Yazarlar
Uğur Dündar 5 Aralık 2020
5 Aralık 20205 Aralık 2020
Çin'in Hubei/Wuhan'ından ilk olguların Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bildirilmesinden bu yana neredeyse 1 yıl geçti. Salgın, adı üstünde hızla yayıldı, DSÖ 31 Ocak'ta Alarm – Olağanüstü Durum, ardından 11 Mart'ta ‘Bu bir küresel salgındır -pandemidir!' duyurusu yaptı. Türkiye de -rastlantısal olsa gerek- aynı gün 1 Kovit-19 olgusu – hastası – vakası olduğunu açıkladı.
Hastalık etmeni, mutasyon (evrim) ürünü yeni bir virüstü korona ailesinden, adı konuldu: Yeni korona virüs ya da SARS-Cov2. İlerleyen zamanda, tanımına uygun olarak, bir SALGIN gibi hızla tüm küresel topluma yayıldı. Son verilerle 65.5 milyonu aşkın olgu = hasta = vaka tanılandı ve 1.5 milyon kurban verdik. Genel – klasik kuraldır, 1/10'u yakalanır hastalıkların buzdağı benzetmesi ile; buradan kalkarak 650 milyon dolayında insanın bulaşı aldığı öngörülebilir.
Tanı konulabilenlerde ölüm oranı %3, yabana atılır gibi değil. Tanı konulamayanlarda ve Kovit-19'a yüklenebilecek ikincil ölümlerin boyutlarını kestirmek güç, ancak 1-2 puan daha eklenebilir. Dolayısıyla, salt tıbbi boyutlarıyla bile olsa, çok ağır faturalı, ürkütücü bir sorunsal ile yüz yüzeyiz. Gezegenimiz, gerçekte çok yönlü bir bedel ödemekte; ekonomik, kültürel, sosyal, moral, etik…
Sürdürülebilir, katlanılabilir ve ötesi, örneğin HIV/AIDS gibi “birlikte yaşanabilir” bir dert değil. Yazının tamamı için.https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/ugur-dundar/uzat-kolunu-turkiye-6154109/
YORUM.
HB. Covid 19 virüsü, namı diğer korona müsibeti; Türkiye sınırlarına girmeden önce yazdıklarımı okuyucularım hatırlayacaklardır. Kısaca; özet olarak tekrar hatırlatmamda fayda mülahaza ediyorum.
Dünya’yı yöneten, derin sermaye’nin planı.
1- Corona virüsü Sermayenin yeni dünya düzeni projesini gerçekleştirebilmesi için, insanlığa oynanan ölüm oyunudur.
2- Dünya nüfusunu yaşlılardan arındırma, emekli maaşı ödemelerinden devletleri kurtarma.
3- Savaşlar çıkararak, Dünyayı yönetmek yerine; daha az acı, daha az maliyetle Dünyayı kontrol etme.
4- Farklı zihniyetlerin ortadan kaldırılabilmesi için; eski kafalardan kurtulma, din, mezhep, milliyetçilik, laiklik, demokrasi vs vs vs. insanlığa bugüne kadar öğretilmiş olan öğretilerden, 60 yaş üstü hafızalardan arındırıp: geriye kalacak olanlara; data yüklü içecekler,veya aşılarla. Sermayenin hizmetini kusursuz yapabilen çipli robot insanlar üzerinden,sermayenin saltanatını devam ettirebilmek; insanlığı: çipli, sermayenin kölesi haline getirmek.
5- Corona; özellikle, Türkiye’ye ye kurulan tuzaktır diyerek (koronanın niyeti başlıklı maklemde) geçen yıl yazmıştım. Konuyu biraz açalım. Yukarıda saydıklarımı tamamen etkisiz hale getirecek olan; sermayenin insanlığa kurduğu tuzağa alternatif 3.bin yıl Kur an uygarlığı, Ortaklık düzeni uygarlığının: insanlığın, yaratılış gayesine uygun, sömürüden uzak, paylaşımda adaletin olduğu, inançların hür bir şekilde yaşandığı, inançlar arasındaki farklılıkların, ocak, bucak ve karyeler aracılığı ile tesis edilerek, birbirleri ile iyi geçinebilen Ailelerin birlikte çalışarak, semtlerinde huzur içinde yaşayabildikleri, her bireyin, ocaktan ocağa,bucaktan bucağa hicret etmelerinde engelin olmadığı, hicret edecekleri semtlerde de; iş garantisinin olduğu, herkesin özgür bireyler olarak yaşayabilmelerini önceleyen, Adil ortaklık düzeni projeleri’nin Türkiye de hazır olması; sermayenin bu projeleri sabote etme imkanının kalmayışı 3. bin yıl Adil ortaklık düzeninin kurulabilmesi için hiçbir engelin kalmaması, sermayeyi çaresiz bırakmış ve saldırıya virüs ile geçmiştir. Neticede; Corona virüsü ile sermayenin sömürüsüne karşı olan herkesi sanal ortamdaki paylaşımlarla, akıllı telefonlar üzerinden dinlemeler yaparak, sıkı takipler ile belirlemiş, virüsün dişisini öceden sermayenin sömürüsüne karşı olanlara bulaştırmış, erkek coronaları da dünya ya yayınca, dişi virüsü taşıyanlar hastalanmış ve ölümler devam etmektedir. Bunun yanında hastalığı yenip yaşayanlar da, sermayenin hedefindedirler.
Çare Kur’an ?
Her ne kadar virüsü sermaye yaydı ise de Allah’ın cc izni olmadan, yaprağın dahi kıpırdayamayacağı, Allaha ve ahiret gününe inanan herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bu gerçek üzerinden yola çıkacak olursak: Ok yaydan çıkmıştır. Allah’ın emir ve yasaklarına aykırı, bilerek veya bilmeyerek, şuursuzca hayat sürenlerin, virüsten veya başka başka musibetlerden kurtulmasının, bana göre tek yolu vardır. O yol; Kur’an dan Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenip, harfiyen hayatlarına tatbik etmektir. Allah cc kendisine yönelenleri mukabelesiz, mükafatsız bırakmayan, rahman ve rahimdir. Her şeyi yoktan var eden, ol dedi mi olduran, Virüsleri yaratan da o dur, çaresi; ona hakkıyla kul olmaktır. Bu arada, mü’min olarak yaşayıp, virüsten ölenler de şehit hükmündedirler. Sonuç olarak: Allahın cc takdirini sorgulamadan, tedbiri elden bırakmadan, kurallara uyup, dua edip, sermayenin çöküşünün hızlanması için,fiili duanın hakkını vermeli, alternatif tedbirleri alarak, 3. bin yıl Kur an uygarlığının başlatılması; insanlara aşı vurulmadan evvel ilan edilmelidir. Benim duam budur. Adil Ortaklık Kur’an düzeni; aşılar başlatılmadan ilan edilmeli ki !!! Aşı olmayı düşünenlerin bir kısmı( hidayet bulacak olanlara) kurtuluş fırsatı doğsun. İnatla sermayenin köleliğine talip olacak olanlar(aşıyı gönüllü yaptıracak olanlar) da sermayenin köleliğini kabul etmiş sayılacaklar. Diğer taraftan; Aşı olmaya itiraz edip, aşı olmadan yaşayacak olanlar; sermaye tarafından bugünkü Dünya düzeninde ki tüm hizmetlerden mahrum edilecekler; hastane, banka, eğitim, ulaşım, aklınıza ne gelirse her şeyden mahrum edileceklerinden dolayı, mevcut kapitalist zalim sömürü düzeninde yaşama imkanları kalmayacaktır. İşte tam da bu noktada, Adil ortaklık Kur an uygarlığı ilan edilmiş olacağı için, aşı olmayı reddedenler( zulme rıza göstermeyenler)insan gibi yaşamak isteyenler, inançları ne olursa olsun, mazlumlar tarafında saf tutacaklar ve 3. bin yıl Kur an uygarlığı’nın ilkleri, öncüleri olmaları hasebi ile; zulme rıza göstermeyip Allah ın razı olduğu kullar olarak hidayet bulacaklardır. 3.bin yıl Kur an düzeni nin mü minleri olarak,tarih onları yazacaktır..
Aşı yaptıranlara gelince: aşı sonrası kalan kısa ömürlerinde; aşının yan etkileri ile kısırlaşacaklar, insani duyguları yitirecekler, robotlaşacaklar, kobay insanlar olarak tüp bebek vb çalışmalar yapsalar da, çoğalamayacaklar,nesilleri tükenip yok olup gideceklerdir. Bu da demek oluyor ki !!! 3. Bin yıl uygarlığı, savaşsız ve kansız gelecektir.
Geriye; Allahın razı olduğu bir dünya'da 3. bin yılda,insanlık refah ve huzur içinde yaşayacaktır.
Selam ve dua ile; Hüseyin Bağdatlı.