AKP Genel Başkan Danışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan birkaç gün önce “aile içi şiddetin engellenmesi” noktasında TSK ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na da görev düştüğünü söyledi. Bununla karşılaşan insanların ne yapması gerektiği, ne tür haklara sahip olduğu, nerelere başvuracağı gibi bir bilincin gelişmesi için; okullarda (ki bunu Milli Eğitim Bakanlığı’na yazılarımda ben de öneriyorum), gençler askerliğini yaparken ordu da, medya da ve Diyanet İşleri’nin cami hutbelerinde yer verilmesi gerektiğinden söz etti.
Hepsi de çok doğru, Diyanet İşleri “çoğu kadınlara ait aşağılayıcı, kötüleyici hatta nefret uyandırıcı yanlışlarla dolu” uydurma hadislerin ayıklanacağını yıllar önce açıklamıştı (ki Başkan Mehmet Görmez bir hadis uzmanıdır) ama bu konu nedense kapandı, hiç değinilmiyor. En azından bu durumda Cuma hutbelerinde kadınları kötüleyen hadislerin gerçeği yansıtmadığından, “Hz. Peygamber’in kadınlara olan saygısından, eşlerine nasıl saygıyla davrandığından, bu uydurma hadislere inanılmaması gerektiği”nden söz edilebilir.
Başka bir konuya öfkelendiklerinde bunu evlerine taşımamaları, öfkelerinin acısını eşlerinden çıkarmamaları vurgulanabilir. Kendini koruyacak güçte olmayan çocuk ve kadınlara zarar vermenin dinen de günah olduğu anlatılabilir. Böylece özellikle eğitimsiz ve kolayca etkilenen insanlar doğru yönlendirilmiş olur. Diyanet İşleri “kadın ve çocuklara karşı kötülüklerin, şiddetin önlenmesi” konusunda nasıl bir katkı sağlayacağını en kısa zamanda açıklamalıdır.
Yorum:
Dürüstlük ve Samimiyet
Keşke Ruhat Hanım’ın samimiyetine inanabilseydim. Keşke Ruhat Hanım’ın işine geleni değil de, gerçekten öyle düşündüğü için yazdığına kanaat getirebilseydim.
‘’ Şeriat’’a ve ‘’İrtica’’ya karşı verilen mücadelelerden sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan istenen yardım biraz komik durdu sanki.
Bir insan ‘’hırsız’’ ise hırsız, ‘’laik’’ ise laik, ‘’ateist’’ ise ateist, ‘’dindar’’ ise dindar gibi davranmalı. Çizgisi belli olmalı. İnsanların zekasıyla alay edip, aptal yerine koymamalı. Münafık olmamalı.
Ne zamandan beri kadınlara ve çocuklara uygulanan şiddet uykularınızı kaçırdı. Ya da ne zamandan beri ‘’günahı’’ bu kadar umursadınız. İç dünyanızda ne yaşadığınızı Allah bilir ama zahirdeki davranışlarınızla son yazınızın kişiliğinizle örtüştüğüne kimi inandırabilirsiniz.