16.12.2010
BİR: Eğer bir ana muhalefet lideri, bir yolsuzluk dosyası açıklayacaksa, o dosyanın her şeyden önce ele avuca gelir, dört başı mamur ve ortaya konduğunda 7.4 şiddetinde bir sarsıntıya yol açması şarttır.
İKİ: Başbakan'ın gözünün içine bakarak açıklanan bir yolsuzluk dosyasının, Başbakan'ı nakavt etmesi gerekir.
ÜÇ: Bir yolsuzluk iddiası, çok bilinmeyenli denklem gibi açıklanmaz. Mesele ne kadar karmaşık olursa olsun, anlatılan öykünün herkes tarafından “Neler dönmüş neler” diye karşılanması gerekir.
DÖRT: Bir partinin ikinci ya da üçüncü adamının yolsuzluk dosyası açıklama biçimi ile bir partinin genel başkanının yolsuzluk dosyası açıklama biçimi aynı olamaz. İkinci ya da üçüncü adam, sorular sorarak, yem atarak, oltaya getirerek oyunlar oynayabilir ama bir genel başkan, üstelik Meclis Genel Kurulu'nda bu taktiği izleyemez.
BEŞ: Eldeki yolsuzluk dosyası, karşı tarafa “gık” bile dedirtemeyecek denli sağlam ve anlaşılır değilse, o dosyanın Meclis Genel Kurulu'na taşınması stratejik hata olur.
ALTI: “Tartışmalı”, “nereye çeksen oraya gider”, “detayları karmaşık” bir yolsuzluk dosyası, iktidarın “O kadar aradınız da bunu mu buldunuz?” şeklinde küçümsemesine yol açar.
YEDİ: Sağlam olmayan yolsuzluk dosyalarıyla Meclis'in huzuruna çıkmak demek, lisan-ı hal ile “Elimizde başka malzeme yok” demektir. Bu da her şeyden önce iktidarın elini güçlendirir.
SEKİZ: Açıklanan yolsuzluk dosyasıyla beklenen etki yaratılamazsa, bundan sonra açıklanan her türden yolsuzluk dosyasına kulak veren çıkmaz.
Yazının tamamı için tıklayınız.
Yorum:
Onlar kötü, biz iyiyiz
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir çırpınış içinde. Ne yapayım da Ak Partinin açık yönünü bulayım, bir yolsuzluğunu çıkarayım. Onların kötü olduğunu ispat edeyim ki benim iyi olduğum ortaya çıksın.
Başkasının kötü olması sizi iyi yapmaz Kemal bey. Siz kendi projelerinizi ortaya dökün, kendi iyiliklerinizi gösterin, yapacağınız şeyleri anlatın. Ama görünen o ki yapacak fazla bir şeyiniz yok, ortaya koyacağını bir projeniz yok. Bu durumda tek bir çare kalıyor: Ak Partiyi kötülemek. Onun kötü olduğunu gösterirsem, ben de kötünün iyisiyim ya, bana oy verirler.
Maalesef bunu sadece CHP yapmıyor. MHP de bunu yapıyor, Saadet Partisi de. MHP'nin de CHP gibi elinde bir projesi yok. Onun da tek çaresi Ak Partiye saldırmak. Ama ilginç olan Saadet Partisi. Elinde bir hazine var: Adil Düzen. Ama Adil Düzeni anlatmak yerine, Ak Partililer iyi çocuklar, temiz çocuklar ama yetersizler, biz yeterliyiz, bizim özelliklerimiz onlarda yok, bu nedenle onlar yapamaz biz yaparız diyorlar ve CHP ve MHP ile aynı duruma düşüyorlar. Acaba bunun farkında değiller mi yoksa Adil Düzen lafzını konuşma içinde bir kaç yerde belli belirsiz söylemek dışında içeriğini anlatmak zor mu geliyor? Yoksa ellerinde televizyonları ve gazeteleri yok da ondan mı Adil Düzeni anlatamıyorlar? Peki bu imkanlar varken niçin Adil Düzeni anlatmaktan imtina ediyorlar? Merak etmiyor musunuz? Acaba bilmiyorlar mı? Yoksa istemiyorlar mı?
En iyisini Allah bilir.