20 Aralık 2019
Uğur Dündar
“Türkiye çölleşiyor!..”
“Türkiye küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösteriliyor!..”
“Türkiye 60 yıl içinde çöl olma tehlikesiyle karşı karşıya!..”
Küresel ısınmanın dayanılmaz sonuçları ortaya çıkmadan çok ciddi biçimde mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen, bununla da yetinmeyip adeta imdat çığlıkları atarak tüm dünyayı uyarmaya çalışan bilim insanlarının öngörüleri maalesef böyle!..
★★★
“Bilim insanlarının, toplumları felaketlere karşı uyarmak gibi bir ahlaki yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğe dayanarak, dünya üzerinde 11 binden fazla bilim insanı olarak, gezegenimizin açık ve tartışmasız bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğunu beyan ediyoruz!.. Tehlike öylesine büyük ki, bu krizin etkisiyle dünyada bazı bölgeler, yaşanmaz hale gelecek! Ama ne yazık ki 40 yıllık verilere dayanarak, hükümetlerin iklim krizini ele almada başarısız olduğunu da belirtiyoruz!..”
★★★
“11 bin bilim insanı hep bir ağızdan bazı coğrafyalarda yaşama imkanı kalmayacak” diyerek haykırıyor!
Daha ne desinler?
Bundan daha sarsıcı bir uyarı olabilir mi?
★★★
Peki, bulutsuz bir havada Ankara-İzmir arasında uçan yolcuların bile yukarıdan çıplak gözle görebildikleri çölleşmeye karşı önlem alması gereken bizim siyasilerimiz ne diyorlar?
Dürüstleri tenzih ederek söylüyorum:
Ellerini açmış, “Yağışlar gelmesin, kuraklık yaşansın ve Ekrem İmamoğlu başarısız başkan damgasını yesin” diye dua ediyorlar!..
★★★
Oysa aynı kişiler, İstanbul'da 8-10 yılda bir kurak dönem yaşandığını, bu periyotlarda su sıkıntısının başlamaması için radikal önlemler almak zorunda olduklarını çok iyi biliyorlar.
Yaz aylarında ortaya çıkabilecek sorunu bertaraf edebilmek için, gürül gürül aktığı sonbahar ve kış mevsimlerinde Melen Çayı'ndan su pompalanacak barajı bu amaçla yaptıklarını da!..
YORUM
Sayın Dündar; İmamoğlu döneminin başarısızlığa uğrayacağından, sizler benden daha emin olduğunuzu,bu yazınızda görebilmekteyim. Bu sebeple; bu yazıyı yazma gereğini; zamanlaması açısından önemli buluyor, İmamoğlu battıkça; bakın ben bunun böyle olacağının sebeplerini çok önceden yazmıştım diyebilme adına, zemin hazırlığı içine girdiğinizden dolayı, usta gazeteci olduğunuzu kabul ediyorum. Bravo; tebrik ederim..
Gelelim asıl konumuza; Sizde biliyorsunuz’ki !!! CHP nezaman işbaşına gelse; kuraklık, bereketsizlik, yolsuzluk kaçınılmaz olur. Bunun sebebini; biz muhafazakâr kesim mensupları olarak, çok iyi biliyoruz fakat, sizlere bir türlü anlatamıyoruz. Nato kafa, nato mermer. Sözen dönemini bilmeyenlere bu yazı ile kısmen de olsa,mazeret beyan etmiş olabilirsiniz ama; o dönemin İstanbulunu 50 yaş ve üzeri olanlar çok iyi hatırlamaktadırlar . İski skandalı, çöp dağları, musluklardan 15 günde, bir saat akan paslı su ile yıkanan İstanbulluları biz unutmadık. Şahsen; kendi hissiyatımla, İmamoğlu nun seçilmesi için elimden geleni yaptım ve sonunda seçildi. Seçilsin ki; hem Ak partili arkadaşlarımıza format atmış olalım, hemde; chp zihniyetinin bereketsizliğini, yeni neslin idrakine sunmuş olalım. Chp yi; yeni nesil şimdi tanımaz ise şayet, 10 yıl sonra telafisi olmayan toplumsal sorunlarla karşılaşacağımızdan eminiz.
Biz inanmış insanlar; millete hizmet için yola çıkanların başarısızlığından memnuniyet duymayız ancak; Allah ın rızası istikametinde olmayanlara; Allahın yardımcı olmadığını biliyoruz. O yüzden; Ak partili idarecilerimizin de CHP yöneticileri gibi, son yıllarda; Allahın yardımından mahrum olduklarını gördüğümüz vakit, son seçimlerde olduğu gibi desteğimizi keser, kendilerine gelmeleri; aslına dönmeleri için, chp yi de; milletin tekrar tanıması adına destekleyip, ülkemizin dengelerine hizmet etmiş olduğumuza inanmaktayız. .
Sonuç olarak; yerel seçimlerden sonra yaşadığımız 6 aylık süreç; bizleri haklı çıkarmıştır.
Chp tabanından beklendiği üzere; İmamoğlu başarılı olacak, geleceğin cumhurbaşkanı olacak gibi hayaller, tamamen seraptan ibarettir.
İmamoğlu nun İlk 6. ayında; sayın Dündar, bu durumu açık net görmüş ve bu yazıyı tedbiren kaleme almıştır. Türkiye de çölleşme olursa da, chp iktidara gelirse olur. İnsanlar; hak ettikleri gibi yönetilirler.
Not; İtalik ifadeler, yorumlar; Hüseyin Bağdatlı'ya aittir.