Zihin açıcı “aforizmalar”
28 Eylül 2018, Cuma
YUSUF KAPLAN
Bu dünyaya söyleyecek bir sözünüz yoksa, bu dünyada yaşamanızın da bir anlamı yoktur.
Bu dünyanın, söylenecek söze her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Dünyanın çivisi çıktı çünkü.
Belirsiz bir yere doğru sürükleniyor yaşlı dünyamız...
İyi de, dünyanın ihtiyacını hissettiği sözü söyleyecek insan var mı, acaba?
Önceki yazımda söz vermiştim: Aylak Adam Yayınları’nın çağımızın en parlak sanatçı, düşünür ve bilge insanlarının aforizma kitaplarını tanıtacaktım.
Sözümü bu yazıda yerine getiriyorum.
NIETZSCHE: FİLOZOF DEĞİL, ŞAİR VE AFORİZMACI BİR DÜŞÜNÜR
...................
MÜJDE! “NİTELİKSİZ İNSAN” GELİYOR...
Aylak Adam Yayınları’ndan edindiğim aforizma kitapları bunlar. Bu kitaplar, döne döne okuyacağınız, zihninizi, ufkunuzu açacak, dünyanızı zenginleştirecek güzel cümlelerle dolup taşan kitaplar.
Cümle kurmak her babayiğidin harcı değil. Burada bilge insanların, sanatçıların, düşünürlerin insanlık tarihinin en karanlık yüzyılının zorlu tecrübelerinden süzülmüş, her okuduğumuzda bizi tekrar tekrar kanatlandıracak ön açıcı, özgün cümleler bunlar...
Her yerde okuyacağınız, okuduğunuz her cümle üzerinde uzun uzun tefekküre dalacağınız kışkırtıcı cümleler...
Son olarak Aylak Adam Yayınları, Niteliksiz İnsan’ı hazırlıyor özene bezene. Çağdaş insanın yaşadığı ontolojik travmayı Musil kadar sarsıcı bir dille anlatan pek az yazar gördü bu yorgun ve yaşlı dünyamız.
Niteliksiz İnsan’ı merakla, dört gözle bekliyorum bendeniz de. Çıkınca sizi de haberdâr ederim elbette.
Zihin açıcı okumalar...
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/zihin-acici-aforizmalar-2047472
yorum;
ADİL DÜZENE GÖRE İLİM VE FELSEFE
Yazarımız "bu dünyaya ait söyleyecek bir sözünüz yoksa yaşamanızın da
bir anlamı yoktur" gibi doğru ve keskin bir hükümle girdiği yazısını zihin açıcı
sözler ve zihin açıcı okumalar dileyerek sonlandırmış.
Sözlerin sözü ve aslında tek söz olan söz Allah'ın(cc)kelamıdır.
Bizim sözlerimiz ise ancak onun açılımları olduğu ölçüde bir anlam ifade eder.
Söz de sanatların sanatıdır aslında çünkü söz insanın beka ve fena sebebidir.
Sanatın en önemli özelliği bir nevi cüzi yaratılıcılıktır desek yanılmış olmayız bence.
Çünkü binlerce yıldır insanlığa ufuk açan ve yol gösteren sözler hep söyleyenlerinin
adıyla anılmakta ve o söz o kişinin adeta simgesi ve yaratığı olmaktadır.
La ilahe illallah sözü tarih boyunca bütün peygamberlerin tek şiarı olmuştur,
ve son olarak ta Hz.Muhammet(sav) ve aziz Kur'an'la bu söz
4.İslam medeniyetinin kurucu unsuru olmuştur.
Bugüne ve asrımıza gelindiğinde kuvvete dayalı batı medeniyeti zirveye çıkmış
yapacağını yapmış ve iniş dönemine girmiştir.
Bir kuvvet medeniyeti zirvedeyken bir hak medeniyeti doğar ve yükselmeye
başlar,şimdi çağımızın 2.Kur'an ve 5.İslam medeniyeti olan ADİL DÜZEN
Türkiye merkezli olarak doğmuş, yükselmekte ve adeta emekleme dönemini geçirmektedir.
50 yıllık Akevler çalışmaları merhum Erbakan hocamızla yapılan teşriki mesayi
sonucunda işte bu ADİL DÜZEN' e dönüşmüştür.
Bu işin temeli de felsefe ve ilim arasındaki ilişkinin yerli yerine oturtulmasıyla
atılmaktadır.
Bu konuya bir alıntıyla devam edelim." İlimle Felsefe de böyle iç içedir. Önce ilim yapar haritayı çıkarırsınız. O harita sizin için felsefedir. Kainatı topluca gösterir. Sonra felsefeye dayanarak yeni ilimler üretirsiniz. İlim ve Felsefe birbirine dayanarak gelişmiş iki çifttir. Tarihte bunlar arka arkaya gelişirler. Bir dönemde ilim üzerinde ilerleme olur. O tarihlerde felsefe duraklar, hatta geriler. Çünkü ilmin yeni buluşlarından henüz yararlanacak seviyede değildir. Sonra ilim zirveye ulaşır, duraklar ve yeni felsefe doğar. Felsefe hamle yapar ve duraklar. Gece ve gündüz gibi yaz ve kış gibi bunlar ardarda gelir geçerler.
Bugün ilmin doruk noktasında olduğu ve felsefenin çok geri kaldığı bir dönemdir. Eski ilme dayalı felsefe artık işe yaramaz durumdadır. Yeni oluşmuş ilme dayalı felsefe ise henüz doğmamıştır. Bu sebepledir ki felsefe işe yaramaz gereksiz bir uğraşı kabul edilmiştir. İlim için bu ikili oluşum teknik veya hukuk ile de olmaktadır. Teknik ilerledikçe ilim de ilerler. İlim ilerledikçe teknik de ilerler. Hukuk ile ilim için de benzer ikili ilişki vardır. Ard arda evrim geçirirler. İslam toplulukları ilimle hukuku yan yana götürmüş batı ise ilimle tekniği yan yana götürmüştür. Ne batı da ne de doğuda felsefeye büyük katkılar yapılmamıştır. Felsefe Orta çağdan beri uyku içindedir. Yunanistan da ki gelişmelerden sonra her hangi bir adım atamamıştır. Filozofların benzer tartışmaları dışında her hangi bir adım atılamamıştır."SÜLEYMAN KARAGÜLLE- http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/149/17/1-GIRIS-2000-yilinin-basinda-FELSEFE-veya-KELAM
Gelin Yusuf hocam, arkadaşlarınızı da davet edin, merhum Erbakan
hocamızın da vasiyeti mesabesinde olan Akevler Adil Düzen çalışanlarının tek hedefi
Adil Düzen' i tartışıp,olgunlaştırıp uygulayalım da dünya insanlığının maddi ve manevi problemlerini çözerek, dua edilerek anılan kutlu kullar kervanına katılalım inşaallah...