SÜPER VİRÜS

ED- Virüs ABD’de Harvard Üniversitesi’nde üretildi. Çin’e servis edildi.  Önce Wuhan’da yayıldı sonra bütün Çin’i kapladı. Sonra da dünyayı istila etti. Alınan tedbirlerle daha ilk virüsü durdurulmadan yeni virüsler bulundu. Şimdi dünyaya o virüs pazarlanıyor. İlk virüsü önleyemediler. Onun aşısı da olmaz ama yeni virüsler üretiliyor, yeni virüslere aşı bulunuyor. Biz de söylenenlere “Evet” demek zorunda kalıyoruz.

SK- Sermaye hep böyle hayali tehlikeler üretir, sonra o tehlikelere tedbir alır, böylece insanları meşgul eder. Nagazaki’ye atom bombası atıldığı zaman o kadar büyütülmüştü ki bir bomba dünyayı yok edebilir gösterildi. O zamanlar biz lisede okuyorduk. Bunun uydurma olduğunu o gün arkadaşlarımla tartışmıştım. Aradan yarım asırdan fazla zaman geçti ama hala basında dev güç olarak gösteriliyor ama daha yaptığı bir iş yok. Bizim yapacaklarımız gerekli tedbirleri almak, ondan sonra da cesaretle yaşamaya devam etmektir. Virüs bir şey yapmaz. Sadece virüsten korkanları hayattan eder. Hepimiz öleceğiz, ölmemek için çalışma değil, çalışmak için yaşama ilkesini benimsersek problemimiz biter. İş yapmayacaksak, sokağa çıkmayacaksak, işin başına gitmeyeceksek yaşamamıza ne gerek var? Nasılsa öleceğiz. Bir gün önce ölsek ne kaybederiz?

SAVUNMA HATTI

ED- Amerika’da 10 eski Milli Savunma Bakanı birlikte beyanda bulundular. Askerler seçime karışmamalıdır.  Çin’in sermayesi İngiliz zenginlerinin elindedir. Orada faaliyet gösteriyorlar. Çoğu Yahudi’dir. Her yer ikiye bölünmüştür, her iki tarafta da Yahudiler yer alıyor.

SK- Şeytanla beraber faaliyet gösteren Yahudi sermayesi bütün şeytani usullerini uygulamaktadır. Bunlar iki cepheyi çatıştırmak için, her iki tarafta da yer alırlar. Kendileri savaşa girmezler, çatışmayı başlattıktan sonra, çekilir kenarda beklerler. Her iki taraf birbirlerini bitirdikten sonra, kendileri ortaya çıkar yeni düzeni kurarlar. Böylece bin yıldan fazladır insanlığı yönetmektedirler. İslam uygarlığından aldıklarını, Batı uygarlığına bunlar götürdü, bugünkü sanayi inkılabını bunlar yaptı, şimdi ise görevleri bitmek üzeredir. Şeriata gelirlerse etkili olarak yaşamaya devam edeceklerdir. Gelmezlerse tarihte yaşadıkları sürgünlerden birisini bir daha yaşayacaklardır.

KÖRFEZ SATRANCI

ED- Katar, Türk Ordusu’nu ülkesinde bulunduruyor, Müslüman Kardeşler Cemaati’ni ülkesinde barındırıyor. İran’la arası iyidir. Terörü barındırıyor iddiasıyla birkaç yıl önce Arap ülkeleri onu dışladılar ve siyasi münasebetlerini kestiler. Türkiye ise desteklemeyi devam ettirdiler. Türkiye’de yatırımlar yapmaktadır. Son olarak İstanbul borsasına girdi ve 10 milyar doları Türkiye’ye transfer etti. Türkiye de nefesini aldı. Şimdi ise Arap ülkeleri Katar’a olan boykotlarını kaldırdılar, onu da İsrail cephesine kattılar. Türkiye ile durumu ne olacak? Burası belli değil.

SK- Sermaye tarih boyunca Şiilerle Sünnileri çatıştırarak İslamiyet’i ikiye bölmüştür. Hristiyanları da önce Katolik ve Ortodoks olarak bölmüş, Ortodokslar gücünü kaybedince bu sefer Avrupa’da Protestanlığı geliştirmiştir. 1960’ta Türkiye’de yaptığı 27 Mayıs girişimleri başarıya ulaşamayınca yeni siyasete başvurmuştur. Savaşı, sıcak savaştan ekonomik savaşa çevirmiştir. Müslümanları Şii ve Sünni olarak ayıramayınca, şimdi de Arap ve Acem olarak ayırmaya çalışmaktadır. Başaramayacaktır. Çünkü Arap halkı diğer Sünnilerle beraberdir. Şii olanlar da diğer Şiilerle beraberdir.

ORTAK TAVIR

ED-  ABD’de Biden taraftarları seçimi kazandı. Trump direnmektedir. Pentagon’da Trump’ı destekler gibidir. Çin’de ise Wuhan'da hayat normale dönmüştür. Yılbaşı sona kadar kutlamalarla geçmiştir. Sokağa çıkma yasağı kaldırılmıştır. Virüs etkisini kaybetmiştir. Çin Dünya Sağlık Örgütü’nü ülkesine almamıştır. Pompei Türkiye’ye gelmiş ama sadece Patrik ile görüşmüştür. Katar’daki dönüş bir tarafa Rusya’da da Putin aleyhinde haberler çıkmaktadır. Putin’i devirmek için ABD ve İngiltere istihbarat örgütleri faaliyettedir. İşbirliği içindeler. Bunlar yeni dünya için neler planlandığını gösteren işaretlerdir. 21. yüz yıl gerçekten yeni yıl olacaktır.

SK- Uygarlıklar, hak uygarlıkları ve kuvvet uygarlıkları diye ikiye ayrılırlar. Hak uygarlıkları zirvedeyken, kuvvet uygarlıkları dibe inmiş olur. Kuvvet uygarlığı zirvedeyken, hak uygarlığı yeniden oluşmaya başlar. Bunlar miladi takvim başlangıç kabul edilerek biner yıl yaşarlar. Şimdi kuvvet uygarlığı tepededir, çökmeye başlamıştır. Hak uygarlığı diptedir, yeniden gelişmeye başlıyor. Bunun böyle olacağını Adil Düzen olarak 50 senedir söylüyoruz. Bugün gelinen durumda faizli işçilik sisteminin yürümediği ortaya çıkmıştır. Sermaye, yeni fabrikalar kuramıyor, dolayısıyla dolarını kredi verip faiz alamıyor. Savaş çıkarıp apartmanlar yıktıktan sonra faize iş yeri açamıyor. Asıl sıkıntı buradadır. Dolayısıyla Sermaye’nin istediği üçüncü cihan savaşı çıksa bile bundan kazanacak olanlar şeriata inanlar olacaktır.

BASKIN!

ED- Kongre binasının basılması Trump’ın talimatıyla olmamıştır. Amerika’daki derin gücün bilgisi vardı. Söyleyemiyoruz, yazamıyoruz. Çünkü, o güç buna izin vermiyor. Yeryüzünde bir teşkilat vardır. Büyük bir işletme vardır. Büyük gelirleri vardır. Bu işletmelerin merkezinde atayacağı devlet veya yetkilileri seçme yeri bulunmaktadır. Dünyanın belli yerlerinde bu işletme küçük kızları oraya gönderir. Başkan veya yetkili olmak isteyenleri oraya çağırır bunlarla cinsel ilişki kurdurur, suçlu hale getirir ve belgeler. Küçük kızları seçmesinin sebebi, büyüklerle yapılacak cinsi ilişki bugün yasalarda suç sayılmıyor. Suç sayılan bir işi yaptırıyor. Ondan sonra onun yükselmesine izin veriyor. Trump da bu imtihandan geçmiştir. Hatta Trump birkaç defa iflas eder duruma gelmiş bu şirketler tarafından kurtarılmıştır. Yani ne Trump ne Biden kendi başlarına hareket etme imkânına sahiptirler.

SK- Ergün Diler’i okumadan önce Koru’nun makalesini okudum ve bu makalenin yorumunda bu işin Derin Sermaye tarafından yapıldığını, böylece Biden’e “Biz izin vermezsek sen başkan olamazsın” denmiş, sonunda Biden de Trump da Sermaye’nin isteklerine “Evet” dedikleri için ikinci oturum başarılmış ve Amerika’daki kriz sona ermiştir, diye yazdım. Ergün Diler de aynısını yazıyor. Size bir şey söyleyeyim mi? Ergün Diler de bunları Sermaye’nin izniyle yazıyor. Sermaye dünyaya meydan okuyor. “Ben güçlüyüm, istediğimi yaparım” diyor. Biz de bu bilgilerden yararlanıyoruz.

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

Yorum:

Asıl güç kim?

Şimdiye kadar Sermaye tüm kuruluşlara hâkimdi. Her teşkilatta ajanları vardı. Bunlar desteklenen dolar karşılığı orada başarılı oluyorlar ve teşkilatın yöneticisi onlar oluyordu. İstedikleri gibi hareket etmeyen yöneticileri kolayca uzaklaştırabiliyorlardı. 1960’taki askeri müdahale sonunda Türkiye’de onların istediği olmadı. İnönü ve Cevdet Sunay’ın birlikte hareketiyle önce müdahaleyi darbeye çeviren askeri kanat asılarak bertaraf edildi. Sonra da Demirel, Özal, Erbakan ve şimdi Erdoğan Sermaye’nin istediklerini yapmadılar. Erbakan’ın Adil Düzen anlatımlarıyla tüm dünya uyandı ve Sermaye’ye karşı direnmeye başladı. Henüz Sermaye’nin elinde sonsuz dolar gücü vardır. Dolayısıyla hala dolarla fitneliğe devam ediyor.

Devletlerin silah güçleri var ama silahla elde ettikleri iktidarı yönetme bilgileri yok. Dolayısıyla yine Sermaye’nin emrine giriyorlar. Erbakan iktidar oldu, yönetemedi. Erdoğan iktidar oldu, dolar karşısında mağlup. Bu bakımdan savaş, ekonomik savaş bütün gücüyle devam ediyor. Dolar hala güçlü görünüyor ama artık yeni işletmeler kuramadığı için gücünü kaybetmiştir. Başka bir para ortaya çıkmadığı için yine varlığını sürdürmektedir.

Ne olacak? İşte bunun ne olacağını bizden başka söyleyen kimse yoktur. Herkes teşhis yapıyor ve teşhiste isabet vardır ama hiç kimsede çare yok. Sadece Akevler’de var. Çare altın bonosunu çıkarıp, kendi işletmelerimizi altın bonosuna dayandırmaktır. İnsanlık böyle bir parayı bulduğu zaman dolar birden değerini kaybeder ve artık Sermaye dünyayı sömüremez hale gelir.

Ben bunu anlatıyorum, kimse kulak vermiyor. Temel Karamollaoğlu vermiyor, Ahmet Davutoğlu vermiyor, Fatih Erbakan vermiyor ve Erdoğan vermiyor. AK Parti’de Akevler ile yakınlığı var diye, Numan Kurtuluş ile Hayati Yazıcı da geri hizmete alınmış, onlara “Siz oy getirin oyu kullanmak bize ait” deniyor ve onlar da bize kulak vermiyor. Hâlbuki bunların bizim yazıları okumaları ve görüşlerimizden yararlanmaları gerekir. Partinin yönetimi bunlardadır ama partiye bunlar hâkim değildir. Hala Sermaye hâkim.

Evet, kesin bir şey vardır. Faizli işçilik sistemi bitecek, kredileşmeli ortaklık sistemi gelecek, bu takdiri ilahidir. Bunu kimse durduramaz ama bu gelirken kimlerin canı yanacak ve bunu kimler getirecek, işte bu gaybi haberdir. Bilmemiz mümkün değildir.