MARİFET

ED- Boğaziçi öğrencilerini hâkim serbest bıraktı. İyi oldu. Bırakmasaydı şimdi dünya bununla meşgul olacaktı.  Rusya’da olduğu gibi, Hong Kong’da olduğu gibi olay büyürdü.

SK- Sulh hâkimi öğrencileri serbest bıraktığı zaman yargının gereği ve kendisinin kanaati nedeniyle serbest bırakmadı. Basındaki olaylar üzerine siyasi kanaat hâkim olarak serbest bıraktı. Bu böyle olmasa da böyle görünüyor. Karar rahatlatıcı oldu. O andaki sıkıntıyı giderdi ama hastalığı tedavi etmedi. Sorun duruyor. Boğaziçi öğrencileri gösteriden vazgeçti mi? Yoksa yeni hazırlık içindeler mi? Boğaziçi olaylarını iktidarın yanlış siyaseti doğurmuştur. Ne var ki öğrenci olaylarıyla bu yanlış siyaset düzelmiş olmaz. Düşünürler bundan önce olan olaylar için bundan sonra ne yapmamız gerektiğinin üzerinde durmalılar.

AJAN’DA

ED- Türkiye de ajan dolu. Epstein Trump’ın mimarlarındandır. Rothschildler’in adamıdır. Rusya iş ortaklıklarındandır. Şimdi Türkiye’de onlar faaliyetteler. Boğaziçi olayları onların eseridir. Olay büyütülmemelidir. Sabırla yaklaşılmalıdır. Sorunlarımızı sertleşmeden çözmeliyiz.

SK- Bir akıl hastası kendisini buğday zannediyormuş ve tavuktan kaçıyormuş. Nihayet tedavi etmişler, buğday olmadığına inandırmışlar. Hastaneden çıkarmışlar, serbest bırakmışlar. O yine tavuktan kaçmış. “Hani sen buğday değildin.” demişler. O da demiş ki, “Ben biliyorum buğday olmadığımı ama tavuk biliyor mu ki?” Boğaziçi olaylarına yumuşak yaklaşmak iyidir ama olayı tertipleyenler yumuşak yaklaşmıyorsa o zaman ülkeyi düşmanlara teslim etmek olur. İktidarın Boğaziçi’ne onların istemediği rektörü ataması yanlıştır ama öğrencilerin de rektörlüğe yürümesi kıyaslanmayacak bir şiddette yanlıştır. Rektörün atanması Boğaziçi için kötü ama ülkeye bir zararı yok. Ancak rektörlüğe yürümek devletin iktidarını yok etmektir. O halde gerekirse Boğaziçi Üniversitesi kapatılmalı ama devletin varlığı tehlikeye düşürülmemelidir.

BOĞAZİÇİ

ED- ABD gemisi boğazı kırmızı ışıkta geçerek Karadeniz’e geçti. Biden teröristlerle resmen görüştü. ABD, Çin’i Myanmar’da cereyan eden olaylar da dâhil resmen tehdit etti. İngiltere ve ABD bu tehdide katıldı. Yarın Boğaziçi’nde profesörler yürüse ne yapacağız? Türk ekonomisi ve dünya ekonomisi kötü durumda, çözüm aramalıyız.

SK- Sermaye’nin ana taktiği budur. Gündemi başka şeylerle işgal ederek yapmak istediklerini sessiz sedasız yapmaktadır. Gereksiz şeylerle meşgul olunurken o planını yürütür. Bugün dünyayı korona virüsle meşgul etmektedir. ABD’de ise başkanlık seçimiyle meşgul etmektedir. Azerbaycan’da savaşla meşgul etmektedir. Büyük bir planı vardır. Onu yakında uygulayacak. Biz o planı bilsek de bilmesek de gelecek olan herhangi bir saldırıyı savacak durumda olmalıyız.

İKİLİ MODEL

ED- Navalny çekim yaparken zehirlendi. Almanya’da tedavi gördü. Ülkesine dönerken tutuklandı. Tüm Rusya hatta dünya savunmaya başladı. ABD’li iş adamları Rusya’dan uzaklaştırıldı. Türkiye her iki tarafla barışık olmak hususunda iyi siyaset takip etmektedir.

SK- Tam istihdam sağlandığından faizli işçilik sistemi artık çalışamaz durumdadır. Defalarca anlattığımız için artık sağır sultan duydu. Sermaye şimdi çıkış yolu aramaktadır. Çeşitli yerlerde değişik yollar denemektedir ve hazırlık içindedir. Karşılıksız dolara son verecek altın dolar çıkaracaktır. Yahut gümüş dolar çıkaracaktır. Arayış içindedir. Değişik yerlerde oluşmakta olan anormal olaylar bu uygulamaların sonucudur. Bununla beraber Rus Yahudileriyle Amerikan Yahudileri arasında çekişme vardır. Bu olayların merkezinde değil de akışında bu çekişmenin rolü de vardır.

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

Yorum:

Türkiye’nin akıbeti

Türkiye’de siyasete ilim adamlarının daima etkisi olmuştur. Şeyhülislam’ın fetvası olmadan sultan savaş bile yapamazdı. Şeyhülislam’ın fetvasıyla sultanlar tahtan indirilebiliyordu. Cumhuriyet döneminde de bu böyle olmuş, siyasi hareketler hep üniversitelerin içinde başlamıştır. Üniversite öğrencisi bile olmayan birileri üniversite bahçesine dolar, sınıfları işgal eder, öğretmenlere görev yaptırmaz, bunu bahane eden Ordu müdahale eder ve sonunda hedefe varılır.

Şimdiye kadar olan olaylarda olayları tertipleyen hep Dış Sermaye olmuştur. Ordu müdahale ederek Dış Sermaye’nin hedefe ulaşmasını kısmen önlemiştir. Daha doğrusu siyasette önlemiştir ama ekonomide hep başarıya ulaşmıştır. 1950’lerde görevli olduğum kurum adına gerekli araştırmalar yapmıştım. 1957’de var olan hız devam etseydi ekstrapolasyon hesaplarıyla Türkiye Avrupa devletleri seviyesinde bir devlet olacaktı. O zaman Türkiye; İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya’nın çok gerisinde bir devletti.

60’ta müdahale edilince Türkiye en az 50 sene geri kalmıştır. Millî Görüş’ün adil projesi sayesinde bugün yukarıda mezkûr devletler seviyesinde bir devlet olmuştur. Sağ olsun Erdoğan sayesinde Adil Düzen de kenara itilmiştir ve Türkiye en kritik günleri yaşamaktadır. Başarılı bir siyaset takip ederse Türkiye; AB, Çin, ABD gibi etken devlet haline gelebilir. Uygun siyaset takip etmediği takdirde 1918’lere dönebiliriz.