ED- Dünya ikiye bölünmüştür. Biden ile AB birlikte, Londra ile Çin birliktedir. Avrupa ile Çin arasında, hatta Türkiye’nin de katılmasıyla İpek Yolu çalışmaya başlamıştır bile. Türkiye iktidarı Çin ve Londra’nın yanında, muhalefet Berlin ve Biden’in yanındadır. İpek Yolu faaliyete geçerse AB ve ABD’nin sonu olur.
SK- İpek Yolu er geç açılacaktır. İpek Yolu tarihten önce de vardı. Bugün İpek Yolu durdurulmuş, Sermaye’nin otelleri yer almıştır. İpek Yolu sadece bir yol değildir. İpek Yolu’nda yolculuk yapanlar deve kervanlarıyla yola çıkarlar, yollarda harcamalar yapmadan yolculuklarına devam ederlerdi. Aylarca süren deve yolculuğu sayesinde İzmir’deki zeytin Çin’deki ipek ile değiştirilebiliyordu. Devlet aşamasına gelindiğinde, İpek Yolu aynı zamanda orduların masrafsız sevk edilme yolu olmuştur. İşleyişleri tamamen farklıdır. Bugün Sermaye İpek Yolu’nu, İpek Yolu olarak değil de bugünkü otobanlar olarak inşa etmeye çalışmaktadır. Gerek Kur’an’ın bildirdiğine gerekse tarihi gelişmelerin söylediklerine göre bu tür bir İpek Yolu inşa edilemeyecektir. Akevler'in bu hususta projesi vardır: İpek Yolu yolları üzerine 100 lojmanlı apartmanlar yapmak ve araçların masrafsız barınmalarını sağlamak suretiyle vakıf ulaşımı sağlamak. Bunun için Akevler denemeler bile yapmıştır. İpek Yolu’nun çalışabilmesi için, Sermaye’nin koyduğu vize ve gümrük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Bunun için de hudutlarda oranın yerlisi olan ortaklar istihdam edilecek. Evet, İpek Yolu’nu ne Londra-Pekin hattı ne de Berlin-Washington hattı yapacaktır. İpek Yolu’nu Akevler’in semt kooperatifleri yapacaktır. Çünkü artık faizli işçilik düzeni çalışamaz hale gelmiştir, böyle bir yol yapsanız bile kendisini amorti edemez. Sorun İpek Yolu’nun inşası değildir, sorun İpek Yolu’nun işletilmesi sorunudur. Bugünkü imkânlar inşa bakımından yeterlidir. Daha ilerisini kendi kendisini inşa edecektir.
ANAHTAR
ED- Erdoğan ne zaman Almanya’ya gittiyse, Türkiye’de terör olayları olmuştur. Katar ile Türkiye hep beraber olmuşlardır, hiç aralarında ayrılık olmamıştır. Katar büyük dolar gücüne sahiptir. Katar da Türkiye gibi Londra-Pekin yanlısıdır. Bu bakımdan Türkiye’de yatırımları devam etmektedir. Bununla beraber Türkiye, Berlin-Washington hattından da kopmuş değildir. Onlarla da görüşmelere devam etmektedir.
SK- Sermaye Rothschildler ile Rockefeller’i meşhur etti, onlar da özellikle Arap ülkeleriyle işbirliği yaparak şimdiye kadar dünyayı yönettiler. Faize ortaklık diyerek, bugüne geldiler. Sermaye’nin özellikle Arapları zengin etmesinin 2 sebebi vardır. Biri kendileri Batı’ya, Sermaye’ye kafa tutacak güce sahip değillerdir. Dolayısıyla bunları zengin etmede kendileri için bir tehlike görmemişlerdir. İkinci sebep ise, Hristiyanlar Yahudilere çok büyük zulüm yaptıkları zaman Müslümanlar onlara sahip çıkmışlar ve bugünkü duruma gelmelerini Müslümanlar sağlamışlardır. Hristiyanlara güvenemedikleri için, Müslümanları güçlü tutmak istiyorlar. Müslümanların kendilerine hâkim olmaması için de İran ve Türkiye gibi devletleri devre dışı bırakmak istiyorlar. Bugün Arap devletleri bazen gaflete düşüyor, Sermaye’nin onlar eliyle kullandığı doları kendi doları zannedip hareket edebiliyorlar. Katar’ın Türkiye’de yatırım yapmasını böyle yorumlayabiliriz ama gerçek olan şudur; Türkiye’yi borçlandırarak Sermaye Katar yoluyla Türkiye’de yatırım yapmaktadır. Bunu nasıl değerlendireceği hususunda kararı sonra verecektir.
ASIL MESAJ
ED- Savunma Sanayi Bakanı İsmail Demir çok kıymetli bir kimsedir. S-400’ler bahane edilerek ABD ona yaptırım uygulamaktadır. Böylece onun ve Savunma Sanayi’de çalışanların moralini bozmaktadır. Türkiye kendi silah yapmamalıdır. Sermaye geliştirilmiş bilgisayar ağıyla tüm işletmeleri emrine almış olacak ve insanlara silahları dağıtıp, savaştıracak. İstediğine silah vermeyecek mağlup olmasını sağlayacak. İnsanların beyinlerine girerek, onların serbest düşünmelerine imkân vermeyecek. Ben bunu bir sene evvel yazdım.
SK- Bilgisayarlarla insanların beyinlerine girme görüşü kısmen doğrudur. Herkesin cep telefonu olacak, nereye gittiği, ne yaptığı bilinecek. Gerektiği zaman yargıda değerlendirilecek. Bilgi alma bakımından Diler’in söyledikleri doğrudur ama bu insanın özgürlüğünü kısıtlamayacak. Artık gümrükler, vizeler, kotalar, transfereler söz konusu olmayacak. İnsan gizli hareket edemeyecek ama özgür hareket edecek. Kimse ona, onun bir hareketine mâni olamayacak. Çünkü buna gerek kalmayacak. İkinci özellik de bu açık olma imkânı Sermaye’ye veya iktidara değil, bizzat kendisine imkânlar sağlayacak. Kendi seçtiği hakemlere haklılığını ispat etmek için bu kayıtları kullanacak. Bu kayıtların hiçbirisi kendisinden başkası tarafından bilinmeyecek. Kendisi suçlandığı zaman, hakemlere delil olmak üzere bu kayıtları kullanabilecek.
İKİ CEPHE!
ED- İkinci Cihan Savaşı’ndan sonra Sermaye, Çin’i büyüttü. Türk iş adamları da bu işi büyütmek için hocalık yaptılar. Bugün Çin için 2 önemli merkez vardır. Biri Çin’in güneyidir, onunla açık denizlere hâkimdir. Diğeri Afrika’dır, onunla da Avrasya’nın batısına hâkim olmak istemektedir. Bu hâkimiyet savaşla elde edilen hâkimiyet değildir, Çin buraya askeri birlikler gönderip yerleştirmeyecek, buralarla ekonomik ilişkiler kuracak, mal alacak mal satacak, gerektiğinde işyerleri kuracak. Çinliler orada da iş bulacaklar. ABD ve AB, Çin’in bu yayılmasını önlemeye çalışmaktadır. Her iki taraf için de Türkiye çok önemlidir. Türkiye’de ise bir belirsizlik vardır. İktidar Çin, muhalefet AB taraftarıdır. Aralarında da kıl payı fark vardır.
SK- ABD’de de durum böyledir. Trump ile Biden arasında kıl payı fark vardır. Orada da Cumhuriyetçiler ve Demokratlar farklı siyaset içindeler. Hatta Londra’nın sarayında bile ittifak yok. Berlin’de de durum farksız. Bütün bu çatışmayı ayarlayan Sermaye’dir. Sermaye kendi dediğini yaptırmak için ikisinin gücünü birbirine yakın tutmaktadır. 500 senelik bu siyasetin sonu gelmektedir. Tam istihdam sağlandığı için, faizli işçilik sistemi çalışmamaktadır. Dolayısıyla kurulmuş olan bu 2 cephe tezgâhı sonuç vermeyecektir. Her iki grup içinde Müslüman halkının çok büyük etkisi vardır. Müslümanları bölüp çatıştırmadıkça Sermaye ne yaparsa yapsın başarıya ulaşamaz. İran ve Türkiye de aralarını açmazlarsa Müslümanlar birbirleriyle çatışamazlar. Sermaye de bu şartlar içinde üçüncü cihan savaşını çıkaramaz. Bununla beraber faizli işçilik sistemi ömrünü doldurduğu için, sorunlar çözülmez. Ekonomik anarşi doğar. Bunu çözecek de Akevler’in altın bonosudur.
ASIL SAVAŞ
ED- Korona çıkmadan önce yazdım. Çin’in iki büyük ormanında yangın çıktı. Birinde 50 bin, diğerinde 70 bin kadar kundaklama hareketi olmuştur. Yani tüm Çin birden yanmaya başlamıştır. Çin ekonomisi çok büyük zarar görmüştür. Bu zararı ABD vermiştir. İkinci darbe de şimdi korona virüsle yapıldı. Bunun getirdiği zarar o yangının getirdiğinden fazladır. Bu yangın yalnız Çin’i değil, dünyayı yakıyor. Sermaye tüm dünyayı bilgisayarlarla yönetecek.
SK- Tekniğin bir özelliği vardır. Keşfedilmesi zordur. Binlerce yılın uğraşıyla hedefe varılır. Ancak bir defa keşfedilip bulunduktan sonra, onu herkes kullanabilir. Ne kadar yasaklarsanız yasaklayın ne kadar gizlerseniz gizleyin sonunda o tekniği herkes elde eder. Ekonominin başka bir kuralı vardır. Büyük işletmeler küçük işletmeleri devre dışı edemezler. Küçük işletmeler büyük işletmelerle fiyatlarda yarışırlar. Marjinal fayda ve fırsat eşitliği kavramlarıyla bunlar izah edilmektedir. Dolayısıyla bilgisayar teknolojisi yaygınlaşacak, yarın 100 lojmanlı apartmanların işyerlerinde kendi imkânlarıyla üretilebilecektir. Dünya piyasalarının ürettiklerini kendi programlarında değerlendireceklerdir. Dolayısıyla yazarın söylediği gerçekleşmeyecek.
NOT: Yazıda yer italik alan ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Kurtuluş Altın Bonosu’nda
Türkiye bölünmüş görünüyorsa da göstermeliktir. Sermaye öyle istediği için onlar da öyle davranıyor. Sermaye perde arkasında nasıl iki grubu bir arada tutuyorsa, halk da aynı oyunu Sermaye’ye karşı oynamaktadır. Ordu bunu Sermaye’den de daha ileri bir şekilde oynamaktadır.
Türkiye için bunlar sorun değildir. Türkiye için sorun dış borçlardır, enflasyondur. Bunun da tek çözümü vardır. O da altın bonosudur. Dünyanın geleceği bu bonoya bağlıdır. Bono gelecek ancak kanla mı gelecek, kansız mı gelecek? Orası belli değildir. Kimler getirecek? orası da belli değildir.