27.10.2018
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kaşıkçı cinayetindeki bilinmeyenleri bulmaya kararlı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin salı günü AK Parti Grup toplantısında sorduğu sorular hâlâ cevapsız. Ama belli ki Erdoğan bu işin peşini bırakmaya niyetli değil. Dünkü konuşmasında da yine sorular sordu... Bazı cümleleri hatırlayalım.
Fail belli
"- Aslında fail belli. Ha şimdi buradan bir şey daha çıkıyor ortaya. Peki bu talimatı veren kim? Bu 15+3. 15 kişinin Türkiye'ye gelmesi talimatını veren kim?"
Talimatı kim verdi?
"- Cuma günü buraya yerleşenler, ardından pazartesiyi salıya bağlayan gece bu gelenler kimlerin talimatıyla geldi? Bunu da yetkililerin açıklaması lazım."
Elimizde bilgi var
"- Tabii elimizde başka bilgi belge yok değil var. Gün ola harman ola. Ama çok aceleci olmanın da anlamı yok. Şimdilik ilk etapta bir defa Kaşıkçı'yı öldürenleri Suudi yetkilileraçıklayacak."
Başsavcı geliyor
"- Pazar günü başsavcıyı Türkiye'ye gönderiyorlar, İstanbul'da başsavcımızla bir araya gelecekler. Bu görüşmelerde bakalım ne gibi bir kanaat hasıl olacak, bunu da göreceğiz."
Yerli işbirlikçi kim?
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2018/10/27/cumhurbaskani-erdogan-kasikci-cinayetindeki-bilinmeyenleri-bulmaya-kararli
Yorum:
Mesaiyi doğru değerlendirmek gerek
Dünya yine küresel bir fitne ile karşı karşıya ve yine sazanlık edip de, olaya göründüğü yüzü ile aldanmayan tek ülke Rusya. Hal böyle olunca insan ister istemez merak ediyor, şu Putin’in yemeğine, suyuna acep ne katıyorlar da adam bu kadar aklıselim davranabiliyor, diye.
Valla büyük olay!
Bizdeki olay ise olmadık işlere, olmadık hevesimizin olması. İstihbarat zafiyeti ile bir beceriksizlik abidesi olan MİT hangi olayı bildi ve çözdü de bunu da çözsün?
Bunu sormak lazım gelir çünkü Sayın Erdoğan’ın kılavuzu MİT ise değerli vaktini boşuna harcamasın. Ülkede sorun çok, zaman yok. Bir şov edasıyla, sahne TÜRKİYE seçilerek yapılan katliamın muhatabı biz değiliz daha doğrusu sadece biz değiliz. Küresel Sermaye istediği mesajı verdi ve anlayan anladı. O yüzden yapılacak iş bizi maşa ve tetikçi pozisyonuna sokacak yolları tıkamak ve kendi iç dinamizmimizi oluşturmaktır.
İnsanlık var oldukça mikroplar da var olacaktır ancak sağlıklı bir bedene zarar veremeyecektir. Palyatif çözümlerle ve antibiyotiklerle direnç geliştireceğimize, doğal ve sağlıklı beslenme ile vücut direncimizi artırmalıyız.
İfadelerim mesleki deformasyon gibi görünse de aslında tek anlatmak istediğim çözümün sanıldığı kadar zor ve anlaşılmaz olmadığıdır. Yeter ki doğru yere bakmasını bilelim yani kendimize.