26.05.2017
Rahmetli Nejat Eczacıbaşı "Dünyanın her ülkesinde 'know how' ilkesi geçer, Türkiye'de ise 'know who' ilkesi geçerlidir" derdi. Gerçekten de çoğu durumda "Adamını bul" ilkesinin geçerli olduğunu ve bazı durumlarda ise "Benim kim olduğumu biliyor musun" cümlesinin sık sık seslendirildiğini biliriz.
Örgüte üye olmak
Özellikle FETÖ örgütlenmesinin ayrıntıları açığa çıkmaya başladığından beri bilgi ve liyakat yerine bu örgüte üye olmanın ne kadar önemli olduğunu şaşkınlıklar içinde öğrendik. Askeri liseden başlayan üyeliğin kişileri generalliğe kadar taşıdığını gördük. Hava Kuvvetleri'nin jet pilotlarının FETÖ'cü olduklarını, 15 Temmuz'da dehşet içinde izledik.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2017/05/26/siyasetteki-fetoculer-mutlaka-tasfiye-edilecektir
Yorum:
Sona doğru
15 Temmuz darbesinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti, bizde gündem hala kim FETÖ’cü, kim değil? Milli istihbaratın ne kadar vahim bir durumda olduğunu bu çırpınışlardan bile anlamak mümkün.
Atlatılan darbenin sarhoşluğu ile cadı avına çıkanlar, korkularını rehber edinenler ülkeyi öyle bir hale soktular ki gören darbenin başarılı olduğunu hatta ülkenin işgal edildiğini zanneder. Şahsi çıkarlar için bile adam harcanan bu dönemde, birine FETÖ’cü deyip işten atmak, hapse atmak, karalamak artık işten bile değil. OHAL ile hukuki hakların askıya alındığını ve bu süreç ve şartların birilerinin işine geldiği için de devamlı uzatıldığını hesaba katarsak bu ülkede bu şartlarda yapacak çok da bir şey yok sanırım.
Karanlık zirveye çıkar ve ardından güneş doğar.