Milli Eğitim, geride kalan 16 yıl boyunca ektiği yanlışların ürünlerini biçiyor.
Laik eğitime dönüş ve milli bayramların müfredata alınması konusunda sergilenen irade gecikmiş de olsa çok yerinde, ama yeterli değil!
Daha bir yığın hamle yapmak gerekiyor.
Örneğin değerli eğitimci-yazar Salim Koçak gibi bazı uzmanlar “Neden liselere, hatta ortaokullara başarı öyküleri dersi konulmasın” diye soruyorlar.
★★★
Çünkü Türkiye'nin bilim, sanat, kültür, teknoloji, spor, iş dünyası gibi alanlarında dünyaya başarılarını kabul ettirmiş değerleri, saygın isimleri var. Onların nasıl başarıya ulaştıkları ders gibi anlatılıp, çocuklarımız özendirilemezler mi?..
Okula gitmenin temel amacı hayata hazırlanmak olduğuna göre, ona dair her şeyi öğretecek böyle bir dersin ne denli büyük ihtiyaç haline geldiği kendiliğinden ortaya çıkıyor.
★★★
Demem o ki, gelin bir devrim yapalım, çocuklarımızı sadece sınava hazırlama alışkanlığından vazgeçip, hayata da hazırlayalım!..
Bilge der ki; “Gençleri hayata ders kitaplarından çok, çocuklukta çekilen güçlükler hazırlar!..”
Başarı hikâyeleri okutulacak isimlerin (yandaşlık tercihine girmeden) yaşadıkları güçlükler, karşılaştıkları engeller ve bunlara teslim olmak yerine, nasıl aştıklarını anlatan kesitler, çocuklarımızın başarı yolunu aydınlatan ışıklı kilometre taşları olurlar.
Sayın Selçuk, bu öneriye ne dersiniz?..
Yazının tamamı:
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/ugur-dundar/milli-egitim-bakanina-onerim-var-2610638/
YORUM
Sayın Uğur Dündar: vefa lisesinden yetişen kişilikleri sıralayarak,kaliteli ve seviyeli insanların, bu vb eğitim kurumlarından yetişebileceğini anlatmaya çalışarak, milli eğitim bakanımıza göndermede bulunmuş.
Mevcut eğitim sistemimiz, çocuklarımıza milli ve manevi şuuru zihinlere yerleştirecek bir müfredata sahip değildir,aksine: milli ve manevi şuuru,çocuklarımızın zihinlerinden tamamen silmeyi hedeflemekte, herkesin fark edemeyeceği ustalıkla tasarlanmış,,sermaye korsanına köle eğitip yetiştirerek, faiz gemisinin küreğini ömür boyu gönüllü çekecek köleler yetiştirmeye programlanmış eğitim sistemine sahibiz.
Hak yolda gayret edenler bir olmadıkça, batıl zayıl olmaz.
Milli eğitim müfredatımız, her kesimden aydınların fikirleri de alınarak,kur ana muhalif ibareler içermeyecek ve devletimizin çimentosuna uygun nesiller yetiştirecek şekilde müfredatlar hazırlandıktan sonra, eğitim sistemimiz tamamen değiştirilmeli.
Madem Uğur Dündar bey, Milli Eğitim Bakanımıza tavsiyede bulunabiliyor, buda benim tavsiyem.
Eğitim sadece okulda, masa başında tamamlanmış olmuyor, okuma yazma dışında, her bireyin, yaşaması için gerekli olan, tarım ve hayvancılığı a dan z ye uygulamalı bilmek mecburiyeti getirilmeli.
Kişi: hastanede doktor olsa bile, işten atıldığı durumlarda, tarlasını ekebilmeli, ineği sağabilmeli,yoğurdunu peynirini yapabilmelidir. Bu konuda yazmış olduğum: Köyler Devletin Kaskosudur. Başlıklı makalemi okumanızı istirham ederim.
Not:italik yazılan yorumlar: Hüseyin Bağdatlı ya aittir.