Tekel sermaye Ergenekoncuları organize etti ve suç teşkil edecek hareketler yaptırdı. Sonra belgeleri polise ve savcılara verdi. Suç gerçekten işlenmişti. Ergenekon çatışmasını başlattı. Hiç alakası olmadığı halde bu çatışmayı AK Parti-Ordu çatışmasına döndürdü. Albay Çiçek güya AK Parti tarafından tutuklandı. AK Partililer; oh iyi oldu dediler. Sonra da tahliye edildi; bu sefer de askerler oh iyi oldu dediler.
Önce bu sorun kökünden yanlıştır. AK Parti ile ordunun arası açılmamalıdır. Bunun hem AK Partiye hem de orduya çok büyük zararı vardır. Ne var ki biz bunu önleyemiyoruz. AK Partililerin gafilliği sonunda bu çatışma zorunlu hâle gelmiş, durduramıyoruz.
Bu durumda ne tarafta olmalıyız? Ordu tarafı mı, AK Parti tarafı mı?
Ordumuz bir tanedir. Yenildiği takdirde devletimiz yok olur. Galip gelmesi hâlinde AK Parti yok olur. Ama biz yeni partiyi kolay kurarız.
O halde biz ordu tarafı olmaya mecburuz.
Albay Çiçek tutuklandığında çok üzüldüm...
Tahliye edilince de çok sevindim…
Ordu yenilmemelidir. Suçlu da olsa galip gelmelidir. Albay Çiçek cezalandırılacaksa askeri yargı ve komutanları tarafından cezalandırılmalıdır, sivil mahkemelerce cezalandırılmamalıdır. Ordu hep böyle yapıyor. Siz istediğiniz kanunu çıkarın, sonunda ben ne dersem onu yapacaksınız diyor. Bu metot askeri bakımdan doğru olabilir. Ama hukuk devleti bakımından çok tehlikelidir.
Biz AK Parti’ye tavsiyede bulunduk. Askerleri sivillere muhakeme ettirmeyin dedik. Duyuramadık bile. Şimdi de duamız askerlerin mağlup olmamasıdır.
Biz bunları yazarken; millî iradenin tecellisi olan iktidar partisinin askeri müdahalelerle gitmesine rıza gösterdiğimiz zannedilmesin. Bu çok hatalıdır ve sonu ordunun yıpranması demektir. Ne var ki, biz bunun suçunu orduya yıkmıyoruz. AK Parti’yi suçlu kabul ediyoruz. Dışarıdan gelen telkinlerle kanunları değiştirmesin. Devletimizin varlığı ve bekası için ne gerekiyorsa onu yapsın.
Evet, devletimiz içinde hak ve hürriyetlerimizin korunmasını istiyoruz. Devletimiz bunun için vardır. Devletimizi düzeltmeliyiz ama onu yıkmamalıyız.
Ordunun hatası varsa düzeltmeliyiz. Kendi içinde Albay Çiçek problemi varsa suçu da varsa, suçlu cezalandırılmalıdır. Ama ordumuzu düzeltemiyoruz diye onu yıkalım mantığı sadece aptallıktır.
Albay Çiçek böyle bir rapor hazırlıyor. Şimdi de bu rapor orada burada geziyor. Bunu anlamak kolay değildir. Bu olayın çözümü normal yargı sistemi değildir. Askerden istediğimiz askerliğidir. Albay suçludur. Bu raporu tanzim ettiği için değil, nasıl oluyor da bu rapor ayağa düşüyor? Bu nasıl kurmay albaydır? Cezalandırılması gerekir. Ama bunu hakimler değil komutanlar cezalandırırlar.
Her devlet ordusuna dayanarak devlet olur. Ordusuz devlet, devlet değil ancak oyuncak olur. Türkiye devleti dışındaki devletlerde ordu belki ikinci, dördüncü, onuncu derecede öneme haizdir. Türklerde ve Türkiye’de ise bir numaralı müessese ordudur. Biz devletimizi ordumuz sayesinde kurduk. Kanla Lozan’ı yazdık. Masa başında kurulan devlet değiliz. Ülkemiz dünyanın merkezindedir. Hereksin gözü İstanbul’dadır. En küçük zafiyet Anadolu halkının yapısını değiştirir. Millî ordumuz İstiklâl Savaşı’nı kazanmasaydı şimdi Türkiye’nin yüzde 99’u Hıristiyan olacaktı; Müslüman Türk olamayacaktı.
Dün ülkemizden çıkardıklarımız yok olmuş değildirler Yunanistan ve Ermenistan devletleri vardır. Amerika’nın en büyük sermaye sahipleri Yunan ve Ermeni asıllı olanlardır. Tüm kapitalist ülkeler Yunanlıların arkasındadır. Tüm eski Sovyet ülkeleri Ermenilerin arkasındadır. Bizim aramızda İslâm âlemi bile yok. Bizi hep satmışlardır. Bizim arkamızda tek güç vardır, o da ordudur. Ordunun yenilmesi demek, Türkiye’de büyük bir katliamın olması ve Türk halkının soykırımına uğramasıdır.
Bazı şaşkınlar vardır. Savaşların bittiğini, insanların artık askeri metotlarla değil, insanî metotlarla yaşadığını sanmaktadır. Bu akılsızlara şunu derim: İnsanlar savaştan vazgeçtilerse, neden milyonlarca orduları besliyorlar? Bütçelerinin üçte birinden fazlasını onlar harcıyorlar. Evet, biz ordumuzu tatil edelim de, çevremizdeki hangi devlet ordusuz?
Evet, acıdır. Belki de Albay Çiçek kötü adamdır, belki idamlıktır ama albaydır. Kötüyse, kendisine değil ama albaylığına saygı göstertmek zorundayız. Cephede bizim için canlarını vermeye hazır olanların bazı dikenli davranışlarına katlanmak zorundayız.
Hâsılı, albayın tahliye edildiğine sevindim...