Türkiye derhal Suriye rejimiyle çok yönlü işbirliğine gitmeli!..

24 Şubat 2018

Yazarlar Uğur DÜNDAR

Sevgili okurlarım,

Geçen hafta Ankara'da son derece önemli diplomatik gelişmeler olurken, “Zeytin Dalı Harekatı” bölgesinde de tansiyonu olağanüstü yükselten  olaylar yaşandı.

Bilindiği gibi Türkiye ile ABD arasında ilişkiler kopma noktasına gelmişti. İşte bu kritik süreçte ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu arasında kapalı kapılar ardında yaklaşık üç buçuk saat süren bir toplantı yapıldı. Ardından dışişleri bakanları tekrar buluştular ve iki saatlik bir görüşmeden sonra ortak bir açıklama yayınladılar. Bundan hemen sonra Reuters Haber Ajansı, Suriye Ordusu'na bağlı “Halk Güçleri”nin Türk Ordusu ve ÖSO ile savaşmak üzere Halep'ten Afrin'e geçtiklerini duyurdu. Türk kamuoyunun “Şimdi bir de Suriye'yle mi savaşacağız?” diye telaşlandığı bir ortamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile yaptığı telefon görüşmelerinden sonra Afrin'e doğru yol alan  Suriye bayraklı askeri konvoyların durdurulacağı açıklandı. Bu konvoylardan biri de Türk topçusunun ateşi üzerine geri çekildi. Tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile yapacağım iki günlük söyleşinin ilk bölümünde Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı perspektifinden hareketle bu karmaşık durumu analiz edeceğiz. İkinci bölümde ise, Türk-ABD ilişkilerinin son durumunun yanı sıra Ortadoğu'da her an patlayabilecek savaş ihtimalini ele alacağız. Hemen belirteyim; bu tehlikeli durum, Tahran-Şam-Hizbullah hattı ile, İsrail-ABD Siyonist ittifakı arasında giderek artan yüksek gerilimden kaynaklanıyor.

Yazının tamamı için tıklayınız.

 http://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/ugur-dundar/turkiye-derhal-suriye-rejimiyle-cok-yonlu-isbirligine-gitmeli-2244058/

YORUM

Zeytin dalı harekatı, TÜRKİYE nin girdiği, cumhuriyet tarihindeki en büyük rizktir. Fırat kalkanı harekatında, ne Rusya, nede ABD Türkiye nin işini zorlaştıracak hamle yapmamaları, oltaya taktıkları yem misalı, her 2 ülkenin de verdikleri sözde duracakları izlenimi ve güvenini oluşturdu,ABD ve RUSYA nın bu taktiğine siyasilerimiz inandı fakat, Türk askeri de karşı bir hamle yaparak, beklide siyasilerimize de bazı sırları vermeden, bu aralanan kapıyı tekmelercesine sonuna kadar açarak zeytin dalı harekatını başlattı. 

Harekat başlar başlamaz her iki ülke ve avrupadan ard arda açıklamalar geldi. Aynı tepkiyi Fırat kalkanı harekatı yapılırken vermediler, çünkü her şey uluslar arası istişareler ve anlaşmalar, karşılıklı çıkarlar neticesinde alınmış idi.

TÜRKİYE BUNDAN SONRA NE YAPMALI.

Sayın Uğur Dündarın ve Sayın Şükrü Elekdağı nın söylediği şekli ile,Suriye rejimi ile anlaşmamız halinde, Devletimizin 1000 yıllık devlet geleneği hiç olur. Biz; tarihimizde girdiğimiz yolların ve verdiğimiz kararların tamamına, tarih boyunca inanarak girdik, inanarak çarpıştık, çarpışıyoruz, inanarak kazanırız. ALLAH ac, göstermesin,kaybedersek de onurumuz ile kaybederiz, fakat bizim kaybetme lüxümüz hiç yok. Son damla kanımıza kadar mücadele etmeliyiz. Türkiyenin girdiği bu mücadeleden zerre taviz verecek olur ise şayet, tüm değerlerinden ve inancından taviz vermiş olur. Bu savaş, basit bir terör mücadelesi değildir. Çanakkale deki mağlubiyetlerinin rövanşını, Türkiyeyi haritadan silecekleri şekilde kurgulamış oldukları, tüm haçlılarla mücadele ettiğimiz ikinci kurtuluş savaşının başlarındayız. Bu savaş kaçınılmazdır, şu günlerde, nabız yoklamaları ve strateji geliştirme taktikleri dönemindeyiz.

İkinci olarak, Türkiye, ne Ruslara ne ABD ye, nede başka bir hiristiyan ülkesine zerre, ama zerre miktarı güvenmemelidir, hırıstiyan ve Yahudi alemi, İslam dinini tamamen ortadan kaldırmak üzere anlaşmışlardır, üzerimizde oynanan tüm oyunlar bu tezimi teyid ediyor.

Türkiye Suriye rejimi ile bu aşamada barışır ise ne olur. ????????

1)    AK PARTİ barajın altında kalacak kadar itibar kaybeder.

2)    AK PARTİ, CHP nin tuzağına düşmüş olur.  Türkiye 1980 öncesine döner.

3)    Haçlılara karşı, mağlubiyeti peşinen kabul etmiş oluruz.

4)    Türk dünyası ve dünyadaki tüm mazlüm milletlerin umudu olan bizler, o Müslüman mazlum milletlerin tek umutları olan,Türkler birgün gelip bizi kurtaracaklar, ümitlerine de ihanet etmiş, yaşama ümitlerini bitirmiş oluruz.

5)    Türkiye nin bekası ve toprak bütünlüğü tehlikeye girer. Türkiye bölünür, bölündüğü yetmemiş gibi, doğu tamamen elden gider, batı da sömürge durumuna düşer.

6)    ALLAH korusun, Savaşı kaybedersek de olacak olan budur fakat mücadelenin hakkını vermiş olur, hayatta kalanlarımız da, yine  mazlum milletlerin umudu olmaya devam ederler. Türk ün mayası bozulmamış, taviz vermemiş oluruz, daha iyi bileniriz, 2. savaşı kazanarak, tüm ecdat bakiyesi toprakları geri alırız. ALLAH var TASA yok.

7)     Sonuç olarak ecdada yakışanı yapmış oluruz.

ORTADOĞUDA, Sonuna kadar mücadele edilir, psikolojik, politik, ekonomik, askeri tüm savaşları kazanır isek ki, inşallah kazanacağız, tarih ozaman tekerrür edecek. Zeytin dalını, bedir e hazırlık sayarsak, ehli küfrün diz çökmesi için, önümüzde çok savaşlar var. Hepsi olacak ve İslam dünyaya yeniden adil düzeni getirecek. Asrı sadeti torunlarımız görecekler inşallah.

CHP zihniyetinin tekliflerine kulak verecek olur isek şayet !!! ecdadımızın çektiği çileler ve mücadelelerin hepsine birden sünger çekmiş olacağız, chp liler ve yandaş yazarları , Suriye ile anlaşalım derken,belki de iyi niyetle söylüyorlardır, ben onlara da hak vermiyor değilim, chp li lerin,Allah ın emir ve yasaklarından bihaber olmalarına vermek lazım. Bu vatan iman ve cihad şuuru ile vatan oldu, o şuur, M. Kemal ve arkadaşların da da var idi. Yeni nesil CHP rahat hayattan taviz vermek istemiyor. Biz mü minler ise, arakan daki, doğu Turkistandaki ve dünyanın her köşesindeki mazlumların derdi ile dertlenmekteyiz. Savaşımız bunun için, zülmün bitmesi için.

Ey CHP biz sizin rahatınız için de savaşırız, belki neslinizden hakiki hak dostu çıkar birgün diye.