Devletleri ve bütün İslâmî hareketleri yok etmek istiyorlar!
Yusuf Kaplan
09 Haziran 2017
Sözümona “özgür dünya”nın (!) yurdu Amerika’nın -kelimenin tam anlamıyla- “yankee” yeni başkanı, Suud kralı ve Mısır diktatörü ile Riyad’ta üzerine el basarak yemin ettikleri “sihirli küre”den Katar’ı karadan, havadan ve denizden abluka alma “kararı” çıktı. Bu karar Katar’ı bir kaşık suda boğmayı amaçlıyor ama asıl görünmeyen çok önemli üç hedefi var:
1-İslâm dünyasındaki devletleri yok etmek, şehir devletleri, kantonlar icat etmek
2-İslâmî hareketlerin birbirleriyle irtibatlarını kesmek
3-Müslümanları birbirine kırdırmak...
DEVLETLERİ YOK ETMEK, KANTONLAR, ŞEHİR DEVLETLER İCAT ETMEK İSTİYORLAR...
...........................
İSLÂMÎ HAREKETLERİ YOK ETMEK İSTİYORLAR...
Osmanlı’nın tasfiyesinden sonra İslâm tarih yapan bir aktör olarak tarihten çekildi. İslâm’ın varlığını sürdürmesini sağlayacak Müslüman devlet kalmadı yerkürede. Bütün İslâm dünyası sömürgeleştirilerek köleleştirildi, kaynakları talan edildi.
İslâm, son iki yüzyıldan bu yana varlığını İslâmî hareketlere, cemaatlere, oluşumlara borçludur.
İslâmcılığa borçludur.
İslâmcılık, Müslüman toplumların hem içerde hem de dışarda verdikleri bağımsızlık, İstiklal ve istikbal mücadelesinin yegâne kaynağıdır.
İslâm dünyasında sömürgecilere verilen direniş mücadelesinde birinci derecede belirleyici rol oynadı İslâmcı hareketler. Sömürgecilere karşı verilen bu direniş mücadelelerinin ve mücahedelerinin başını İslâmî hareketler çekiyordu.
Kurtuluş savaşı da, bir İslâmî mücahedeydi. Bizzat Mustafa Kemal’in kendi yazdığı yazılarda “millî mücahede” olarak söz ediyordu bu mücadeleden.
Tasavvufî hareketler başat direniş aktörleriydi.
Kafkaslar’da Şeyh Şamil, Afrika’da Şeyh Senûsî, Mısır’da İhvan hareketinin kurucusu Şeyh Hasan el-Bennâ, öncelikle tasavvufî hareketlerin ya da tasavvuftan doğrudan veya dolaylı olarak beslenen hareketlerin bizzat “cephede”ki, en öndeki liderleriydiler.
Bu hareketlerin tasavvufî hareketler olması zarûriydi. Nefis terbiyesi ve tezkiyesi, dolayısıyla güçlü bir Müslüman şahsiyetin inşası temel gayesiydi bu hareketlerin.
Güçlü şahsiyetler inşa etmeden, güçlü maddî ve manevî ordular inşa edebilmek, güçlü eğitim kurumları inşa etmek, öncü fikir adamları yetiştirmek zordur.
Katar’da hem mevcut devletleri bitirmek, şehir devletleri, kantonlar icat etmek hem de bu seküler devletlerin yarın İslâmî devletlere dönüşmesinin yegâne şartı olan İslâmî hareketlerin kökünü kazımak istiyorlar.
Çok büyük bir saldırı bu. Bu saldırıya karşı sessiz kalınamaz.
İslâm’ın geleceği söz konusu.
Şu kadarını söyleyeyim bir Nietzsche veya bir Baudrillard gibi hatta onlardan da ilham alarak: İnsanlığın geleceği, onuru ancak İslâm’la kâimdir.
Bu gerçeği, Baudrillard, “İslâm’ı terörle özdeşleştirmek ve hedef tahtasına yatırmakla, insanlığın önündeki tek seçeneği yok ediyoruz” diye haykırmıştı.
Vesselam.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/devletleri-ve-butun-islm-hareketleri-yok-etmek-istiyorlar-2038379
yorum;
Şehir devleti icat etmek kötü müdür?
Yazarımız Yusuf kaplan İslam düşmanlarının ulus devletleri
yıkıp şehir devletleri-kantonlar kurmak istediklerini yazıyor.
Böylece Müslümanların birbirleriyle irtibatını kesip
onları birbirine kırdıracaklarını da ilave ediyor.
Doğrudur hedef budur ancak yazarlarımız ve konuşanlarımızın
asıl üzerinde durmaları gereken bunu önlemenin somut
plan ve projelerini nasıl yapıp uygulayacağımızdır.
Nedense yıllardır en az 40 yıldır bu problemleri dinlemekten
İllallah demiş biri olarak diyorum ki yazıktır gençliğimizi
istikbalimizi harcamak yazık.
Devletlûsundan köşe yazarına ve konuşmacısına kadar diyorum ki
artık sadede gelin çözümleri ve projeleri konuşalım.
Ama maalesef gene tık yok aynı hamam aynın tas.
Önemine binaen tekrar etmek istiyorum ki bir ev sohbetinde
1988 (nerdeyse 30 yıl önce)’ler de Abdurrahman Dilipa’ka Adil Düzen nedir diye
sorduğumda bana demişti ki;Erbakan hoca Bahri Zengin’e bir İslami
Devlet modeli oluştur, o da bunu oluşturamayınca Erbakan hoca
Akevlerin peygamberler sistemini aldı Adil Düzen diye sundu.
30 yıl sonra Tayyip Erdoğan’da bunu birisinden istese, mesela
Hayrettin Karaman’dan o da bunu oluşturamaz.(oluştursaydı açıklardı-nitekim teklif metni 100 sayfayı bulmuyor- http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1360/74/13-ALTERNATIF-ADIL-DUZEN-14-ILIM-ADAMININMUSTEREK-TEKLIFI-Hayrettin-Karamanin-ADIL-DUZEN-DEGERLENDIRMELERI-VE-CEVAPLARIMIZ.)
Tayyip Erdoğan’da gelir Akevlerin kapısını çalar.
Çünkü abartmıyorum dünyada İslami alternatif düzen sadece Akevler
eczanesinde ve Adil Düzen çalışanlarının çalışmalarında.
ŞEHİR DEVLETİ KÖTÜ MÜ ODA ORADA.
Yusuf Kaplan ve şahsında cumhurbaşkanımıza sesleniyorum.
Biliyorum onlar beni duymazlar ama belki Allah(CC) kalplerine
ilham yoluyla bildirir.
Gelin tövbe edin Akevler Adil Düzen çalışmalarını değerlendirin,
Yaşımız 63 ü aştı artık bir ayağımız mezarda kendinizi de
Türkiye’yi de,İslam alemi ve İnsanlığı da kurtuluş yoluna
sokmaya vesile olun vesselam...