CORONA ETKİSİ (18.04.2020)
Ergün Diler - Coronovirüsle herkes durdu, Petrol 18 Dolar’ı gördü. Derin Amerika Trump’ı istemiyor. Trump Türkiye, Rusya, Fransa konularında derin devlet ile karşı karşıya. Petrolün varili 20 doların altına indi ve Rusya iflasa sürükleniyor. Coronovirüs sebebiyle bütün olanlar yüzünden Trump’ın Kasım ayındaki başkanlık seçiminde işi çok zor. Dolar’ın etkisiz kalması Trump’ı düşündürüyor. Önümüzdeki 45 günde dünyanın geleceği belirlenecek. Coronovirüs yeni dünya için hazırlandı. Küreselleşme ve bilgi teknolojisi bir iş birliği oluşturması gerekiyordu ama yerine rekabet geldi. Aslında Çin, dünyanın ve doğal olarak da ABD’nin Amazon’u olacaktı. Hesap buydu savaş da buydu. Çin’in arkasında Aileleri düşününce Coronavirüsün neden çıktığını anlamak mümkün. Derin Amerika ile başı dertte olan her yerde Corona etkili. Trump derin devletin yaptıracaklarına razı olursa şansı var. ABD, Çin sarmalından ve borçlarından kurtulma hedefinde.
-Coronavirüs mevcut olan durumu ortaya koydu. Durumu virüs oluşturmadı. Önce iki Aile arasında çatışma ortaya çıktı. Rockefeller, ekonomi tıkandı savaş çıkaralım diyordu. Rothschildler “Kendi fabrikalarımı ben yıkamam.” diyordu. Rothschildler’i ABD’de demokratlar iktidar yaptı. Obama Sermaye’nin istediğini başaramadı. Trump ile anlaştı ve cumhurbaşkanı yaptı. Trump iki dere arasında kaldı. Coronavirüs bu çıkmazın içinde çatışma aracı olarak kullanıldı. Etkisi bekledikleri kadar olmadı.
Bugün herkes belirsizlik içinde kaldı. Hiçbirinin bir planı yok.
CORONA’NIN ÖMRÜ (21.04.2020)
Ergün Diler- Alman Bild Gazetesi ve arkasındaki yayınlar Çin’den istenecek tazminat rakamını açıkladılar. Coronavirüs salgını daha ABD’ye gelmemişken, Başkan Trump 2 gün Hindistan’da kaldı. Motero stadyumunda yaklaşık 100 bin kişiye hitap etti. “Birlikte egemenliğimizi, güvenliğimizi savunacağız. Özgür ve açık Hint Pasifik bölgesini geleceğimiz için koruyacağız.” şeklinde konuştu. Hindistan hızla Çin’den alacağı role hazırlanıyordu. Çin’in gücünün belli kısmı elinden alınacak ve yerine birileri geçecekse bu işlem bitinceye kadar Coronavirüs sürecektir.
-İkinci Cihan Savaşı’na kadar Sermaye’nin merkezi Londra’ydı. İkinci Cihan Savaşı’ndan sonra Sermaye merkezini ABD’ye taşıdı. ABD’den dünyayı yönetmek zor olduğundan dolayı tekrar eski dünyaya dönme hazırlığına girdi. Nereye döneceğini tam olarak kararlaştıramadı. İngiltere, Türkiye, İsrail ve Hindistan merkez olmak açısından adaydı. İngiltere veya Hindistan’a dönmek, Aile’nin emrine girmek demekti. Bunu diğer Aile ve Pentagon istemiyordu. İsrail çok küçüktü. Türkiye’de İslam iktidardaydı. Bir türlü karar verilemiyor. Trump’ın Hindistan’da olması Hindistan’ı Rothschildler’in elinden kurtarma çabası olabilir.
PETROL FIRTINASI (22.04.2020)
Petrol fiyatları sıfırın altına indi. Rusya ve Suudi Arabistan, Coronavirüsle birlikte yeni sistemin inşası için üzerlerine düşen rolleri yerine getiriyor. Petrolle 50 yıldır dünyayı yöneten Aileler için en zor savaş başladı. Petrol devri önümüzdeki birkaç yıl için kapandı. Sonrasında bu sistemin bir süre daha farklı Aileler üzerinden gitme ihtimali de var. Belli ki Rusya ve Suudi Arabistan da Aileler ve Derin Amerika arasında tercih yapmış durumda.
-Fosil yakıtların görevi sanayi inkılabını başarmaktır. Belli oranda yeryüzü insanlığa petrol ve kömürü hazırladı. Bu sayede termik araçlar kullanıldı ve bugünkü uygarlık doğdu. Sanayi inkılabı, fosil yakıtları yeryüzüne çıkarmıştır. Yeryüzü yeniden karbondioksit zengini olmuştur. Eski bereketine yeniden ulaşacaktır. Görevini yapmış ve ömrünü doldurmuş durumda. Yerini elektrik enerjisi ve hidrojen gazı alacaktır. Bugünkü savaş petrol savaşı değildir. Petrol diğer savaş kaynaklarını ört pas etmek için kullanılmaktadır.
KAPAK (23.04.2020)
Rothschild Ailesi'nin kontrolündeki THE ECONOMIST "ÇİN KAZANIYOR MU?" diye KAPAKTAN sordu. Altına da COVİD-19'la değişecek olan sonuçları sıraladı...
Aynı tarihlerde DER SPIEGEL dergisi de Yırtılma kapağıyla çıkıyordu. Alt satırlara şunları yazıyordu: YA ŞİMDİ YA HİÇ... CORONA KRİZİ DAHA GÜZEL BİR DÜNYA ŞANSINI İÇİNDE BARINDIRIYOR!
Rockefeller ile komşu olan, dost olan Oppenheimer ailesi, altın ve elmasın dünyadaki patronu. Elmas ve altın madenlerinin yüzde 67'si bu aileye ait. 148 ülkede altın madeni olan bu ailenin her geçen gün daha da güçlendiğini, altının sürekli artmasından anlıyoruz. Bu kadar çok güçlü olmasına rağmen Oppenheimer Ailesi dahi küresel sistemin devam etmesini istiyordu, tedirgindi. Ortaklık yaptığı tarafın kaybetmesi hâlinde yok olacaktı.
-Altına Sermaye hâkimdir. Görünürdeki patronlar hep Derin Sermaye’nin taş örenleridir. Biz bu Derin Sermaye’yi bilmiyoruz. Asıl sıkıntı da budur. Rockefeller iflas etse de Derin Sermaye sağ olduğu müddetçe Oppenheimer’a hiçbir şey olmaz. İşçilikten ortaklığa geçilirken Sermaye’nin altınlarına karşılık biz altın bonosunu çıkarıyoruz. Sermaye, piyasaya altını sürerse bizim altın bonomuz da çoğalır. Altını çekerse altın bonomuz azalır. Dolayısıyla altının altın bonosuyla olan değeri değişmez. Altın, insanlığın bütün varlığı karşılığıdır. Tüm fiyatlar altın çoğaldıkça artar, altın azaldıkça azalır. Sermaye’nin dünya fiyatları üzerinde oynayamaması için biz regülatörler koyuyoruz. Regülatör, voltajı ayarlar. Bu da altın bonosu dengesini ayarlar. Bu regülatörler, demir bonosu, toprak bonosu ve buğday bonosudur. Bunların değerleri altın cinsinde değişebilir ama diğer bütün fiyatlar, ücretler, kiralar, paylar altınla ölçülmediği için değişmez. Böylece Sermaye’nin piyasaya oynaması sıfırlanır.
Başka şekilde de hareket edebiliriz. Sermaye altını azalttığı zaman biz bonosunu çoğaltırız. Altını çoğalttığında ise biz bonoyu azaltırız. Bono ile altın aynı tarafta ise yani para veya mal ise o zaman piyasada çoğalmamış olur. Yani piyasanın vereceği tepkiye göre biz altın bonosunu azaltır veya çoğaltırız. Böylece denge sağlanmış olur. Altın bonosunu altınsız çoğaltmak için demir, buğday, toprak bonolarına göre altın bonosunu çıkarmamız lazım ki biz öyle yapıyoruz.
BANKA İŞİ (24.04.2020)
BARCLAYS bankasının tepesindeki isim Jes Staley'nin pozisyonu Birleşik Krallıkta sorgulanıyordu ve öne sürülen sebep ise; küçük çocuklara tecavüz ve insan kaçakçılığı suçundan dolayı öldürülen Bankacı milyarder Jeffrey Epstein ile bağlantısı olduğudur. Barclays bankasının gerçek patronu Rothschild ailesidir. Anlaşılan Jes Staley, Epstein'le dostluk kurarken Rothschild ailesiyle ilgili derin ilişkileri de öğrendi. Çünkü 2 aydır Rothschild ailesi Staley'nin istifasını istiyor. Epstein'in sisteme dâhil ettiği iş adamlarının önü Barclays sayesinde açılıyordu. Kara para bir şekilde sisteme sokuluyordu. Ancak günümüzde Barclays'le ilgili yaşanan sıkıntının Jes Staley'nin geçmişten beri sürekli güç kazanmasıyla ilgili olduğunu biliyoruz. Barclays bankası üzerinden çok önemli gelişmeler olacak. Bu gelişmeler belki de İngiltere Kraliyet ailesini de etkileyecek. Epstein'i öldüren güç, Coronavirüs'ü de kurgulayan ekibin bir parçası. Bugün için Finans sektöründe önemli biri olmanın şans olduğunu düşünmüyorum. Hatta en riski alan bugün önemli bankaların CEO'ları.
-Tam istihdam sağlanmadan önce faizli bankacılık sektörü çok kârlı bir sektördü. Bu kâr reel ekonomiye dayanıyordu. Tam istihdam sağlanınca faizli ekonomi yeni işçi bulamadığı için artık işe yaramaz oldu. Bankalar reel kâr yapamaz oldu. Aldıkları faiz kadar enflasyon oluyor ve bankalar görünürde kâr etseler de gerçekte kâr etmiyorlardı. Derin Sermaye’nin bankaları çalışmaz oldu. Derin Sermaye bu çalışmamanın sebebini kişilerde aradı ve bugün CEO denen danışmanların başarısızlığı sonucu onları değiştirmeye uğraşıyor. Bütün bu uğraşılar boştur. Bir banka ancak ekonomideki büyüme kadar kâr edebilir. Bunun tamamını da değil, yarısını ancak kâr edebilir. Yeryüzünde büyüme %4 civarlarındadır. Demek ki bankaların yıllık reel kârları %2’den fazla olamaz. Yani faiz %2 civarında olmalıdır. Bugün faiz gelişmiş ülkelerde, ABD’de yüzde 1,9’dan yüzde 2,6’ya yükselmiştir.
Zamanla bu oran yükselmeye devam edecektir. Faizli sistemde para parayı kazanmalı, yeni işçi bulunamayınca yeni yatırım yapılamaz ve bankalar kârı enflasyonla sağlarlar. Enflasyonlu sistemde reel kâr elde edebilmek için faizin enflasyondan daha büyük olması gerekir. Bu da faiz enflasyon sarmalını doğurur. Yazarın anlattıkları bizim bildiğimiz şeyler. Sadece adlarını bilmiyoruz.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.