KUR’AN AYI RAMAZAN VE BAYRAM… - 3
Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Kur’an-ı Kerim’de kendisini tanıtan daha nice ayetler var. (Önceki bölümde yazdık.)
Hz. Peygamberin de Kur’an-ı Kerim hakkında pek çok hadisleri vardır.
“Gerçekten ileride gece karanlıkları gibi fitneler olacak. Bundan kurtuluş nedir ya Resulellah dediler. Çare Allah kitabı KUR’AN’dır; onda sizden öncekilerin haberleri, sizden sonrakilerin haberleri ve aranızda uygulayacağınız şeylerin hükümleri vardır. O hak ile batılı, yanlış ile doğruyu birbirinden ayıran ciddi bir kitaptır. Saçma sapan söz (şaka ve oyuncak) değildir. Onu büyüklenip terk edenin Allah belini kırar. Onun dışında doğru yol arayanları Allah sapıklığa mahkûm eder. O, Allah’ın sağlam ve kopmaz ipidir. Onu okuyan diller zorluk çekmez. Bilginler ona doymaz, muttakiler ondan usanmaz. Keyiflerin sapıtmamasına ve görüşlerin dağılmamasına yegâne sebep odur. Kur’an’a uygun konuşan doğru söyler, onunla amel eden sevabını alır. Kur’an’la hükmeden adalet yapmış olur. Ona sıkı sarılan doğru yola hidayeti bulur.” (Tirmizi, Fedail-il Ku’ran: 14).
“Gerçekten bu KUR’AN bir tarafı Allah’ın yedinde, diğer tarafı sizin elinizde (bir iptir.) Onun yoluna girip hükümleriyle amel ediniz. Artık sizler, bundan sonra ebediyen şaşmaz ve helak olmazsınız.” (Taberani, Ebu Şüreyh’ten)
“KUR’AN şefaatçidir; şefaati kabul edilecektir. O hasmıyla-düşmanıyla mücadele eder. Allah ve Resulünce tasdik edilmiştir. Kim, onu önünde tutarsa cennete götürür, kim de onu arkasına iterse cehenneme sevk eder.” (İbn Hibban Cabir’den)
“Bir kimse Kur’an’ı okur, ahkâmıyla amil ve hikmetiyle kâmil olur, helalini helal ve haramını haram bilirse, Allah onu KUR’AN sebebiyle cennete kor ve ev halkından, kendilerine ateş vacip olan en az on kişi için de şefaatini kabul eder.” (Tirmizi, Hz. Ali’den).
“Ümmetimin en şereflileri Kur’an’ı ezberleyerek yüklenenlerdir.” (Beyhaki).
“Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı okuyup okutanlarınızdır.” (Hakim Osman’dan).
“Sizden biriniz Rabbiyle konuşmayı sever ve isterse o, KUR’AN okusun” (Haraiti).
Görüldüğü gibi KUR’AN Müslümanın hem dünyasını hem ahiretini, hem teorisini hem pratiğini, hem fikri yapısını hem de uygulamasını çepeçevre kuşatmaktadır. Tam anlamıyla KUR’AN bir nizam ve düzen getirmiştir. KUR’AN o kadar değerli ve şerefli bir kitaptır ki, on bir ayın sultanı Ramazan ayı bile şerefini ve yüceliğini ondan alır. Çünkü KUR’AN Ramazan ayında inmeye başlamıştır. KUR’AN o kadar yüce ve eşsiz bir kitaptır ki, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’in ifadesiyle “KURAN Allah’tan başka her şeyden daha faziletlidir.” (Tirmizi).
KURAN Ramazan ayında inmeye başlamıştır. Çünkü ayette “Ramazan ayı öyle bir aydır ki, KUR’AN onda indirilmiştir.” (Bakara,2/185) buyrulmaktadır.
Burada Arapça belagat ilmine göre öyle bir aydır ki diye tercüme ettiğimiz “ellezi” ismi mevsul kelimesi bize Ramazan ayının şerefini Kur’an’ın inişine bağlamaktadır. Yani oruç tutarak geçirdiğimiz Ramazan ayı Kur’an’la şereflenmiştir.
Kur’an’ın oruç ve Ramazan hakkındaki beyanı şudur: “Ey iman edenler! Sizden evvelkilere oruç farz edildiği gibi size de farz kılındı. Sayılı günler olduğu için umulur ki, zarardan korunuzsunuz. Artık sizden kim hasta olur ve seferde bulunursa oruç tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun. Oruç tutmaya güç yetirmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye vardır. Bununla beraber kim gönül rızasıyla bir hayır yaparsa işte bu onun için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin hakkınızda (yemenizden ve fidye vermenizden) daha hayırlıdır. Ramazan ayı öyle bir aydır ki, KURAN (doğru ile yanlışın) ölçüsü, kurtuluşun açık bir delili ve bir hidayet olarak onda indirilmiştir. Kim ona erişirse o ayın orucunu tutsun. Ve içinizden kim hasta olur, seferde bulunursa oruç tutmadığı günler sayısınca diğer günlerden tutsun. Allah size kolaylık diler, güçlük dilemez. Ve yine o muayyen müddeti tamamlamanızı, sizi muvaffak buyurduğundan dolay Allah’ı yüce tanımanızı diler. Olur ki şükredersiniz.” (Bakara,2/183-185). (DEVAMI VAR)