05/10/2020
Kaşıkçı cinayetinde sussaydık Suudilerle gül gibi anlaşıyorduk
Uluslararası ilişkilerde bazı durumlar mizah romanlarına konu olabilir. Örneğin Suudi Arabistan Türkiye'den ithalata yasak getirmiş. Bunun yanında Suudi Arabistan'daki Türk müteahhitlerinin anlaşmaları feshediliyormuş.
Kaşıkçı cinayeti
Bütün bu durumların nedenini anlamak çok zor değil. Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürüp parçalayanların üzerine gittiğimiz için, Suudi Arabistan'ın veliahdı Türkiye'ye öfkeli... Yani biz susup, bu cinayeti sineye çeksek, Suudi Arabistan'la ilişkilerimiz gül gibi sürüp gidecektir... Düşünün ki bu cinayet hakkında Birleşmiş Milletler'in de uyarısı var ama bir tek Türkiye bu meseleye parmak basıyor. Bu durumda bütün dünyaya ve özellikle Suudilerle haşır neşir olanlara ayıp değil mi?
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2020/10/05/kasikci-cinayetinde-sussaydik-suudilerle-gul-gibi-anlasiyorduk
Yorum:
İşe kendimizden başlayalım
Keşke hakikat söylendiği gibi olsaydı. Keşke biz zulüm karşısında, haksızlık karşısında susmayan, buna direnen bir ülke olsaydık. Keşke çıkışlarımızın da sessiz kalışlarımızın da başka sebepleri olmasaydı. Ne yapalım? Dünyada adalet arayacağımız bir merciinin olmaması bizi çaresiz mi yapar yoksa zalim mi? Yakınımızda olan zulmü görmeyip çok uzaklara ahkam kesmek bizi cesur mu yapar? Ya da böyle bir durumda ne yapmalıyız ki mesul değiliz diyebilmeliyiz. Bu kadar soru içerisinde doğruya en yakın cevabı bulmak da zor. Belki de cevap sorunun içindedir.
Adaletin olmadığı yerde yaşamın da olamayacağı, o zaman da yapılan hiçbir şeyin aslında bir değerinin olmadığı kanısındayım. Suudi Arabistan başlı başına bir vakadır bu konuda. Onu geçiyorum ama bizim de bu konuda ciddi eksikliklerimizin olduğunu ve bunları dile getiremeyerek işi daha da zorlaştırdığımız görüşündeyim.