Tayibet Erzen
Kelimelerin Dili
29.01.2010
5752 Okunma, 0 Yorum

 

 

Kur’an’ı Türkçe meallerden okuyanların da gayet iyi bildiği gibi Kur’an’ı Kerim’de birçok farklı kelime aynı manada kullanılmış ve nüans farkı var mıdır, kelimeler arasında belli bir kaideye göre tercih yapılmış mıdır, netleşememiştir.

 

Kur’an-ı Kerimde birçok kelime vardır ki bunlar aynı kavramları karşılamasa da Türkçe’ye aynı olarak meal edilmiştir. Örneğin حفظ  ve وقي kökleri “korumak” anlamında kullanılmalarına rağmen, incelendiğinde aralarında farklılıklar olduğu görülecektir. Kur’an’da hiçbir kelimenin boşa kullanılmaması ve Allah’ın israfı sevmemesi bizi bu çalışmayı devamı gelmesi umularak yayınlamaya itmiştir.

 

Kur’an’da sık geçen “ürkmek” ve “korkmak” kavramları birbirine yakın olmakla beraber birbirinin yerine kullanılamayacak kadar nüans farkı içeren kelimelerdir. Bu yazımızda Kur’an’da adı geçen kavramların yer aldığı ayetler incelenerek bunlar arsındaki farklar ortaya konmaya çalışıldı.

Kur’an’da korku manasında meal edilen 3 kök vardır: رعب-خوف – رهب

Ürkme manasında ise 2 kök vardır; فزع - روع 

“Korkmak”tan başlayalım. Bunlar arasında en çok geçen خوف ‘dir.

İlk kökümüze Kur’an’dan örnek vererek başlayalım:

 

خوف

خوف kökü Kur’an’da 124 kez geçmektedir. Bunlardan 37 tanesi farklı vezinlerde ve manalarda olan isimlerden oluşuyorken, 87 tanesi de farklı bablardan gelen fiillerden oluşmaktadır. Vezin ve bab ayrıntıları için Ruh’ul Kur’an detaylı olarak incelenebilir. Biz burada anlam farklılıkları üzerinde yoğunlaşacağız.

 

إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ  

“Muhakkak ki ben alemlerin rabbinden korkarım.” (Maide 5/12)

 

Sülasi 3. Bab’dan “korkmak” manasında.

 

وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا

“Her kim de mümin olarak yararlı işler yaparsa, ne bir zulümden, ne de ezilmekten korkar.”(Taha 10/112)

 

Sülasi 3. Bab’dan “korkmak” manasında.

 

كَلَّا بَلْ لَا يَخَافُونَ الْآخِرَةَ

Hayır! Doğrusu ahiretten korkmuyorlar. (Müddesir 74/53)

 

Sülasi 3. Bab’dan “korkmak” manasında.

 

إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءَهُ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ

Size o haberi getiren şeytan, yalnızca kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, bana isyandan korkun, eğer inanıyorsanız! (Ali İmran 3/175)

Sülasi 3. Bab’dan “korkmak” manasında. Burada bir de يُخَوِّفُ olarak geçmiş ancak  fiil te’fil babının Ziyadetü-t ta’diye etkisinden dolayı “korkutmak” manasında olduğundan kıyasa dahil edilmedi.

 

Ayetler incelendiğinde خوف kökünün sülasi 3. babda bir şeyden veya bir sebepten ötürü korkmak manasında olduğu görülecektir. Ayetlerde fiilin muttasıl ve munfasıl olarak aldığı me’fullere dikkat edilmelidir.

 

Gelelim 2. Kökümüze:

 

رعب

رعب  Kökü Kur’an’da  5 kez zikredilmiş. Tüm geçişleri “فُعْلٌ” vezninde olup isim olarak kullanılmış.

Ayetleri inceleyecek olursak:

 

سَنُلْقِي فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُوا الرُّعْبَ بِمَا أَشْرَكُوا بِاللَّهِ

“Ona ortak koştukları için, o kafirlerin kalplerine korku düşüreceğiz .” (Ali İmran 3/151 )

 

سَأُلْقِي فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُوا الرُّعْبَ

“Kafirlerin yüreklerine korku bırakacağım.” (Enfal 8/12)

 

قَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ فَرِيقًا

“Kalplerine korku düşürerek kulelerinden indirdi.” (Ahzab 33/26)

 

وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ

“Kalplerinin içine korku düşürdü.” (Haşr 59/2)

 

لَوِ اطَّلَعْتَ عَلَيْهِمْ لَوَلَّيْتَ مِنْهُمْ فِرَارًا وَلَمُلِئْتَ مِنْهُمْ رُعْبًا

“Onları görseydin mutlaka onlardan kaçar ve elbette için korku ile dolardı.” (Kehf 18/18)

 

Kur’andaki geçişlerden anlaşıldığı kadarıyla رعب içe korku salınması anlamına geliyor. Ve fiziksel bir etkiye yer vermeden direkt kalbe korku salınması manasında kullanılıyor. Yani kişi ortada bir sebep yokken de korkabilir.

 

خوف ise bir şeyden veya bir sebepten ötürü korkmak manasına geliyor, bunu Kur’an’dan anlıyoruz. Örneğin:

Buna karşılık خوف kökünün قلب  ile geçtiği ayetlere bakılacak olursa hiç birinde kalbe korku salmak manası olmadığı görülecektir. Bu noktada da رعب ‘den ayrılmış oluyor. Örneğin;

 

رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ

 “Nice erler ki, ne ticaret, ne de alışveriş kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz; onlar, kalplerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar.” (Nur 24/37)

 

أَفِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ أَمِ ارْتَابُوا أَمْ يَخَافُونَ أَنْ يَحِيفَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَرَسُولُهُ بَلْ أُولَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

“Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa Allah ve Resulünün kendilerine haksızlık edeceğinden kuşkulandılar, ya da korktular mı? Hayır, kendileri asıl zalimlerdir.” (Nur 24/50)

 

 

Son kökümüz ;

رهب

Kur’an’da 12 yerde geçiyor. Hem fiil hem de isim olarak gelen  رهب incelendiğinde korkudan çok uyarı ya da gözdağı manasındaveya bir şeyin gücünden veya etkisinden korkmak manasında olduğu görülecektir. Kur’an’dan örnek verecek olursak;

 

وَقَالَ اللَّهُ لَا تَتَّخِذُوا إِلَهَيْنِ اثْنَيْنِ إِنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَإِيَّايَ فَارْهَبُونِ

(Allah da buyurmuştur ki: «İki tanrı edinmeyin; O, ancak bir ilahtır. Onun için Benden, yalnızca Benden korkun!” (Nahl 16/51)

 

وَلَمَّا سَكَتَ عَنْ مُوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الْأَلْوَاحَ وَفِي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ

“Musa’nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda sırf Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı.” (Araf 7/154)

 

لَأَنْتُمْ أَشَدُّ رَهْبَةً فِي صُدُورِهِمْ مِنَ اللَّهِ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

“Kesinlikle onların yüreklerinde sizin korkunuz Allah’ın korkusundan daha fazladır. Bu, onların anlayışsız bir topluluk olmalarındandır.” (Haşr 59/13)

 

Korku manasında kullanılan kelimeler bu şekilde. Bir de Kur’an’da  “ürkmek” manasında kullanılan kelimelere bakalım:

 

فزع 

 

Kur’an’da 6 yerde geçmekte ve ürkmek manasına gelmektedir. Ancak burada korkuya sebep olan bir şeyden dolayı ürkmek manası vardır. Sanki ürkmek korkunun doğurduğu bir hismiş gibi anlıyorum yani ürkmede aniden ortaya çıkan ve  korkmanın ana sebebinden çok korkudan dolayı içinde bulunulan durum ön plandadır. Örneğin خوف ‘de ve رعب ‘de görmediğin bir şeyden de korkabilirsin, mesela Allah’tan. Ancak فزعde ürkülen şey görülmeli mesela فَزِعْتُ مِنَ اللَّهِ  diyemeyiz ancak  خِعْتُ مِنَ اللَّهِ diyebiliriz. Kur’an’dan örnek verecek olursak:

 

إِذْ دَخَلُوا عَلَى دَاوُدَ فَفَزِعَ مِنْهُمْ قَالُوا لَا تَخَفْ خَصْمَانِ بَغَى بَعْضُنَا عَلَى بَعْضٍ فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَلَا تُشْطِطْ وَاهْدِنَا إِلَى سَوَاءِ الصِّرَاطِ

“O zaman Davud’un yanına giriverdiler de onlardan ürktü. Ona « Korkma!» dediler, biz iki davacıyız , birimiz diğerinin hakkına tecavüz etti. Şimdi sen aramıza doğrulukla hükmet ve aşırı gitme de bizi doğru yolun ortasına çıkar.” (Sad 38/22)

 

 

Burada خوف ile beraber kullanılması anlamları arasındaki ayırımı ortaya koymak açısından güzel bir örnektir. Davut onları görünce onların verebileceği zarardan vs. korktu ve içinde ürkme hissi oluştu. Bu sebeple ona “ürkme” denemezdi, çünkü bu his zaten oluşmuştu ancak “korkma” denerek korkuya sebep verecek bir şey olmadığı vurgulanmış.

 

مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ خَيْرٌ مِنْهَا وَهُمْ مِنْ فَزَعٍ يَوْمَئِذٍ آمِنُونَ

“Her kim iyilikle gelirse, o zaman kendisine ondan daha hayırlısı vardır ve onlar o günkü ürkmeden güven içinde kalırlar.” (Neml 27-89)

 

Kur’an ‘da bir de  روع  var, 1 kez geçiyor, ürkmek manasında:

 

فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ الرَّوْعُ وَجَاءَتْهُ الْبُشْرَى يُجَادِلُنَا فِي قَوْمِ لُوطٍ

“İbrahim’in ürkmesi gidip kendisine müjde gelince, Lut kavmi hakkında bizimle mücadeleye girişti.”

 (Hud 11-74)

 

Bu ise daha çok şaşkınlıkla karışık bir korku gibi.

 






Son Eklenen Makaleler
Tayibet Erzen
'Bir Kaç Not'a Cevap
16.01.2014 5009 Okunma
4 Yorum 26.02.2016 18:21
Tayibet Erzen
Akitsiz İlişki Nikah Yerine Geçer mi?
19.07.2012 5766 Okunma
4 Yorum 01.10.2015 21:35
Tayibet Erzen
Burada "Her Fikre Saygı" Dersi Verilir
10.07.2012 4692 Okunma
9 Yorum 14.07.2012 18:04
Tayibet Erzen
Kelimelerin Dili
29.01.2010 5752 Okunma


© 2024 - Akevler