten yandı.
Biz bu sıcaklar karşısında şikayet ettik, "Öf ne kadar bunaltıcı sıcak var..." deyip durduk.
Başkalarına karışmam ama yazın bunaltıcı sıcakları, kışın dondurucu ve titretici soğukları karşısında şikayet etmek Müslümana yakışmaz.
Havanın sıcak olduğunu söyleceksek, "Elhamdülillah bugün hava ne kadar sıcak"; çok soğuk olduğunu söyleceksek, "Elhamdüllilah bugün hava epey soğuk" şeklinde konuşmamız gerekir.
Ticaretimiz veya işimiz bozuldu, gelirimiz kesildi veya çok azaldı ve akşam yemeği mönümüzde sadece çorba var. Ne yapacağız? Şikayet mi edeceğiz, yoksa hamd ve şükür mü? Müslümansak elbette hamd ve şükür.
Çorbamızı besmele ve şükürle içerken, Somali'de bunu da bulamayan kardeşlerimizi düşüneceğiz.
Yukarıdakilere bakmaya lüzum yok. Tantana Restoran'da Zengin bin Zengin, ana yemek portakallı ördek olmak üzere on beş çeşit yemek, tatlı, ovrdövr , salata, malata yiyormuş. Ne haset edeceğiz, ne gıbta.
O yemek helal para ile yeniyorsa, israf edildiği için haramdır.
Haram ve kirli para ile yeniyorsa, muzaaf (kat kat) haramdır.
Haram yiyen cehennemliktir.
Bağdad'lı büyük Veli ziyaretine gelen bir şeyhe sormuş:
Efendi hazretleri durumunuz nasıldır, ne yapıyorsunuz?
Şeyh şu cevabı vermiş:
Bulursak şükr ediyoruz, bulmazsak sabr ediyoruz...
Büyük veli: Bunu Bağdad köpekleri de yapıyor.
Şeyh efendi şaşırmış, "Peki zat-ı âliniz ne yapıyorsunuz ?"
"Biz bulursak dağıtıyoruz, bulmazsak şükr ediyoruz..."
İnsanların yiyeceklerini içecekleri, yemeklerini, rızıklarını Allahü Teala vermektedir. Rızık helalden de olur, haramdan da... Kul helal kazanır, helali isterse ona helal rızık verilir, haram kazanırsa, harama rağbet ederse rızkı haramdan olur.
Bizim Allah'tan helal rızık istememiz, haram kazançlardan uzak durmamız gerekir.
Helal peynir ekmek, üzerinde yüz çeşit yiyecek ve içecek bulunan haram nemrudî sofradan hayırlıdır.
Helal para ve gelirle alınmış lüks yiyecekler haram olur.
Birincisi: Lüks olduğu için.
İkincisi: İsraf olduğu için.
Bu devirde lüks ve israf, manevî bir veba ve kolera gibi toplumu ahlâken yere sermiştir.
Şükürsüzlük almış yürümüştür.
Şu sürüngene bakınız: Hem kızarmış tavuğu midesine indiriyor, hem de "Eski tavuklar lezzetliydi, bu yeni tavuklar tatsız tuzsuz..." diye homur homur homurdanıyor.
Eski tavuklar gerçekten daha lezzetliydi ama böyle konuşmak Müslümana yakışmaz. "Allah'ın nimetlerine ne kadar şükr etsek azdır. Fabrika tavukları eski kadar lezzetli olmuyor ama buna da şükr etmeliyiz. Nice kardeşimiz açlıkla pençeleşiyor, bırakın böyle kızarmış tavuğu, bir dilim ekmekle bir tas duru çorba bile bulamıyor. Ya Rabbi Sana çok şükürler olsun..." denilmesi gerekmez mi?
Şu solucana bakınız:
Sekiz bin liralık eski bir otomobili var. Bununla ayağı yerden kesiliyor, evden işe işten eve gidiyor, pazar günleri mâ aile piknik yapıyor ve söylenip duruyor. "Herkes lüks arabalarda caka satarken ben bu teneke parçasında ömür çürütüyorum, olur mu böyle, ya Rabbi bana niçin pahalı ve gösterişli bir araba vermiyorsun?.."
Küfran-ı nimet eden küstah ve nankör insan...
Muhterem kardeşlerim!.. İhyâu Ulûmi'd-din gibi muteber din ve ahlak kitaplarımızın şükür bölümlerini okuyalım ve edindiğimiz bilgileri hayata uygulayalım.
Şükürsüz nankörler olmayalım, şükürlü iyi Müslümanlar olalım.
Şükrün yanında İslam'da sabır nedir, tevekkül nedir, ihlas nedir, taqva nedir onları da öğrenelim.
Sadece kuru kuruya öğrenmekle iş bitmez. Kurtarıcı ve faydalı bilgileri hayatımıza uygulamamız gerekir.
İnsan nefsi nedir, kaç mertebedir?
İnsanı helak eden gurur, kibir, ucb nedir?
Kur'an ahlakının esasları nelerdir?
Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) ahlakı nasıldı?
Örnek Müslümanların ahlakı nasıldı ve onlar nasıl yaşarlardı?
İslamda mürüvvet ne demektir?
Fütüvvet ne demektir.
İnsanların gizli ayıplarını araştırmak niçin haramdır?
Gıybet etmek niçin şarap içmekten daha kötüdür?
Kış yaklaşıyor, soğuklar başlayacak, hele bazı doğu vilayetlerinde Sibirya soğukları olacak. Ya Rabbi, Sana şükürler olsun, hava soğuk diyenlerden olalım.
Şükr eden kullardan olalım.
Yetmiş seksen sene yazlar sıcak, kışlar soğuk olur ve sonra insan dar-ı cezaya intikal eder.
Dünyadan dar-ı cezaya sahih imanlı, namazlı, diğer ibadetleri eda eden, ahlakı düzgün, nimetlere şükr eden, Allah'tan çok korkan, yaptıklarına mağrur olmayan, ihlaslı, taqvalı, şükürlü ve sabırlı, mütevazı, beynel havf ve reca, müstaqim (doğru dürüst) Müslümanlar olarak göçmenin sebep ve vesilelerine yapışalım.
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Kendimizden Aşağısına Bakalım
Çevremdeki insanlara bakınca yazarımın söylediği gibi bir çok şeyden memnun olmayan kişilerle karşılaşıyorum. Bu kişilerden herhangi birinin ne hamd ettiklerini ne de şükür ettiklerini gördüm. Bulunduğu duruma veya konumuna şükreden çok az kişi vardır diye düşünüyorum.
İnsanların istekleri hiçbir zaman bitmeyecektir. Her zaman daha iyiyi isteyecektir. Bu durumda da insanlar her zaman kendisinden daha iyi durumda olan kişilere bakmaktadırlar. Bana göre önce kendisinden kötü durumda olan kişilere bakıp şükrünü bilmeli ve çalışmalıdır
Kolay şekilde kazanılan para veya malın kıymetinin ve bereketinin olmadığını çevremizde yaşanılan örneklerden çok rahat görebiliyoruz. Allah, helalinden çalışan kişiler de istediklerini verecektir diye düşünüyorum. Eğer istekleri olmuyorsa, mutlaka onda şer olabilir diye düşünülmelidir.