- KOBANİ
ED- 2014’te Türkiye Çin ile anlaşma yaptı, ABD buna karşılık Türkiye’ ye Kobani uygulamasını yaptı. Bugün de Türkiye Çin ile anlaşmalar yapmaktadır. ABD buna karşılık Türkiye’ye karşı operasyonlar yapmaktadır. Akdeniz’de, Yunanistan’da ve şimdi Azerbaycan’da.
SK- Tam istihdam sağlandığı için faizli işçilik düzeni işlemez oldu. Siyasi ve ekonomik krizler doğdu. Daha önce İngiltere ile ABD Rockefeller ile Rothschild işbirliği içinde dünyayı yönetirken ortaya çıkan karşı konamaz krizler nedeni ile bu birlik dağıldı. Bugün her yerde yeni bir düzenin oluşabilmesi için çaba gösterilmektedir. Değişik gruplaşmalar ortaya çıkmıştır. Hiçbirisi başarıya ulaşmıyor ve ulaşamayacak da. Tek çözüm vardır, o da insanlığın yeniden Allah’a dönüp Tevrat’ı, Kur’an’ı ve diğer ilahi kitapları ele alıp onların ortaya koydukları kredileşmeli ortaklık sistemine geçmektir. Doğru yol tektir. Doğrular tektir. Diğer bütün çözümler yanlıştır. Bu hususta Türkiye’de 50 yıllık çalışma vardır. Akevler’in ürettiği Adil Düzen, Milli Görüş tarafından bütün dünyaya anlatılmıştır. Bugün AK Parti olsun Gülenciler olsun dünyada fikir bakımından en etkin kuruluşlardır. İkisi de Akevler’den ayrılmışlardır. Çözüm, bunların Akevler’in aracılığı ile anlaşmaları ve dünyaya ortaklık sistemini sunmalarıdır.
- YENİ CEPHE
ED- Çatışma Suriye’den Akdeniz e taşındı, Libya merkez oldu, Yunanistan devreye girdi, şimdi de Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışma başladı. Temmuz ayında çatışma olmuş ve çatışmanın yeri İpek Yolu’nun geçtiği Tovuz olmuştur. Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan’dan geçecek olan Demir İpek Yolu Ermenistan’ın kuzeyindeki Tovuz bölgesinden geçmektedir. ABD ile işbirliği içinde olan Ermenistan’ı dışarıda bırakmak için buraların Ermenistan’dan arındırılması gerekmektedir. İşte Azerbaycan ile Ermenistan’ın yeniden çatışmaya başlamasının sebebi budur. Belki de Rusya bu bölgeyi işgal edecektir.
SK- 20. yüzyıla kadar insanlık tek bir topluluk değildi. Aralarında ilişkiler vardı ama bunları bir tek canlı haline koyacak seviyede değildi. Teknikte, ilimde, ulaşımda ve haberleşmede ortaya çıkan gelişmelerle 21. yüzyıl insanlığı tek varlık haline getirmektedir. Bunun için uluslararası ulaşım, haberleşme, enerji, su gibi varlıkların beraber kullanılması zorunlu olmuştur. İpek Yolu projesi de bunlardan biridir. Uzun geçmişi olan kan damarlarından birisini teşkil eder. İpek Yolu’nun merkezinde Türkiye vardır. İpek Yolu ABD’nin batısından başlayıp Japonya’da bitecektir. İstanbul bunların ortasındadır. Türkiyesiz İpek Yolu söz konusu olamaz. Bugün İpek Yolu’na ABD sermayesi hakim olmak istemektedir. Öbür taraftan Avrupa ve Asya ülkeleri kendi yollarını yapmak istemektedirler. Türkiye bu yolun merkezindedir. İstanbul ortadadır. Bugünkü İpek Yolu, Atlas okyanusundan da geçmektedir. İpek Yolu insanlığı bölmek, çarpıştırmak için değildir. Birlik ve beraberliği sağlamak içindir. Türkiye’nin elinde çok büyük fırsat vardır. İnsanlık projesi olarak İpek Yolu’nu ortaya koyacak. Önce kendi ülkesinden geçecek İpek Yolu’nu yapacak. Bu yol transit olacak, uluslararası toprak haline gelecek ve orası serbest hat olacak. Bu yola girenler, bu yolun çevresinde olanlar hiçbir yerden vize veya ruhsat almadan geçebilecekler. Sonra da bu yolun geçeceği komşu devletlerle anlaşarak onlarla işbirliği yapılmalıdır. İpek Yolu’nu İran’dan geçirmemek için yapılan uğraşlar boştur. Türkiye ilk olarak İran ile anlaşmalıdır. Ondan sonra diğer komşu devletler ile ortaklık kurmalıdır. Türkiye sadece bu proje ile ortaya çıksa geleceğin süper gücü olur. İpek Yolu çekişmesini de bitirir. İpek Yolu ortaklığını oluşturur. Bunun için yine Tevrat ve Kur’an’a ihtiyacımız vardır. Yine Adil Düzen’in ve Akevler’in kapısının çalınma zorunluluğu vardır.
- TOVUZ’A DİKKAT
ED- ABD’deki şirketler Çin’e taşınmaya başladı. Ucuz işçilik ve büyük pazar bu şirketleri Çin’e çekti. Amerika’da fabrikalar iş yapamaz oldu ve Amerika’da sıkıntılar başladı. ABD bunu engellemek için şirketleri tekrar ABD’ye çekmek istedi. Bunun için NATO-ME’yi kurdu. NATO-ME demek NATO-ORTADOĞU demek. Arap Devletleri ile işbirliği yaparak Ortadoğu pazarını İngiltere Çin pazarından uzak tutmak istemektir. ABD Kafkasya’da Gürcüler ile Azeriler arasında da çatışmayı başlatmıştır. Savaş ABD ile İngiltere arasındadır yani Sermaye arasındadır.
SK- İki türlü denge vardır. Savaşa dayalı denge vardır, barışa dayalı denge vardır. Peygamberler barışa dayalı dengeleri kurmuşlardır. Savaşı barış için yapmışlardır. Savaşın kendisini reddetmişlerdir. Barışın merkezinde de hakemlerden oluşan yargının üstünlüğünü getirmişlerdir. Savaşı ve silahı yargının emrine vermişlerdir. Filozoflar ise dengeyi savaş üzerine kurmuşlardır. Barış onlar için savaşa hazırlık içindir. Onlarda yargı vardır ama yargı haklıyı kuvvetli kılmak için değil, kuvvetliyi haklı çıkarmak için vardır. Bugünkü askeri olaylar hep bu kuvvetliyi haklı çıkarma ilkesine dayanır. Yazarın söylediği gibi savaş ne Suriye ne Karadeniz ne Libya ne Yunanistan ne de Azerbaycan’da yapılmaktadır. Savaş Londra’da, Washington’da, Pekin’de olmaktadır. Azerbaycan onların emrinde savaşmaktadır. Ermenistan’da öyle. Bizim yapacağımız iki tarafa bunu anlatıp savaşı derhal durdurmalarını sağlamaktır. Rusya Tovuz u işgal edecek diye Azeriler niçin ölsün? Bize ne? İster Ruslar İster Azeriler otursunlar. Savaşı kazansak bile bize vermezler.
- ACE REÇETE
ED- Tovuz yalnız İpek Yolu’nun geçtiği yer değildir. Aynı zamanda Hazar petrollerinin geçeceği ve Türkiye’den dünyaya pazarlanacağı gaz borusunun da geçtiği yerdir. Dünya petrollerine hükmetmek isteyen ABD bunu da önlemek istemektedir. Bunun için ACE Projesi, günde yüz bin varil petrol işleyecek 300 milyon varil petrolü olan bir projedir. Türkiye’siz bu projenin gerçekleşmesi mümkün değildir ama Türkiye’ye büyük fayda vermek istemiyorlar. Her iki taraf da Türkiye’yi yanlarına almak istiyor. Türkiye de bu şartlar içinde kendi siyasetini yürütüyor.
SK- Sermaye dünyayı tek devlet olarak yönetmesi için belli araçları Dolar’ın emrine vermek istiyor. Halen yüzde seksene yakın bu işi başarmıştır. Makroda bütün araçları elinde tutmaktadır. Bunların başında petrol gelmektedir. Bizim yapacağımız, dünya petrol dengesini elimize geçirmeye çalışmak değildir. Bizim yapacağımız; kendi ülkemizin enerji kaynaklarını harekete geçirerek kendi ihtiyacımızı karşılamak, dışa bağımlı olmaktan kurtulmaktır. Bizde hemen hemen bütün enerji kaynakları mevcuttur. İhracat da yapabiliriz, ama yapmamalıyız. Çünkü bugünkü sömürü düzeni enerjiye dayanmaktadır, bizi o sisteme sokmazlar.
Bizim kendi enerjimizi kendimizin elde etmesi bize pahalıya mal olmuş olabilir. Bağımsızlığımızı koruyabilmemiz için pahalı da olsa kendimize yetecek enerji üreten tesisleri kurmamız ve faal halde bulunmamız gerekir. Eğer dışarıda takas yolu ile ucuz enerji bulabilirsek tesislerimizin üretimini asgariye indirip ondan yararlanmamız gerekir. Bu hususta da Akevlerin çözümleri vardır. Nasıl olacak da asgari bir şekilde denge içinde bu tesisleri faal halde bulunduracağız?
- BLOK’AJ
ED- Dünyada bugün 3 güç çatışmaktadır. ABD, İngiltere ile Çin ve AB. Her üç grup Türkiye’yi yanlarına almak istiyorlar. Türkiye ise İngiltere-Çin blokuna daha yakındır.
SK- Sermaye dünyayı bloklara ayırıp birbirleri ile çatıştırmak suretiyle dünyaya hükmetmektedir. Bugün dört güç vardır. ABD, Çin, AB ve Rusya. Görünürde bu 4 grup var. Gerçekte ise bu dört grubun dördü de Sermaye’nin oluşturduğu gruptur. Sermaye dengeyi nerede kuracaksa ona gruplandırır. Bugün Çin ile ABD önde gelen iki gruptur. AB ve Rusya onların seviyesinde değildir. Ne var ki Çin ile ABD savaşsalar savaşın sonunda AB ve Rusya kazanmış olur. Bundan dolayı Sermaye, Çin ile ABD’yi çatıştırmaz. Türkiye’ye gelinir ise Sermaye Müslümanları bölüp çatıştırmak istiyor. Mezhep kavgasını gerçekleştiremeyince şimdi Arap-Acem kavgasını tezgâhlamaktadır. Türkiye, İngiltere ve Çin tarafında kalmak istese de bu iki güç Türkiye’yi yanlarına almazlar. Alsalar bile Rusya ve AB ortadan kalktığı takdirde Türkiye’yi bir gün yaşatmazlar. Türkiye’nin tek çıkarı vardır, barışçı olmak. Önce komşu devletler ile barışçı olmalıdır sonra da dünyada barışçı olmalıdır.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
İSLAM’IN ROLÜ
Bugün dört güç vardır. Çin, Rusya, AB ve ABD. Bu dört grubun içinde Müslümanların etkin olmadığı bir grup yoktur. Çin’de Çin Müslümanları vardır. Ayrıca Doğu Türkistan Çin ülkesindedir. Çinli bir general bana “Çin’de 300 milyon Müslüman var.” demişti. Yani dünyada mevcut olan Müslümanların 5’te biri Çin’dedir. Rusya’nın yarısına yakını Müslümandır. AB’de ise yerli Müslümanlar olduğu gibi Avrupa ekonomisini Müslüman işçiler yürütmektedir. ABD’de zenci Müslümanlar vardır, çok etkilidirler. Bunun anlamı şudur: Her blok savaşa girerken Müslümanları hesaba katmak zorundadır. Müslümanlar terörist olarak kullanılmışlardır. Hemen her yerde terör olayları Müslümanlardan oluşan kişiler tarafından yapılmaktadır. Böylece Müslümanlar savaşçı olarak hazırlanmışlardır. Çıkacak herhangi bir savaşta Müslümanların bulunmadığı bir ordu oluşturulamaz. Müslümanlar da her zaman cephe değiştirebilirler. Dolayısıyla bloklar arası savaşın dengeli olabilmesi için önce Müslümanları çatıştırmak gerekmektedir. Müslümanlar birbirleri ile savaşacaklar, bloklar onları silahlandıracak, Müslümanlar soykırıma uğrayacak ki İslamsız bir dünya oluşturduktan sonraki bloklar arası savaş olsun. Sünni-Şii savaşı Erbakan ve Humeyni sayesinde imkânsız hale gelmiştir. Şimdi Arap-Acem savaşı tezgahlanmaktadır. Başarı şansı yoktur. Türkiye barışçı, tarafsız bir devlet olarak devam etmelidir. Bir blokun yanında yer almamalıdır. Bütün bloklardan uzak değil, bütün bloklara barış içinde yakın olmalıdır.
1-