Aslında, ne oldu?
04 Ocak 2019, Cuma
YUSUF KAPLAN
Önce ezber bozacak bir cümle kurayım -izninizle: Biz, yenilmedik; biz, “yenildik” dediğimiz zaman, yenildik.
Yani?
Yanisi şu: Biz, zihnimizi kaybettik; zeminimizi yitirdik; zaman bizim eserimiz değil, biz zamanın esiriyiz.
Ama farkında bile değiliz bunun. İliklerimize kadar yaşadığımız, zihnimizi körleştiren, kendimize de, dünyaya da şaşı bakmamıza neden olan epistemik kölelikten ötürü.
Bu haftaki yazılarımda, biraz derin nefes alarak, bir tarih felsefesi yapmak ve dünyada aslında ne olduğunu, bize ne olduğunu, bizim ne olduğumuzu mercek altına almak istiyorum.
Bu yazıda, dünyada, medeniyet coğrafyamızda ve ülkemizde “aslında, ne oldu?” sorusunun izini süreceğim.
Sonraki yazıda, yaşadığımız süre zarfında dünyada, medeniyet coğrafyamızda ve ülkemizde “ne oluyor?” diye soracağım ve bu sorunun cevaplarını bulmaya çalışacağım.
Son yazıda ise, “ne olabilir, ne yapmalı?” sorularına odaklanacağım.
BÜTÜN DÜNYA BATI’NIN ESERİ BÜTÜN DÜNYA BATI’NIN ESİRİ
.......................
ELEŞTİRİ OLMADAN ASLÂ!
Tekrar ediyorum: Batılılar, gücü ve güç üreten araçları kutsadılar ve dünyaya hâkim oldular.
Biz gücü ve güç aratan araçları kutsamadık, kapitalizme direndik; o yüzden hakikati kaybetmedik; hakikatin hayat bulacağı zihnimizi, hayat olacağı zeminimizi ve hayat sunacağı zamanımızı kaybettik.
Ruhumuzu değil bedenimizi yitirdik.
Hakikat, hayatın ruhudur; hayata müdahale edeceği bedenine er ya da geç kavuşacaktır.
Yeter ki, biz kendimizle ve dünyayla yüzleşmesini bilelim.
Yeter ki, biz kendimizi, zaaflarımızı, sorunlarımızı, imkânlarımızı ve dünyanın, medeniyet coğrafyamızın ve ülkemizin yaşadığı temel varoluşsal sorunları, imkânları enlemesine ve boylamasına bütün yönleriyle ve boyutlarıyla mercek altına alma çabası gösterelim.
Yeter ki, biz kendimize güvenelim ve yanlışlarımızla yüzleşmekten çekinmeyelim.
Sözün özü: Türkiye, dünyanın ruhudur. Mazlumların umududur. Zorbaların kâbusudur.
Bin yıl önce de böyleydi bu. Bugün tam olarak böyle olmasa da, yarın da böyle olacak bu; eğer biz bu ruhla donanmasını bilirsek yeniden.
Bu ruhun dirilmesi, toparlanması, ayağa kalkabilmesi ve yeniden hakikat medeniyeti yolculuğuna çıkabilmesi için, dünyanın sorunlarını iyi okuyabilmemiz; bizim yanlışlarımızı görebilmemiz; kendimizi kıyasıya eleştirebilmemiz; sahici, samimi, zihin ve ufuk açıcı eleştirileri bir saldırı değil bir lütuf olarak görebilmemiz, “yalaka insan müsveddeleri”ne aslâ itibar etmememiz, bunun için de zaaflarımızı değil erdemlerimizi büyütmemiz, dünyayla ve kendimizle yüzleşebilecek bilgeliğe ve derinliğe erişebilmemiz şart.
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/aslinda-ne-oldu-2048772
yorum;
ADİL DÜZEN TÜRKİYE'NİN ,TÜRKİYE DÜNYANIN RUHUDUR!
Yazarımız yazısında Türkiye'nin dünyanın ruhu,mazlumların umudu,zorbaların kabusu
olduğundan bahisle,ama bunun gerçekleşmesi için kıyasıya bir özeleştiri yapmamız
gerektiğini söyleyerek yazısını noktalamış.
Evet müslüman okur,düşünür,yapar ama başarılı olamayınca da hatayı kendinde arar.
Hatayı şahıs bazında da ülke bazında da başkalarında aramak yerinde saydırır
ve yarıştan koparır .
Bence bugün bireyiyle ve toplumuyla Türkiye'nin durumu tam da bu minvaldedir.
Yazarımız geçen haftalarda Akit Tv de Halis Özdemir'in konuğuydu bizim Süleyman Akdemir'le birlikte ben kendisinde bu konuda bir yazı yazmasını ve bu vesileyle Akevler Adil düzen çalışmalarından bahsetmesini bekledim ama bugüne kadar yazmadı.
Yazmayı bırakın yazdığı yazılarının bir yerinde bile bahsetmedi.
Her yere bakıyorum da ne Akevler'den nehocamız Süleymam Karagülle'den nede Akevler ekibi çalışmalarından bahseden bir kişi veya kurum bulamıyorum.
Sanki herkes kör sağır ve dilsiz olmuş.
Türkçede güneş balçıkla sıvanmaz diye bir söz vardır.
Dünya doğal ve sosyal tufanlara gebe, nerdeyse doğuracak ,ama tek çare ve çözüm sadece
Akevler ezcahanesinde.
Burada eczahane demişken bir alıntı yapalım; "ERDOĞAN;Ondan sonra Akevler ekibini çağırması gerekir. Şimdi yakınında bulunanlar Akevlere karşı dururlar. Bilerek veya bilmeyerek Sermayenin yanındadırlar. Mevcut düzene karışmayalım ama yeni düzen Adil Düzeni Akevler ekibi kursun. Akevler dışında bu reçete hiçbir eczanede satılmıyor. Biz ise bu reçeteyi parasız veriyoruz. Bunu ben söylemiyorum; Prof. Dr. Sabahattin Zaim ve Prof. Dr. Hayrettin Karaman söylüyor.
Eksikler vardır diyorlar. Biz zaten tamdır demiyoruz. Bizim dediğimizi bunlar da söylüyor. Ama bu ikisinin hataları şudur; eksiktir diye Erbakan’a bırakmasını tavsiye ettiler. Erbakan dinlemedi. Ama Erdoğan dinledi. İşte bugünkü çıkmaz budur.
Ben kendilerinin de çok yakından bildiği kadro ve gençlik başkanlığı yapan kimse ile aylarca çalıştık, başbakanın isteğini yerine getirmek için çalıştık; çalışma sonrasında belki on seneden fazla zaman geçti, ama maalesef hala Erdoğan’a götürülmüyor!SÜLEYMAN KARAGÜLLE- http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/9159/SonEk/0/Suleyman-Karagulle/Erdogan-Ne-Yapmalidir-Oneri
Gelin Yusuf hocam siz ve arkadaşlarınız teşhis etiklerinizin tek çözüm
adresi Akevler Adil Düzen çalışanlarına katılın, merhum Erbakan hocamızın
Akevler ekibiyle çalışmalarıyla ortaya koyduğu ve vefatıylada hepimize
emanet ettiği, Adil Düzeni tartışıp,olgunlaştırıp uygulayalım da
Türkiye gerçekten en kısa zamanda mazlum ve mağdurların
ruhu ve umudu olsun İNŞAALLAH...