Çözümler hemen, şimdi, derhal uygulanmalı - 2
Ne diyorduk?
“‘Yarın’ değil; ‘bugün, hemen, şimdi, derhal’!”
Bu ana başlık altında üç yazı yazdık ve gerekli uyarılarımızı yaptık…
Sonra yani üçüncü yazımızın en sonunda ne dedik?
Bu yazıların devamı Adil Düzen çalışmalarımızdaki çare ve çözümler olacak…
Sekiz yıl önce -bize göre çok önemli olan bu konularda- Süleyman Karagülle Hocam ile çalışmalar yapmış ve hem teşhİs hem de tedavİ içerikli yazılar yazmışız.
Aradan geçen yıllar sonrasında yani günümüzde durum iyice anlaşılır oldu.
Özellikle de pandemi yani COVİD-19 döneminde önceki üç yazımızda ve bu konu ile ilgili olarak yazdığımız diğer yazılarda d hep hatırlattığımız üzere, tedavi reçetelerimizin ya da çare ve çözümlerin uygulanması iyice ehemmiyet ve aciliyet kazanmıştır…
“‘Yarın’ değil; ‘bugün, hemen, şimdi, derhal’!”
Yıllar önceki teşhislerimizi ve tedavi önerilerimizi hatırlayalım…
***
Önceki yazımızın en sonunda ‘çare ve çözümleri kaldığımız yerden yazmaya devam edeceğiz’ dedik; kaldığımız yerden devam…
“Kooperatif ortak olan köylülerin tarlalarını birleştirecek ve modern küçük çiftlikler hâline getirecektir. Bir çiftlik en az on dönüm olacak, elektriği, suyu, yolu ve muhafazasını kooperatif yüklenecektir.
Her tarla sahibine koyduğu toprakla orantılı olarak bir pay belgesi verilecektir. Bu parsellerden birini işletmek isteyene talep sırasına göre yüzde gelirle kiraya verecektir. Tüm köyde gelen kira gelirleri tarladaki pay sahiplerine bölüşülecektir.
Köylü tarımda işi olduğu zaman tarımda çalışacak ve on dönümlük yeri canlı tutacaktır. Tarımda işi olmadığı zaman da apartmandaki işyerinde çalışacaktır. Böylece köyde oturanların gelirleri kentte oturanların gelirlerine nispetle daima fazla olacaktır.
Sanayileşme dönemi tarımı zorunlu olarak böyledir.
Sovyetler bunu halkın elinden zorla tarla alarak gerçekleştirdi.
Batı’da ise sermaye satın aldı ve modern çiftlikler kurarak bunu sağladı.
Üçüncü dünya ülkeleri ise henüz toprak reformunu gerçekleştiremediler, bundan dolayı ilkel durumdadırlar.
Köylerin daha başka avantajları olacaktır. Köy semtleri kent semtlerinden birileri ile kardeş semt olacaklar ve mala-mal takasları ile kentte de imkânları olacaktır.”
Aynı yıl haftalık KUR’AN VE İLİM seminerleri çalışmalarımızda yazdığımız teşhislerimizi ve tedavi önerilerimizi de hatırlayalım…
***
Kur’an “TEAVENÛ” dİyor
“Kanuni Sultan Süleyman döneminde olsaydık, düzenlemeleri makrodan yapardık, devlet olarak çürütücüleri topluluğumuzun dışına atardık, çünkü onlar azdı.
Oysa bugün her taraf çürümüş, her tarafa zina ve faiz yayılmıştır.
Bu bozuk ZALİM DÜZEN işsizliği ve ahlâksızlığı önleme imkânına sahip değildir. Çünkü herkes çalışmadan yolsuzlukla geçinmektedir. Baba mirasını her geçen gün biraz daha eritip bitiriyoruz.
Bugün yapılacak iş olarak öncelikle çalışmada ve yaşamada birbirleriyle anlaşabilecek semtler üretmemiz gerekir. O semti dışarıdaki fesat ve fitneden korumamız gerekir. Bunu yapacak olan da bu ayetlerde bahsedilen dayanışma ortaklıklarıdır.
Dayanışma ortaklığı demek kooperatif demektir. Kooperatifin bugünkü Arapçada adı şirket-i teavundur, yardımlaşma şirketidir. Kur’an da “TEAVENÛ” diyerek böyle bir ortaklığı kurmamızı emretmektedir.
(Çare ve çözümleri kaldığımız yerden yazmaya devam edeceğiz…)