Ahmet Yücel
30.04.2017
21:09
| Sayın Tayibet Erzen hanım kardeşimiz, ''Halk bunu bilmediği için, bilemeyeceği için siz o koltukları işgal ediyorsunuz. Eğitimi ve ilmi seviyesi ne olursa olsun danıştığın halk sana rehberlik yapamaz, yapmamalı. '' diyorsunuz. Bu halk isterse çoban olsun gündemi, gelişen olayları küçük yaşlardan itibaren internetten, televizyondan vb takip ediyor, kime oy vereceğini biliyor. Bu halk koyun sürüsü değil ki, oyları önemsiz olsun. Zaten halk sadece seçmen olarak vazifesini yapıyor, seçilenlere rehberlik yapmıyor. İstesek de yapamıyoruz, yanlış icraatları çeşitli haber sitelerinde dile getirmeye çalışıyoruz, kim sesimizi duyuyor? Sorun işte buradadır. Seçilenler kendilerine 5-11 tane ilim sahibi dürüst danışma/istişare heyeti/yardımcı seçmelidir. Tarafsızlık konusu zor bir konudur. Cumhuriyetten bu yana hangi cumhurbaşkanı tarafsız olabilmiştir? Öyleyse partili cumhurbaşkanlığı, milleti daha fazla ''tarafsızlık'' kelimesini kullanarak aldatmamak adına doğru bir seçimdir. Partili cumhurbaşkanı olmalı, bunda bir sakınca görmüyorum. İnançlı bir partili cumhurbaşkanı Hak'tan ve halktan yana olmalıdır. Hataları da elbette olacaktır, kul olsun da hatasız olsun, bu mümkün mü? Allah'tan korkan bir lider/başkan/partili cumhurbaşkanı gün gelir gördüğü hatasından döner. Biz AB yolunda ömür harcamayı da, zinanın yeniden suç olarak kabul edilmemesini de, NATO da ısrarcı olmayı vb daha başka yanlışları da görüyoruz. Bir gün bu yanlışlardan dönüleceğine inanıyoruz. BÜYÜK SAVAŞ sonrası AB de, ABD de dağılacaktır. Zafer İslamındır ve gelecek asır İslam asrı olacaktır. Sadet Partisinin söylemleri güzel fakat bugün için meclise girme ihtimali, ittifaktan da kaçındıkları için görünmüyor. Zaten Saadet Partisini Erbakan öncesi ve sonrası diye ikiye ayırıyorum. Böyle bir durumda başta yine inananlar olsun niyetiyle Ak Partiye oy veriyorum. Partili cumhurbaşkanı ve başbakansız bir yönetim sistemini destekliyorum. Başbakan karar alacak, bakanlar kurulu kabul edecek, cumhurbaşkanına sunulacak, cumhurbaşkanı inceledikten sonra kabul edecek ya da kabul etmeyecek, tekrar incelenmesi için gönderecek... Bütün bunlara gerek kalmayacak, karar mekanızması daha hızlı çalışacak. Referandumlara gelince, E-Refandumu savunuyorum. Her seçmen e-devlet şifresini alacak, sisteme giriş yaparak oyunu kullanacak. Ayrıca yapılacak tüm anketler için de böyle bir sistem kullanılabilir. Allah'a emanet olunuz.
|
Tayibet Erzen
01.05.2017
09:48
| Mevzumuz seçme veya seçilme değildir. Elbette halkın iradesi ve tercihi olacaktır ama nerede? İş çoban masumiyetini kaldıramayacak kadar ciddi boyuttadır. Sokaktan geçen herhangi bir adama “Sence seçilme yaşı kaç olmalı, biz 18 dedik ama iyi mi ettik bilemedik?” sorusunu soracak kadar abuk bir seviyeye çekilen ve bu haliyle kabul gören bir anayasadan bahsediyoruz. Durumun vahametini şimdi anlayabildiniz mi? |
Ahmet Yücel
01.05.2017
22:45
| ''Mevzumuz seçme veya seçilme değildir. Elbette halkın iradesi ve tercihi olacaktır ama nerede? İş çoban masumiyetini kaldıramayacak kadar ciddi boyuttadır. Sokaktan geçen herhangi bir adama “Sence seçilme yaşı kaç olmalı, biz 18 dedik ama iyi mi ettik bilemedik?” sorusunu soracak kadar abuk bir seviyeye çekilen ve bu haliyle kabul gören bir anayasadan bahsediyoruz. Durumun vahametini şimdi anlayabildiniz mi?'' Sayın Tayibet Erzen hanım efendi, Ben durumu vehamet olarak görmüyorum. Seçilme yaşı 25 idi. Şimdi 18-25 yaş gurubundaki vatandaşlarımıza da seçilme hakkı tanındı. 3 Kasım 2019 seçimlerinde kendi bilgi ve tecrübesine güvenen, vatana millete hizmet gayesini taşıyan 18-25 yaş arasında vatandaşlarımız varsa onlar da seçilmek için baş vuru yapabileceklerdir. Varsın onların da böyle bir imkanı olsun. Bugünkü eğitim sistemiyle kendini ayrıca yetiştirebilen kişilerin sayısı, her ilde olsa olsa bir elin parmaklarının sayısını bulmaz diye düşünüyorum. 18-25 yaş aralığındaki vatandaşlarımızın vekil olmasına karşı olan partiler, aday adayı olarak dahi kabul etmesinler. Karşı olmayan partiler vekillik için kendi partilerine başvuru yapan kaç kişi varsa, aday adayı olarak kabul ederler, araştırma safhasından sonra 600 vekil adayı içinde kaç tane 18-25 yaş aralığında aday gösterirler bilemeyiz. Bunlardan seçilecek sırada belki bir kaç aday yer bulacak ve seçilecektir. Bir öğretmen olarak önceleri bu konuda olumsuz düşünüyordum.Sultan Fatih 21 yaşında İstanbul'u fethetti ama, çocuk yaştan itibaren en iyi alimlerden eğitim alarak yetiştirildi. Bugüne kadar 25 yaşında vekil olan kaç kişi bu seviyede diye düşündüm, nefsim 50 yaşında olmama rağmen, Fatih'in 21 yaşındaki eğitimli, donanımlı haline sahip miyim? Hayır, değilim. Diyerek 18-25 yaş aralığında seçilme olayına karşı çıkıyordum. Daha sonra yukarıdaki şekilde olumlu düşünmeye başladım. Herkes Fatih olacak, herkes Erbakan olacak, herkes Erdoğan olacak şekilde yetiştirilemiyor fakat yine de az da olsa olacaktır. Ben bu konudan ziyade, sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın daha önce söylediği: ''DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEĞİZ.'' sözünü tutmasını isterim. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçmekle birlikte, bu sözünü tutmasının önünde bir engel kalmamıştır. Bunu gerçekleştirmek zor değildir. Ana okullarından itibaren lise son sınıf dahil olmak üzere, seviyelere göre uygulamalı manevi eğitim verilmelidir. Tüm orta okullara ve liselere İmam Hatip orta okulu ve lise programı uygulanmalıdır. Müslüman olmayan vatandaşlarımızın çocukları bazı derslerden muaf olabilirler. Milli ve manevi bir eğitimle 10 yıl gibi bir zamanda Fatihler, Erbakanlar, Erdoğanlar yetiştirilebilecek. Dindar, yüksek ahlak karakterli bir nesil, her türlü sorunu çözmesini bilir, vatana ve dünyaya barış ve huzur getirecek nesil, ancak bu nesildir. Sayın Tayibet Erzen hanım efendi kardeşim, belki biraz konuyu uzattım, hakkınızı helal ediniz. Allah'a emanet olunuz. |
Tayibet Erzen
02.05.2017
10:43
| Sayın Hocam, Bir eğitimci olarak o kadar uzaklara gideceğinize keşke mevcut kabineye, meclise, o da olmadı etrafınıza baksaydınız. 51'in 49'u yok saydığı bu topraklarda işi ergenlere bırakmak yapılacak son şey bile değildir. Aksini savunmayı umut ve inanç ile açıklamak zaten olan çaresizliği gözler önüne seriyor. |
Ahmet Yücel
02.05.2017
20:03
| Sayın Tayibet Erzen hanım efendi kardeşimiz, 18-25 yaş gurubu insanlarımıza seçilme hakkının verilmesinin korkulacak, vahim bir şey olmadığını düşündüğümü birinci paragrafta ifade ettim, ikinci paragrafta daha karşı olduğumu, niçin karşı olduğumu belirttim. Söylemek istediklerim bu iki paragrafta tamamlanmakla birlikte üçüncü paragrafla konuyu uzattığım için bir yönden ilgili de olsa, yine de hakkınızı helal ediniz, dedim. Üçüncü paragrafta yazdıklarım, sizin dile getirdiğiniz gibi bu konuya açıklık getirmek amacı taşıyan bir çaresizlik değil, yapılmasını arzuladığım manevi eğitim reformu ile ilgili beklentilerimden başka bir şey değildir, bu zaten yapılırsa ülkemizin de, dünyanın da geleceği çok güzel olacaktır. Bu düşünceler benim sonsuz ümidim dir ve gelecek güzel günlere inanıyorum. 18-25 yaşındaki insanlarımıza seçilme yolunu açan bu madde olmasaydı, benim oyum yine EVET, sizin oyunuz yine HAYIR olacaktı. İster çoban, ister sokaktaki vatandaş, ister memur vb. olalım, meyve-sebze alırken bile seçiyoruz, 18-25 yaş gurubu insanlarımızın seçmen olmasını kabul eden partilerin genel başkanları, araştırmadan, liyakatı var mı yokmu diye mülakat yapmadan 600 kişilik aday listesine alabilirler mi? Biz ne diye korkalım, telaş edelim, çok vahim diyelim? Başka bir konu. Allah dostu Erbakan hocamız Müslümanların siyasete atılmasını, tek başına veya koalisyon ortağı olmak suretiyle, devleti yönetmesini istiyordu. 74'de, 96'da koalisyonda olduğunda yapılan hizmetleri biliyoruz. Erbakansız bir koalisyonda bu hizmetleri görebilir miydik? Hatalarına rağmen bir Ak Partiyi, CHP'ye tercih ediyorum. Bugünkü sistemle sayın Erdoğan'ın başında olduğu bir Ak Partiyi daha çok tercih ederim. Sorulursa Erdoğan, Erbakan'ın yerini doldurabilir mi, bana göre dolduramaz, fakat bugün için de Erdoğan'ın yerini doldurabilecek bir siyasi lider göremiyorum. Erbakan hocamız: ''Manevi eğitim reformu yapılması, ağır sanayi hamlemizden de önemlidir.'' diyordu. Eninde sonunda bu yapılacak, diye inanıyorum. İşte bu yüzden ümit varım, asla çaresiz değilim. Cenabı Allah, nurunu tamamlayacağını, buyuruyor. Burada önemli olan, Allah nurunu kimlerin eliyle tamamlayacaktır? Belki sayın Erdoğan'ın başında olduğu Ak Parti, SP, ADP, MHP, BBP, Hüda Par vb. bir araya gelerek istişare edecekler, geniş katılımlı bir uzlaşı ile sorunlar çözülecektir. İslam Birliği kurulacaktır ki, bu mutlaka gereklidir. Küfür tek millet idi, yine tek millet olarak İslama ve Müslümanlara savaş açmışlardır. Bizi dünya sevgisinden, ölüm korkusundan kurtarıp, cihat şuuruna erişmemizi, ölürsem şehit, kalırsam gazi diyerek zafere erişmemizi sağlayacak olan da yine Peygamber efendimizin haber verdiği, zaferi müjdelediği BÜYÜK SAVAŞ (MELHAMEİ KÜBRA) olacaktır. Sayın Tayibet Erzen hanım efendi kardeşim, konuyu yine uzattım hatta konuyu başka bir konuya getirdim, belki vaktinizi aldım. Hakkınızı helal ediniz. Asla ülkemizin durumu vahim diye düşünmüyorum, bize şer gelen bir şeyin sonucu hayırlı olabilir, biz bilemiyoruz. Allah'a emanet olunuz. |
Hikmet Güveloğlu
03.05.2017
11:49
| Mehmet BARLAS...ah Mehmet BARLAS ah, zamanında Yeni Şafak Gazetesine gelmişti de diğer emektar muhafazakar yazarlardan iki katı ücret vermişlerdi. Bir kaç yazar bu sebeple işini bırakmıştı. Benim naçizane tavsiyem bir bu adama bir de
Abdurrahman DİLİPAK denen adama iyi davranın....ben hemen tanıyorum, kötü huyum bu benim. Bakın dostlarım ağzını eğip bükerek kelimeleri yuvarlayarak konuşan adamlardan tam tamına abartmıyorum güzel tahminde bulunduğum 15 yazardan 9 u ceza evinde 6 sı geziyor çay içiyor. hamd olsun hiç sektirmedim. Batılı hindir sinsidir yamandır. Senden daha çok Allah diyeni ve kitap yazanı da mevcut. Hani Hz Ömer ra. buda mı demişti ya sahabenin birine ondan sonra feryat edip buda böyle ise Ömerin durumu ne olur demişti. Bir müslümanı ancak ve en kolay Allah ile kandırırsın.
Bence BARLAS yerine daha ilkeli bir yazar tercihi yapılsa ve yazıları irdelense daha iyi olur. saygılarımla |