Şartlı tahliye
844 Okunma, 1 Yorum
Ergün Diler - Takvim
Süleyman Karagülle

27/07/2018

1- Şartlı tahliye

Pentagon’la Aile arasındaki uzlaşma çabaları sonuç vermedi. İzmir’deki rahip kapıya yaklaştı. Türkiye Pentagon’la uzlaşır. Savaş, İpek Yolu savaşıdır. Pentagon da Aile de Türkiye’yi yanların almak istiyor. Pentagon Türkiye’ye Halep’i veriyor, enerji koridorundan çekilmesini istiyor.

- İpek Yolu çatışması yoktur, enerji çatışması yoktur, terör çatışması yoktur, rejim çatışması yoktur, mezhep çatışması yoktur. Bütün bunlar, Sermaye’nin kurduğu düzenin gereği oluşmuştur. Hepsinin arkasında o vardır.  Sanayileşme tamamlanıncaya kadar bu faizli düzen devam ediyordu. Görünürde çatışma vardı, gerçekte ise bir güç yönetiyordu.  Bu düzen bugün işlemektedir.

a)Faiz kendisine otlayacak mera bulamıyor.

b)İnsanlık bu oyunu öğrendi artık yutmuyor.

c) Halk gerek ekonomik imkan gerekse bilgi bakımından bu düzene direniyor ve gittikçe başarı elde ediyor.

d) Mağlup edilmiş dinler de yeniden toparlanmaya başlamıştır. Aralarındaki çatışmayı sona erdirdiler.

Bu savaşı ne Pentagon ne de Aile kazanacak. Bu savaşı halk kazanacak, insanlık kazanacak.   Türkiye merkezdedir.  Birileri tarafına geçerse o taraf kazanır. Ancak ondan sonra kazananlar arasında savaş başlar ve Türkiye mağlup olur. Türkiye’nin taraflar içindeki gücü belki onda bir kadardır.  

Türkiye’nin tek yapacağı iş vardır.  Türkiye Adil Düzen’i ülkesine getirirse tekele karşı, çift çeneye karşı insanlık örgütlenir ve savaş çıksa bile sonunda galip gelen de dünyaya hükmedemez duruma düşer.

 

2- Köstebek

Trump Pentagon’la Rothschildler arasında gidip geliyor. İkisi birleşip Trump’u başkan yaptılar. Trump şimdi ikisinden de uzakta. Rusya’nın desteğini itiraf ediyor. Şoförü Kraliçe’nin casus imiş.

-  Bayan Clinton’u başkan yapmak isteyen Sermaye 15 Temmuz’daki başarısızlıktan sonra birden siyasetini değiştirdi. Trump’u hile ile iktidar etti. Hileyi de Rusya’ya fatura etti. Trump da Rusya da şimdi ses çıkarmıyor. Kabulleniyor.  Hristiyanlarla Yahudiler arasında mevcut husumet devam ediyor.  Kur’an’a göre Müslümanlar Hristiyanlarla bir olacaklardır. Üçüncü bin yıl uyarlığı böyle kurulacak.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

Eski Müminler, Yeni Müminler

Bediuzzaman “Eski Sait, Yeni Sait” der. Ben de eski müminler, yeni müminler diyorum.  1960’a kadar Sermaye’nin kurduğu tezgâhta yer almıştır. Bizi birbirimize çatıştırıyordu. O sömürüyordu. 1960’tan sonra önce solcularla olan düşmanlığımızı bıraktık. CHP ile koalisyon yaptık. Sonra Hristiyanlarla olan hasımlığımızı bıraktık, Papa ile dost olduk.

Ordu görünürde bize karşı idi. Gerçekte ise hep bizi destekledi. Biz bunu bildiğimiz için hep Ordu’nun yanında olduk. Kıbrıs’ı böylece aldık. Çok partili anayasayı böylece getirdik. Türkiye Yahudilerin değil Hristiyanların yanında olmalıdır. Türkiye Sermaye’nin yanında değil Devletler’in yanında olmalıdır.  Birr ve takvada yanında olmalı, ism ve udvanda herkesten uzak olmalıdır.

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
29.07.2018
06:02


1967...1968...1969...AKEVLER 52 YILDIR ÇALIŞIYOR...2016...2017...2018

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 973

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 973. Hafta - 28 Temmuz 2018 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 973. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

İŞÇİLİK yerine ORTAKLIK SISTEMI

***

ORTAKLIK SİSTEMİNİN BELGELERİ

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

‘Adil Düzen İlmihali’ hayırlısıyla yazılır inşallah

Bizler çalışıyoruz, sizleri de davet ediyoruz…

Kur’an ve ilim çalışmaları ve Kur’an mucizesi

Tek çözüm Semt Kooperatifleri ve Mal Senetleri

Adil Düzen İlmihali (İlmihal bilgisi ve içerik)

Reşat Nuri EROL

 

***

 

TAHA SÛRESİ - 11. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

طه(1) مَا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَى(2) إِلَّا تَذْكِرَةً لِمَنْ يَخْشَى(3) تَنزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَا(4)الرَّحْمَانُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى(5) َهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَى(6) وَإِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى(7) اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى(8) وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى(9) إِذْ رَأَى نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَعَلِّي آتِيكُمْ مِنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى(10) فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي يَامُوسَى(11) إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ إِنَّكَ بِالْوَادِي الْمُقَدَّسِ طُوًى(12) وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَى(13) إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمْ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي(14) إِنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَى(15) فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى(16) وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَامُوسَى (17) قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَى (18) قَالَ أَلْقِهَا يَامُوسَى (19) فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى (20) قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَى (21) وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَى (22) لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى (23) اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (24) قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي (25) وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي (26) وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي (27) يَفْقَهُوا قَوْلِي (28) وَاجْعَلْ لِي وَزِيرًا مِنْ أَهْلِي (29) هَارُونَ أَخِي (30) اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي (31) وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي (32) كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا (33) وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا (34) إِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَصِيرًا (35) قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَامُوسَى (36) وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَى (37) إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّكَ مَا يُوحَى (38) أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِي وَعَدُوٌّ لَهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي (39) إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَى أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَى قَدَرٍ يَامُوسَى (40) وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي (41) اذْهَبْ أَنْتَ وَأَخُوكَ بِآيَاتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكْرِي (42) اذْهَبَا إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (43) فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَى (44) قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَنْ يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَنْ يَطْغَى (45) قَالَ لَا تَخَافَا إِنَّنِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَى (46) فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِنْ رَبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى (47) إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى (48) قَالَ فَمَنْ رَبُّكُمَا يَامُوسَى (49) قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَى كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَى (50) قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَى (51) قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنْسَى (52) الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّى (53) كُلُوا وَارْعَوْا أَنْعَامَكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِأُولِي النُّهَى (54) مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَى (55) وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَى (56) قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَامُوسَى (57) فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنْتَ مَكَانًا سُوًى (58) قَالَ مَوْعِدُكُمْ يَوْمُ الزِّينَةِ وَأَنْ يُحْشَرَ النَّاسُ ضُحًى (59) فَتَوَلَّى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ أَتَى (60) قَالَ لَهُمْ مُوسَى وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَى (61) فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى (62) قَالُوا إِنْ هَذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَنْ يُخْرِجَاكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَى (63) فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَى (64) قَالُوا يَامُوسَى إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَى (65) قَالَ بَلْ أَلْقُوا فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِنْ سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَى (66) فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِيفَةً مُوسَى (67) قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنْتَ الْأَعْلَى (68) وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَى (69) فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَى (70) قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَى (71) قَالُوا لَنْ نُؤْثِرَكَ عَلَى مَا جَاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذِي فَطَرَنَا فَاقْضِ مَا أَنْتَ قَاضٍ إِنَّمَا تَقْضِي هَذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا (72) إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَى (73) إِنَّهُ مَنْ يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى (74) وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَى (75) جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاءُ مَنْ تَزَكَّى (76)

 

***

 

 

وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَى (77) فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِهِ فَغَشِيَهُمْ مِنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْ (78) وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَى (79) يَابَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَدْنَاكُمْ جَانِبَ الطُّورِ الْأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى (80) كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبِي وَمَنْ يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَبِي فَقَدْ هَوَى (81) وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِمَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَى (82)

 

***

 

وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا

Va LaQaD EaVXaYNAv (Va LaQaD EaFGaLNAv)

“Ve vahyettik”

Buradaki “Ve” harfi nereye atfetmektedir?

Hazfedilmiş cümlelere atfedilmektedir. Arada birtakım olaylar olmuş, onlar anlatılmıyor ve sonunda Musa’ya vahyedilmiş olduğunu söylüyor. Aradaki olaylar başka surelerde anlatılmaktadır. Musa’nın kıssasını doktora çalışması yapmak isteyen önce değişik surelerde anlatılanları bir araya getirecek, oluş sırasına göre Musa’nın tüm hayatını yazacaktır. Araştırma ekibi bunları yapacaktır. Diyanet İşleri’nde görevli insanlardan bir ekip oluşur ve onlar bunu yapabilirler. Yahudi âlimleri de Kur’an’a inanmasalar bile, Kur’an bizim için ne diyor diyerek benzer çalışma yapmalıdırlar. Bundan sonra ayrı ayrı yerlerde anlatılan kıssaları ele alıp neden bunların bir araya getirilmediğini araştırmalıdırlar. Böylece her anlatılan yerdeki özellikler ortaya konur. Senaristler bu teknikten yararlanabilirler.

لَقَدْ أَوْحَيْنَا” ifadesi Kur’an’da iki defa geçmekte, başka yerde Muhammed için söylenmektedir. Sana vahyettik diyor. Benzer bir olay vardır. Musa geceleyin Mısır’dan kaçmıştır. Muhammed de geceleyin Mekke’den çıkmıştır. En büyük benzerlik, kavmi Musa’ya eksiksiz olarak katılmıştır, Muhammed’in iman edenleri de eksiksiz olarak katılmışlardır.

Şimdi biz neden başaramıyoruz?

Kaçımız bir araya gelip hicret ettiğimiz zaman ben de geliyorum desin de geride kalmasın. Hilmi Altın Yalova’ya gel dediğimde, bana, Belkahve’den (İzmir Kemalpaşa’da bir mevki) öteye gelmem demiştir. Bu dağınık perişan halimizle hangi başarıyı bekleyebiliriz. Bizim başarıya ulaşabilmemiz için her şeyden önce bir cemaat haline gelebilecek yüze yakın insanın ortaya çıkması gerekmektedir. Şimdilik böyle bir cemaat sahibi değiliz, olma emaresi de yoktur.

Resuller ile kâfirler arasında çatışma devam ettikçe cepheler oluşmaya başlar. İnsanların bir kısmı peygamberlerin yanında yer alır, bir kısmı ise karşı tarafta yer alır. Bu cepheleşme düşmanlığa kadar varır. Peygamberlerin yanında olanlar artık karşı cepheye isteseler de geçemezler. Dolayısıyla kitle hareketi oluşur. Kimse geri kalmaz.

Bugün böyle çıkmazlarla karşı karşıyayız. Sermaye insanları borçlandırarak faizli sistemi sürdürebilmektedir. Başka iş bulamayanlar bize katılmakta, Sermaye hemen bürokratları harekete geçirerek icra yürütmektedir. Bizim bu icra saldırılarını karşılayacak gücümüz olmadığı için çalışan ortak bizi terk etmektedir. 

Bugün borç cenderesi altında ekonomi dönmektedir. Bu borç yeteri kadar arttığı zaman fiilen var olmayan dolar çoğalmaktadır. Dolar birden artık para olmaktan çıkacaktır. Dolar ile TL itibarını yitirecek ve sonunda insanlar SOSYAL TUFANLA karşı karşıya kalacaklardır. Aç kalan insanlar satış yerlerindeki eşyaları ve malları yağmalamaya başlayacaklardır. Bugünkü terör bir gün gerçekleşecek olan bu yağmalamanın ilk tohumlarıdır. İşte o zaman yani SOSYAL TUFAN sonrasında bir avuç inanmış insan hayatta kalacaktır.

Adil Düzen çalışanları Kur’an’da çözüm aramalı ve hem kendilerinin hem de insanlığın ikinci kez hiç olmazsa bir gemi halkından ibaret kalması için çalışmalıdırlar.

...




Sayı: 476 | Tarih: 29.07.2018
Mehmet Barlas
Başarısız olan atanmışlar her an görevden alınabilir
Sistem kandırmacası
927 Okunma
Tayibet Erzen
Uğur Dündar
Onurlu Yaşam Uğruna
Ruhsuzlar Arasında, Biçare Hafız
852 Okunma
Hüseyin Bağdatlı
Ergün Diler
Şartlı tahliye
Eski Müminler, Yeni Müminler
844 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Lafı hiç uzatmadan Meral Akşener olayı
Sermaye’nin partileri
842 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Cemaatler, Ehl-i Sünnet omurga ve geleceğimiz
CEMAATLER VE DİNİN SOSYAL FONKSİYONU
812 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler