Özgürlük ve Umut
1145 Okunma, 0 Yorum
Ruhat Mengi - Vatan
Vahap Alma

Özgürlük ve umut! – 02.05.2011

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 1 Mayıs’ta Yozgat’ın Boğazlayan ilçesinde 3000 kişiye hitabetmiş ve 1 Mayıs’ın “alın teri dökenlerin, evine helal ekmek götürenlerin günü” olduğunu söyledikten sonra “partisinin önümüzdeki süreçte güçlü bir çıkış yapacağını” vurgulamış. Geçtiğimiz hafta The Economist dergisi de yazdığı yorumda “Kılıçdaroğlu bu seçimde başbakan olmayabilir ama giderek çok daha sıkı bir rakip haline geliyor” demişti.

 

Gerçekten de CHP’de lider değişikliğinden sonra ciddi bir değişim göze çarpıyor. Öncelikle geçen yıllardan farklı olarak açıklanmasının hemen arkasından köşe yazarlarına “Seçim bildirgesi medya özeti” gönderdiler ki örneğin referandum öncesinde hazırladıkları “Anayasa değişikliği taslağı” kitapçığı bile zamanında gelmemişti.

 

Son derece güzel ve net bir özet..

 

Sonra, sokaklarda CHP’li ilçe başkanlarının “Nerede oy kullanacağınızı bizden öğrenebilirsiniz” afişlerine rastlıyorum ki daha önce böyle bir çalışmalarını da görmemiştim. Bunlar bile seçimde ‘sandık başlarında duracak gözcülerin çay-kahve-sigara vs için yerlerini dakikalarca boş bırakmayacak sorumlu kişiler’den seçileceği.. YSK’nın daha önceki “milyonlarca kayıp veya ilave seçmen’ ya da “sandık sonuçlarını vermeme” gibi olaylarının, “bilgisayarlar çöktü, elektrik kesildi” gibi sürprizlerin (!) tekrarlanmaması konusunda bu kez gerekeni yapacakları ümidi veriyor. Hatta belki “hekır-savar” bile bulurlar kendilerine, iyi de olur!

 

Baskıya son

CHP Seçim Bildirgesi “Özgürlüğün ve Umudun Ülkesi, Herkesin Türkiyesi” başlığıyla hazırlanmış ve içinde “liderler yerine milletin kendi vekillerini seçeceği” demokratik seçim sisteminden, “barışçı her tepkinin meşru sayılacağı”na, “baskıya, korkuya, basılmamış kitap imhasına son”dan, “kadına yönelik şiddetin ağır suç sayılacağı”na, “Topraksız köylüye toprak, işsize daha fazla ödenek”ten, “ihtiyacı olan her aileye destek” vaadine, “emeklilere milli gelir zammı”na, “üniversite harcının kaldırılması”na kadar aklınıza gelen her konuda verilmiş sözler var ki gerçekten uzun uzun okuyup incelemeye değer.

 

İncelediğinizde, hala süregelen “Haberal’ı niye aldınız, onun hastanesinde Ecevit’i hasta etmeye çalıştılar” benzeri anlamsız yıpratma gayretlerinin önemli ve somut projeler karşısında ezilip gittiğini görüyorsunuz. Ecevit’in son yıllarında “siyaset yapamayacak kadar” halsiz ve hasta olduğu ve neredeyse tamamen eşinin desteğiyle işi götürdüğü her halinden belli değilmiş gibi son zamanlarda buna sarıldılar. Onu tutturamayanlar bu kez Baykal’ın tamamen kendi sorumluluğunda olan “kaset olayıyla gitmesini” deniyor.

 

Çocuk yok

CHP projelerinde “Kadına karşı şiddetin ağır suç sayılacak olması” güzel, Çıkaracakları “Güldünya Yasası” ile töre ve namus cinayetlerine de ağır ceza gelecek olması güzel (bu töre ve namus kelimeleri de kalkmalı), her yıl en az 5 kadın sığınma evi açılacak olması harika.. Bunları kimse hatırlamadı bugüne kadar.

 

Ama ya çocuklar? Çocuklara tecavüz eden sapıkların, aile içinde kendi çocuklarına bile el uzatan canavarların “serbest bırakılmayıp en ağır cezaya çarptırılması” neden yok? Eğer memleket bir Sırat Köprüsü’nden geçmekte olmasa “Çocuk tecavüzlerine çözüm ve ceza aramayan” partilere oy vermeyelim kampanyası bile açmak gerekirdi, konu öylesine önemli. Bununla birlikte “çocuk konusu dışında kusursuz”a yakın bir çalışma yaptıklarını teslim etmek gerekiyor.

 

Umarım CHP “çocukları unuttuğunu” en kısa zamanda fark eder ve bu “tek eksikli” bildirgesini de sık sık tekrarlayarak yeterince duyurur. Gerçi TV’lerde ‘eşit şartlarda propaganda yapamayacakları’ bilinen bir durum ama bir yol bulmaları gerek. Zira en kolay duyması gereken, dikkatli medya takipçileriyle konuşurken onların bile ‘bu bildirgeyi duymamış olduğu’ fark ediliyor, benden hatırlatması!

 

     Yorum:

     Samimi Münafık

Trajikomik bir seçim dalgası. Hiç bir şey gibi Ak Parti de alternatifsiz değildir elbet. Ama bu alternatifin CHP olmasının cumhur tarafından düşünülmesi Türkiye’deki siyasetin bittiğini, azınlık tarafından düşünülmesi art niyet ve münafıklığı ya da basiretsizliği gösterir. Geçmiş siyaseti ve hazırdaki profili ile İslam dünyasının çağdaş safsatası konumunda bulunan CHP’den medet ummak çaresizliktir. İki yüzlülük ve münafıklığın Kuran’daki bire bir tarifine uygun olan CHP’nin pişkin davranışları şaşırtıcı ve hayal niteliğindedir.

 

6. إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ ءَأَنْذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنْذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

 

7. خَتَمَ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَعَلَى سَمْعِهِمْ وَعَلَى أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ

 

8. وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ ءَامَنَّا بِاللَّهِ وَبِالْيَوْمِ الْآخِرِ وَمَا هُمْ بِمُؤْمِنِينَ

 

9. يُخَادِعُونَ اللَّهَ وَالَّذِينَ ءَامَنُوا وَمَا يَخْدَعُونَ إِلَّا أَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ

 

10. فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ فَزَادَهُمُ اللَّهُ مَرَضًا وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ

 

11. وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ

 

12. أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَكِنْ لَا يَشْعُرُونَ

 

13. وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ ءَامِنُوا كَمَا ءَامَنَ النَّاسُ قَالُوا أَنُؤْمِنُ كَمَا ءَامَنَ السُّفَهَاءُ أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاءُ وَلَكِنْ لَا يَعْلَمُونَ

 

14. وَإِذَا لَقُوا الَّذِينَ ءَامَنُوا قَالُوا ءَامَنَّا وَإِذَا خَلَوْا إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُوا إِنَّا مَعَكُمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِئُونَ

 

       6. Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar.

 

7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

 

8. İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler de vardır.

 

9. Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.

 

10. Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.

 

11. Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler.

 

12. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.

 

13. Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler.  İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.

 

      14. İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.

 

İnançlı duran herkesi gerici ve akılsız, aynı derecede beceriksiz bulan,  belirginleşen siyaseti daima çamur ve hakaret ekseninde dönüp duran ve yaptığı ucuz siyaseti de nimetten sayan CHP’nin şimdi de o çağdaş fikirlerini savunan bir de nadide yazarlarımız varmış. Allah hepimize akıl fikir versin…

 

 

 

Vahap Alma






Sayı: 99 | Tarih: 8.05.2011
Mahir Kaynak
Kanal projesi
Çözüm
1305 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Abdullah Gül söyler, yen içinde kalır
İkiz kuleleri yıkanlar Müslüman mı, müfsid mi?
1250 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Taşgetiren
Büyük resim-küçük resim
Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek
1167 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Ruhat Mengi
Özgürlük ve Umut
Samimi Münafık
1145 Okunma
Vahap Alma
Zülfü Livaneli
geleceği bilmek
tarih tekerrürdür derler
1113 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ruşen Çakır
Beş soruda Usame’den sonra
Kısıtlı Habercilik
1097 Okunma
2 Yorum
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Diyalog ve Hoşgörü
Allah’ın Cenneti küçük mü?
1030 Okunma
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler