17.08.2018
Donald Trump'ın Türkiye'yi hedef alan kural ve ahlak tanımaz saldırısı sahnelenmeseydi, tabii ki daha doğru olurdu... Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi bir yara açan bu saldırı, yıllar sonra da hatırlanacaktır.
Ama ne ortak!
Ancak bu olay dolayısıyla Türk toplumunun bu çeşit olağanüstü durumlar karşısındaki bilinci bir kez daha kanıtlandı. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde olduğu gibi toplumun hemen her kesimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına uydu... "Stratejik ortak" diye yere göğe sığdıramadığımız Amerika'nın ipiyle kuyuya inilmeyeceği bir kez daha anlaşıldı.
Bir dost
Biz bu krizli dönem dolayısıyla kimin dost olduğunu bir kez daha anladık. Özellikle Katar Emiri El Tani, bu konudaki en önde gelen isim oldu. Bu arada yaşanılan dolar krizi ekonomi yönetiminin sorumluluğunu yüklenen Berat Albayrak için de bir çeşit göreve alışma fırsatı yarattı.
Beklenen yansımalar
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2018/08/17/en-zor-gunleri-bile-dayanisma-icinde-asabiliyoruz
Yorum:
Yolun başı
Herkes Trump’ı topa tutuyor. Aptallığından, ırkçılığından, egosundan, hatta eşi ve çocuklarından bile yakınıyor. Yapılanlarla ilgilenen yok. Varsa yoksa şahıslar, şahıslar, şahıslar…
Şimdi ben de öyle yapıyormuşum gibi görünecek ama inanın alakası yok, çok iyi niyetli olduğuma inanıyorum😊
Bu hafta fena halde Berat Albayrak’a takmış durumdayım. Kayda değer bir siyasi geçmişi olmadığı için şimdiden çok iyi veya çok kötü diye değerlendirmeyi doğru bulmuyorum diyecektim ki tam da o anda aklıma AK Parti’nin, yönetimin ileri kademelerinde 21-22 yaşındaki gençlere görev verdiği geldi ve haliyle Sayın Albayrak bir hayli tecrübeli göründü gözüme.
Neyse gelelim asıl meseleye, Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı daha doğrusu yaptığı varsayılan ‘yeni ekonomi yaklaşımı’ açıklamasına. O neydi öyle, ya?
Canlı izleme fırsatı bulamayınca metin olarak takip etmek istedim. Sabırla sonuna kadar okuduktan sonra herhalde ben anlayamadım deyip yine başa döndüm, yine başa döndüm. Yok! Ortada plan yok, proje yok, yol haritası yok!
Hakikaten adam bir ton laf etmiş ama aslında hiçbir şey söylememişti. Daha da kötüsü bunu, ülkenin önde gelen ekonomistleri, CEO’ları, banka yöneticileri varken yapmıştı ve kimse çıkıp da “Sayın Bakanım, yani?” diyememişti.
Herkes kralı giyinik görmüş, kimileri işi abartıp kıyafeti için olumlu yorumlarda bile bulunmuştu. Ne diyelim, hala tek seslilik evresinden bir üst evreye geçemedik, hala eleştiri ve doğruları söyleme ciddi bir lüks.