18.10.2018
Olayları yaşamaktan öteye yapılması gereken şey, yaşananlardan ders almak değil midir? Son birkaç hafta içinde o kadar yoğun yaşadık ki, bunları bir anda geçmişin unutulanları arasına atmamalıyız...
Vatandaşlık
Suudi Arabistan'ın kendi vatandaşlarına reva gördüklerini düşününce, insanların bir ülkenin vatandaşı olmaktan öteye güvenceler aradıkları kolayca görülebilir. Vatandaşlık gerçekten uluslararası âlemde kişiye güvenceler ve bazen de imtiyazlar verir. Birey arkasında bir devletin bulunduğunu bildiği zaman, yaşama da daha farklı açıdan bakar.
Kaşıkçı olayı
Ancak Cemal Kaşıkçı olayıyla da gördük ki, bir devletin vatandaşı olmak kişiye yetmiyor. O devlette demokrasi olmasa bile insan haklarına ya da yaşamak hakkına saygılı olunması bekleniyor. Hele o devletin bir konsolosluğunda vatandaşın parmaklarının kesilip sonra kafasının da kopartılması, asla kabul edilebilir bir şey değildir.
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2018/10/18/suudi-arabistanin-vatandasi-olmak-denilen-rezillik
Yorum:
Eman isteyip gireceğin yeri seçme lüksün bile yok
Durum keşke uyruk değiştirmekle düzelecek kadar basit olsaydı. Bugün Sermaye’nin göz dağı vermek istediği birileri için uyguladığı yöntem olayı tamamen şova dönüştürüp, müstakbel emsallerinin önüne geçmektir. Bunda da gayet başarılı. O yüzden nerede yaşarsan yaşa, kim olursan ol hiç bir önemi yok.
Arabistan’a mesaj vermek için Kaşıkçı’nın kafasına da sıksalardı yeterli olurdu ama öyle yapmadılar. İnsanın kanını donduran bir senaryo ile olayı ibretlik yaptılar. Yapılanları ifade etmek için ‘vahşet’ kelimesi bile anlamsız kalıyor. Allah bu düzeni koruyanları Kahhar ismiyle yargılasın.
Durum bu! Savaş isteyenler her türlü zulmü yapmaya hazır, peki ya dünyanın geri kalanı? Onlar bununla yüzleşmeye hazır mı?