16.06.2019
BİNALİ BEY’E TÜYOLAR
- Az konuşun, öz konuşun. Unutmayın: Çok konuşan asla kazanmaz.
- Sık sık “Bir dakika. İzin verir misiniz şunu açıklayayım” demeyi ihmal etmeyin.
- Sakın evrak ve belge arama görüntüsü vermeyin.
- Masada kurabiye falan olursa sakın ağzınıza atmayın.
- Muhatabınıza “sen” değil, “siz” deyin. O size “sen” demeye kalkarsa... Nezakete davet edin.
- Espri yapmaktan kaçınmayın.
- Haksızlığa uğramadığınızı düşündüğünüz zamanlarda alabildiğine babacan olun.
EKREM BEY’E TÜYOLAR
- Terlememek için ne yapmak gerektiğini bir hekime danışın.
- Binali Bey’i ölçülü bir şekilde övün ki gardı düşsün.
- Öfke kontrolü... Öfke kontrolü... Öfke kontrolü... Aman ha aman!
- Sempatik görünürüm falan diye elinizle kalp işareti yapmaya kalkışmayın.
- “Laf sokayım, taraftarlarımdan puan toplayayım, madara edeyim” diye kasmayın, muhatabınızı mazlum konumuna düşürmeyin.
- Gergin ve aşırıya kaçan el kol hareketlerinden uzak durun.
- Tam yerine denk getirip bir Temel fıkrası anlatın.
İSMAİL’E TÜYOLAR
Rolünü abartma İsmail.
- “Annelerim benim... Canım annelerim... Hepinizin ellerinden öperim...” türü lüzumsuz sempati arayışlarına sakın girme İsmail.
- Gereksiz taramalardan kaçınır gibi gereksiz müdahalelerden kaçın İsmail.
- Kendini göstermeye çalışmaya değil adayların kendilerini ifade etmelerine odaklan İsmail.
- Herkes kendini kurtarır olan sana olur. Bunu unutma İsmail.
- Kimseye yaranamazsın ama iki tarafa da adil olabilirsin. Bunu da unutma İsmail!
- Baktın işler sarpa sarıyor, Özay Gönlüm taklidiyle ortamı yatıştır İsmail.
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Bu heves niye?
Ekseriyet demokrasisi çok ilginçtir. İlginçliği akla uygun olmadığı halde insanların bunu kanıksayıp buna demokrasi deyip hak sistem olarak kabul etmesidir. Bu görüş o kadar yaygındır ki küçük bir topluluk bir konuda karar vereceği zaman çoğunluğun dediği olur demektedir. Okullarda sınıf başkanlığı seçiminden tutun her yerde çoğunluk ne derse o olur demektedirler.
Akla uygun olmamasına gelince, 100 kişiden 51 kişi bir konuda karar veriyor, diğer 49 kişi hiç istemediği halde bu karara uymak zorunda kalıyor. Bunun neresi akla uygundur?
Bugün canlı yayında tartışma olacak. Tek amaç 8 milyon seçmenin 4.000.001’ini almak. Diğer aday 3.999.999’unu alsa bile hiç önemi yok. 1-2 oyla biri kazanıyor, diğeri kaybediyor ve bu gayet mantıklı geliyor.
Uzaktan baktığınızda çok tuhaf bir yarışma var. Herkes görevi almak istiyor. Eğer görev sorumluluk yüklüyor ve görevi alacak kimsenin bir menfaati yoksa bu heves niye? Alınan bir görev herkesten önce Allah’a karşı sorumluluk getirir ve hesabı Ahirette verecektir. O zaman bu heves niye? Karşı tarafı kötülemek, kendinin çok iyi olduğunu lanse etmek niçin? Bu heves niye?