Terör üçgeni
998 Okunma, 3 Yorum
Ergün Diler - Takvim
Süleyman Karagülle

28/04/2017

1-Terör üçgeni

PYD, YPG ve SDG, bunlar ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’deki terörist yapılanmalarıdır. Doğrudan ABD görevlisi yönetir. Aralarında derin çatışma vardır. Türkiye tarafını iyi seçmelidir. Çok avantajları olacaktır.

- Bugün dünyada yarış vardır. Herkes Sermaye’nin gözüne girerek dünyayı sömürmede ve pay almada. Türkiye dinsizleşirse, İslami terörizmi desteklerse, İran’la arayı açar mezhep kavgalarına girerse  payı büyük olabilir. Durum budur. Türkiye bu fırsattan yararlanmalıdır.

Bu varsayımda iki büyük hata vardır. Biri Sermaye’nin gücünün devam edeceği varsayımıdır. Sermaye yenilecektir. O halde Sermaye’nin yanında yer almak demek yenilecek cephede yer almak demektir. İkinci hata da şudur; Sermaye Türkiye’ye ne kadar güvenir, onu ne kadar büyütür? Türkiye’nin yapısı ve geçmiş uygulamalar göstermiştir ki Türkiye İslamiyet’ten vazgeçmiştir. Sermaye Türkiye’yi yanlarına alsa bile onu yutmak için alır. Bizim yapacağımız Hristiyanlarla bir olup Sermaye’nin ateizmini yenmekten ibarettir. Türkiye tarafsız kalmalı. Yurt içi sorunların altını çizmelidir. Dış siyasette tarafsız ve uzlaştırmacı olmalıdır. İran’la sıkı işbirliği içinde olmalıdır. Güçlü savunma ordusunu oluşturmalıdır.

 

2-Alman savaşı

Almanya Türkiye’de 18 ajan bulunduruyor, bütün operasyonları bunlar yapıyordu. 15 Temmuz’da 18’i de yakalandı. 13 tanesi tahliye edildi. 5’i hala hapiste. Bu sebeple Almanya Türkiye’de olaylar çıkaramıyor, Merkel bunları kurtarmaya geldi. Kurtaramadı. Fransa’da da durum aynı. Hollande başkan olacaktı, genç biriyle ilişkisi ortaya çıktı. Le Pen öne geçti. Avrupa emirlerine girerse yaşatacaklar, girmezse dağıtılacak. Erdoğan Çin’e gidiyor. İngiltere, ABD ve Çin aynı cephede. Türkiye bunlara katılmalı.

-Önce 13 Alman ajanı Almanya adına değil Sermaye adına ajanlık yapmakta idiler. Yakalanma, içerde bırakma Merkel’in onları kurtarma çabası da Sermaye’nin oyunudur. Böylece Türkiye ile Almanya’nın arası açılmaktadır. Fransız liderler Sermaye’nin etkisindedirler. Ancak Fransız halkı Katolik’tir. Katolikler ile Sermaye arasında tarihi husumet vardır. Avrupa Birliğini bundan dolayı kurdular. Bugünkü Papa da Sermaye’nin adamıdır.  Yazarın Çin, ABD ve İngiltere’nin aynı cephededir olması Sermaye’nin oyunudur. Rusya ve Avrupa bir olup savaştıracaklardır. Sermaye üçüncü cihan savaşı çıkarmayı denemektedir. Daha cepheleri oluşturamadı. Türkiye herkesle iyi olmalıdır.  İran’la bir olmalıdır. Üçüncü cihan savaşı çıkmaz.

 

3-Para ve İncirlik

İncirlik Pentagon’dan sonra ABD’nin en büyük merkezi. Aynı zamanda Sermaye’nin Pentagon’la çatışmasında karargah. Sermaye yeni dönemde parasını Ortadoğu’da ve Afrika’da değerlendirecek.

- Biyolojinin kanunu vardır. Sen sağlık tedbirlerini alırsın. Hastalık mikrobu nerden gelirse gelsin, nasıl girerse girsin fark etmez.   Vücut savunma planları yapar ve bekler. Düşman geldiğinde kendini savunur. Hayat böyle devam eder. Bir devlet de ordusunu ve ekonomik yapısını öyle hazırlar ki düşman nereden gelirse gelsin, kim gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin biz hazır olmalıyız.  Düşman ülkeye nasıl saldırmaktadır? a) Teröristlerle b) Birbirimizle kavga ettirerek c) Ekonomik krizlerle d) Komşularımızla aramızı kötü ederek.  Biz bu saldırılara karşı savunmamızı yapmalıyız.

 

4- Kavga çok büyük

ABD Çin'e borçlu. Çin dolarını isteyecek. ABD Sermaye’ye başvuracak ona borçlanacak ve böylece Çin'in alacağı Sermaye’nin alacağı haline gelecek. ABD ve Rusya altın topluyor. ABD’de hazine bakanlığı, para işleri Rothschild Ailesi’ne ait. Pentagon teslim olmak zorunda yahut savaş çıkacak.

- Silah ve dolar çatışmasında dolar hayali bir değer olduğu için daima mağlup olan durumundadır. Ne var ki paranın da orduda ajanları var. Devletin de Sermaye’nin de ortaklığı var.  Merkezde yapılan planlar kolay kolay çalışmaz. Çin bu parayı isteyecek kadar akılsız değildir. Pentagon de bunu ödememesi halinde savaşın çıkmayacağını bilir. Dünyadaki bu kaos devam eder. Çözüm devletlerin altın stokları yapmasında değil, kuyumcular arası altın bononun çıkarılmasıdır. Altını olan konuşur. Para oyunu sona erer.

 

5- Akdeniz

Akdeniz dünyanın merkezi olacak. Savaş Ortadoğu’da ve Akdeniz’de cereyan edecek. Akdeniz’e hakim olan dünyaya hükmedecek.

-  Sermaye bin sene Hristiyanlarla Müslümanları çatıştırdı, dünyayı kendisi yönetti. Birileri galip gelecek zannedildi. Oysa ikisi şimdi dünyada olan güçlerini koruyorlar. Sonra kapitalizm ve sosyalizm çatışması başladı, denge böyle kurulacaktı. Biri hakim olacaktı. İkisi de gücünü kaybetti. Sermaye’nin iki çenesi de dağıldı. Şimdi Sermaye ile yönetim çatışması var. Sermaye yenilecek. İşçilik dönemi bitip, ortaklık dönemi başlayacak. Adil Düzen dünyaya hakim olacak.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

SAVUNMA

Düşman ülkemize nasıl saldırmaktadır?

a)Terörle

b)Birbirimizle kavga ettirerek. 

c)Ekonomik krizlerle

d)Komşularımızla aramızı kötüleştirerek. 

Biz bu saldırılara karşı savunmamızı nasıl yapmalıyız? Düşmanın kim olduğu, ne zaman ve nasıl saldıracağı belli değildir. Biz kendimizi savunmalıyız. Kim,  ne zaman, nereden, nasıl gelirse gelsin savunmaya hazır olmalıyız.

İlker Başbuğ “Harp Akademisi askerlik dışındaki konularla da ilgilenmelidir" dedi. Çünkü savaş bir bütündür. Düşman her yönden saldırır.

Evet, Askerler savunmalarını yaparken Kuran’a kulak vermelidirler. Milli Görüş’e, Akevler’e kulak vermelidirler. Adil Düzen’i öğrenmelidirler. Şimdi dört saldırıya karşı dört savunma taktiğimizi sıralıyorum.

a)Teröristler saldırıyorlar. Bunun için;

1) Ülke dışındaki teröristlerle ilgilenmeliyiz. Ülke içine giren terörist hemen öldürülmelidir.

2) Ülke içinde terörist kalmamalıdır. Ya ölmeli ya teslim da olmalıdır. 

3) Teröristler yüz lojmanlı apartmanlara yerleştirilmelidir. Onlara orada iş verilmeli. Aileleri ile beraber olmalılar. Teröristler dışarı çıkamamalı ama isteyenler oraya girebilmeli, orada kalabilmeli.

4) Hakemlerden oluşan adil yargı sistemi ile teröristlerle mağdurlar arasında bir diyet uygulaması olmalıdır.

 

b)Birbirimizle kavga ettiriyorlar. Bunu önlemek için;

1) Yerinden yönetim sistemi gelmelidir. Ülke yüz ile ayrılmalı. İller bağımsız olmalı. İç güvenliği onlar sağlamalı. Kendi dilleri ile lise eğitimi yapabilmeli. 

2) Hakemlik sistemi getirilmelidir. Hakemlerden birini bir taraf, diğerini diğer taraf seçecek, başhakemi hakemler seçecek. Tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı tüm kurumların üstünde olacaktır. Hakemler de hakemler tarafından denetlenmelidir.

3) Ordu savunma ordusu olmalıdır. 12 bölge merkezinde yerleşmeli, bölge merkez illerinin yönetimi ordulara verilmelidir. Ordu dış savunmaya göre hazırlanmalıdır.  Askerler o bölge illerinden değil başka bölge illerinden gelmeli, ordularını halk seçmeli.

4) Ekseriyet sistemi kalkmalı onun yerine nispi sistem gelmelidir.

 

c) Ekonomik Krizler:

1) Türkiye’de semt kooperatifleri kurulmalıdır. Yüze yakın köy veya semt bir semt kooperatifi kurmalı, kooperatif ürettiği ana malın senedini semt parası olarak kullanmalıdır. Her şeyi bununla almalı, her şeyi bununla satmalıdır.

2) Bucakta buğday bonosu, ilde demir bonosu, ülkede yapı bonosu, insanlıkta altın bonosu para olarak kullanılmalıdır.

3) Halka kişi başına sipariş kredisi olarak buğday bonosu, çalışanlara emeklerine karşılık yapı bonosu, mağazalara mal karşılığı demir bonosu,  tüccarlara diğer bonolar karşılığı altın bonosu verilmelidir.  Para piyasaya böyle çıkarılmalıdır.

4) Faiz yerine selem farkı ve kredileşme hakkı verilmelidir.

 

d) Komşularımızla kötü olmak:

1) Türkiye uluslararası bloklaşmada taraf olamaz. Uzlaştırıcı olarak aracılık yapabilir.  Hakemliği kabul eden devletlerle stratejik ortak olur.

2) Türkiye tek taraflı olarak vizeleri ve gümrükleri kaldırmalıdır. Türklerin de ortak olması ve hiçbir ayrıcalık tanımaması şartı ile herkes Türkiye’ye gelir, doğal kaynaklardan yararlanır. Üretir, ithal ve ihraç edebilir.

3) Komşuların iç işlerine karışılmaz.

4) Mülteci kabul edilmez. İnsana ayrıcalıklar yapılmaz,   sadece muhacir kabul edilir. Muhacirin mallarını devlet satın alır ve geldiği devletten alacaklı olur.  Ayrıca yüz lojmanlı apartmanlarda iskan edilir, çalışarak kiracı olur. 

 

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
30.04.2017
13:38


1967...1968...1969...AKEVLER 51 YILDIR ÇALIŞIYOR...2015...2016...2017

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 912

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 912. Hafta - 29 Nisan 2017 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 912. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASI,ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

PARTI NASIL/NİÇİN KURULACAK?

D E R G İ !

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

‘Yoksa siz… küfrünüze rağmen… güvende misiniz?’

AK Parti her gün uçuruma doğru gitmektedir

Evet, HAK GELİNCE BÂTIL GİDECEKTİR

Reşat Nuri EROL

 

***

 

İSRA SÛRESİ - 18. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ (1) وَآتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِبَنِي إِسْرَائِيلَ أَلَّا تَتَّخِذُوا مِنْ دُونِي وَكِيلًا (2) ذُرِّيَّةَ مَنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ إِنَّهُ كَانَ عَبْدًا شَكُورًا (3) وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا (4) فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولَاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَنَا أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْدًا مَفْعُولًا (5) ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا (6) إِنْ أَحْسَنْتُمْ أَحْسَنْتُمْ لِأَنْفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيرًا (7) عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يَرْحَمَكُمْ وَإِنْ عُدْتُمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ حَصِيرًا (8) إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ يَهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا (9) وَأَنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا (10) وَيَدْعُ الْإِنْسَانُ بِالشَّرِّ دُعَاءَهُ بِالْخَيْرِ وَكَانَ الْإِنْسَانُ عَجُولًا (11) وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ آيَتَيْنِ فَمَحَوْنَا آيَةَ اللَّيْلِ وَجَعَلْنَا آيَةَ النَّهَارِ مُبْصِرَةً لِتَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْ وَلِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ وَكُلَّ شَيْءٍ فَصَّلْنَاهُ تَفْصِيلًا (12) وَكُلَّ إِنْسَانٍ أَلْزَمْنَاهُ طَائِرَهُ فِي عُنُقِهِ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كِتَابًا يَلْقَاهُ مَنْشُورًا (13) اقْرَأْ كِتَابَكَ كَفَى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيبًا (14) مَنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ وَمَنْ ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّى نَبْعَثَ رَسُولًا (15) وَإِذَا أَرَدْنَا أَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُوا فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا (16) وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِنَ الْقُرُونِ مِنْ بَعْدِ نُوحٍ وَكَفَى بِرَبِّكَ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا (17) مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُ فِيهَا مَا نَشَاءُ لِمَنْ نُرِيدُ ثُمَّ جَعَلْنَا لَهُ جَهَنَّمَ يَصْلَاهَا مَذْمُومًا مَدْحُورًا (18) وَمَنْ أَرَادَ الْآخِرَةَ وَسَعَى لَهَا سَعْيَهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَئِكَ كَانَ سَعْيُهُمْ مَشْكُورًا (19) كُلًّا نُمِدُّ هَؤُلَاءِ وَهَؤُلَاءِ مِنْ عَطَاءِ رَبِّكَ وَمَا كَانَ عَطَاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا (20) انْظُرْ كَيْفَ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَلَلْآخِرَةُ أَكْبَرُ دَرَجَاتٍ وَأَكْبَرُ تَفْضِيلًا (21) لَا تَجْعَلْ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ فَتَقْعُدَ مَذْمُومًا مَخْذُولًا (22) وَقَضَى رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَا أُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلًا كَرِيمًا (23) وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا (24) رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمْ إِنْ تَكُونُوا صَالِحِينَ فَإِنَّهُ كَانَ لِلْأَوَّابِينَ غَفُورًا (25) وَآتِ ذَا الْقُرْبَى حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرْ تَبْذِيرًا (26) إِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُوا إِخْوَانَ الشَّيَاطِينِ وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّهِ كَفُورًا (27) وَإِمَّا تُعْرِضَنَّ عَنْهُمُ ابْتِغَاءَ رَحْمَةٍ مِنْ رَبِّكَ تَرْجُوهَا فَقُلْ لَهُمْ قَوْلًا مَيْسُورًا (28) وَلَا تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً إِلَى عُنُقِكَ وَلَا تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَحْسُورًا (29) إِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ إِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا (30) وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ خَشْيَةَ إِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُهُمْ وَإِيَّاكُمْ إِنَّ قَتْلَهُمْ كَانَ خِطْئًا كَبِيرًا (31) وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنَى إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاءَ سَبِيلًا (32) وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَمَنْ قُتِلَ مَظْلُومًا فَقَدْ جَعَلْنَا لِوَلِيِّهِ سُلْطَانًا فَلَا يُسْرِفْ فِي الْقَتْلِ إِنَّهُ كَانَ مَنْصُورًا (33) وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَتِيمِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُوا بِالْعَهْدِ إِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْئُولًا (34) وَأَوْفُوا الْكَيْلَ إِذَا كِلْتُمْ وَزِنُوا بِالْقِسْطَاسِ الْمُسْتَقِيمِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا (35) وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولَئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْئُولًا (36) وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا إِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْأَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولًا (37) كُلُّ ذَلِكَ كَانَ سَيِّئُهُ عِنْدَ رَبِّكَ مَكْرُوهًا (38) ذَلِكَ مِمَّا أَوْحَى إِلَيْكَ رَبُّكَ مِنَ الْحِكْمَةِ وَلَا تَجْعَلْ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ فَتُلْقَى فِي جَهَنَّمَ مَلُومًا مَدْحُورًا (39) أَفَأَصْفَاكُمْ رَبُّكُمْ بِالْبَنِينَ وَاتَّخَذَ مِنَ الْمَلَائِكَةِ إِنَاثًا إِنَّكُمْ لَتَقُولُونَ قَوْلًا عَظِيمًا (40) وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ لِيَذَّكَّرُوا وَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا نُفُورًا (41) قُلْ لَوْ كَانَ مَعَهُ آلِهَةٌ كَمَا يَقُولُونَ إِذًا لَابْتَغَوْا إِلَى ذِي الْعَرْشِ سَبِيلًا (42) سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوًّا كَبِيرًا (43) تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَوَاتُ السَّبْعُ وَالْأَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَإِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ وَلَكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ إِنَّهُ كَانَ حَلِيمًا غَفُورًا (44) وَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ حِجَابًا مَسْتُورًا (45) وَجَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْآنِ وَحْدَهُ وَلَّوْا عَلَى أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا (46) نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَسْتَمِعُونَ بِهِ إِذْ يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ وَإِذْ هُمْ نَجْوَى إِذْ يَقُولُ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا (47) انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا (48) وَقَالُوا أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَئِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا (49) قُلْ كُونُوا حِجَارَةً أَوْ حَدِيدًا (50) أَوْ خَلْقًا مِمَّا يَكْبُرُ فِي صُدُورِكُمْ فَسَيَقُولُونَ مَنْ يُعِيدُنَا قُلِ الَّذِي فَطَرَكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ فَسَيُنْغِضُونَ إِلَيْكَ رُءُوسَهُمْ وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَنْ يَكُونَ قَرِيبًا (51) يَوْمَ يَدْعُوكُمْ فَتَسْتَجِيبُونَ بِحَمْدِهِ وَتَظُنُّونَ إِنْ لَبِثْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا (52) وَقُلْ لِعِبَادِي يَقُولُوا الَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْزَغُ بَيْنَهُمْ إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلْإِنْسَانِ عَدُوًّا مُبِينًا (53) رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِكُمْ إِنْ يَشَأْ يَرْحَمْكُمْ أَوْ إِنْ يَشَأْ يُعَذِّبْكُمْ وَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ وَكِيلًا (54) وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِمَنْ فِي السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَقَدْ فَضَّلْنَا بَعْضَ النَّبِيِّينَ عَلَى بَعْضٍ وَآتَيْنَا دَاوُدَ زَبُورًا (55) قُلِ ادْعُوا الَّذِينَ زَعَمْتُمْ مِنْ دُونِهِ فَلَا يَمْلِكُونَ كَشْفَ الضُّرِّ عَنْكُمْ وَلَا تَحْوِيلًا (56) أُولَئِكَ الَّذِينَ يَدْعُونَ يَبْتَغُونَ إِلَى رَبِّهِمُ الْوَسِيلَةَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ وَيَرْجُونَ رَحْمَتَهُ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحْذُورًا (57) وَإِنْ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَّا نَحْنُ مُهْلِكُوهَا قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ أَوْ مُعَذِّبُوهَا عَذَابًا شَدِيدًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا (58) وَمَا مَنَعَنَا أَنْ نُرْسِلَ بِالْآيَاتِ إِلَّا أَنْ كَذَّبَ بِهَا الْأَوَّلُونَ وَآتَيْنَا ثَمُودَ النَّاقَةَ مُبْصِرَةً فَظَلَمُوا بِهَا وَمَا نُرْسِلُ بِالْآيَاتِ إِلَّا تَخْوِيفًا (59) وَإِذْ قُلْنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِالنَّاسِ وَمَا جَعَلْنَا الرُّؤْيَا الَّتِي أَرَيْنَاكَ إِلَّا فِتْنَةً لِلنَّاسِ وَالشَّجَرَةَ الْمَلْعُونَةَ فِي الْقُرْآنِ وَنُخَوِّفُهُمْ فَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا طُغْيَانًا كَبِيرًا (60) وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ قَالَ أَأَسْجُدُ لِمَنْ خَلَقْتَ طِينًا (61) قَالَ أَرَأَيْتَكَ هَذَا الَّذِي كَرَّمْتَ عَلَيَّ لَئِنْ أَخَّرْتَنِ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لَأَحْتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُ إِلَّا قَلِيلًا (62) قَالَ اذْهَبْ فَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَإِنَّ جَهَنَّمَ جَزَاؤُكُمْ جَزَاءً مَوْفُورًا (63) وَاسْتَفْزِزْ مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَأَجْلِبْ عَلَيْهِمْ بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا (64) إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ وَكَفَى بِرَبِّكَ وَكِيلًا (65) رَبُّكُمُ الَّذِي يُزْجِي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهِ إِنَّهُ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًا (66) وَإِذَا مَسَّكُمُ الضُّرُّ فِي الْبَحْرِ ضَلَّ مَنْ تَدْعُونَ إِلَّا إِيَّاهُ فَلَمَّا نَجَّاكُمْ إِلَى الْبَرِّ أَعْرَضْتُمْ وَكَانَ الْإِنْسَانُ كَفُورًا (67)أَفَأَمِنْتُمْ أَنْ يَخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ الْبَرِّ أَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ وَكِيلًا (68) أَمْ أَمِنْتُمْ أَنْ يُعِيدَكُمْ فِيهِ تَارَةً أُخْرَى فَيُرْسِلَ عَلَيْكُمْ قَاصِفًا مِنَ الرِّيحِ فَيُغْرِقَكُمْ بِمَا كَفَرْتُمْ ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ عَلَيْنَا بِهِ تَبِيعًا (69) وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلًا (70) يَوْمَ نَدْعُو كُلَّ أُنَاسٍ بِإِمَامِهِمْ فَمَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ فَأُولَئِكَ يَقْرَءُونَ كِتَابَهُمْ وَلَا يُظْلَمُونَ فَتِيلًا (71) وَمَنْ كَانَ فِي هَذِهِ أَعْمَى فَهُوَ فِي الْآخِرَةِ أَعْمَى وَأَضَلُّ سَبِيلًا (72) وَإِنْ كَادُوا لَيَفْتِنُونَكَ عَنِ الَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ لِتَفْتَرِيَ عَلَيْنَا غَيْرَهُ وَإِذًا لَاتَّخَذُوكَ خَلِيلًا (73) وَلَوْلَا أَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ إِلَيْهِمْ شَيْئًا قَلِيلًا (74) إِذًا لَأَذَقْنَاكَ ضِعْفَ الْحَيَاةِ وَضِعْفَ الْمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيْنَا نَصِيرًا (75)وَإِنْ كَادُوا لَيَسْتَفِزُّونَكَ مِنَ الْأَرْضِ لِيُخْرِجُوكَ مِنْهَا وَإِذًا لَا يَلْبَثُونَ خِلَافَكَ إِلَّا قَلِيلًا (76) سُنَّةَ مَنْ قَدْ أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنْ رُسُلِنَا وَلَا تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحْوِيلًا (77) أَقِمِ الصَّلَاةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ إِلَى غَسَقِ اللَّيْلِ وَقُرْآنَ الْفَجْرِ إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا (78) وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَى أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا (79) وَقُلْ رَبِّ أَدْخِلْنِي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَأَخْرِجْنِي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ لِي مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانًا نَصِيرنًا (80)

 

***

 

وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا (81) وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ وَلَا يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إِلَّا خَسَارًا (82) وَإِذَا أَنْعَمْنَا عَلَى الْإِنْسَانِ أَعْرَضَ وَنَأَى بِجَانِبِهِ وَإِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ كَانَ يَئُوسًا (83) قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَى شَاكِلَتِهِ فَرَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ أَهْدَى سَبِيلًا (84) وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِلَّا قَلِيلًا (85) وَلَئِنْ شِئْنَا لَنَذْهَبَنَّ بِالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ بِهِ عَلَيْنَا وَكِيلًا (86) إِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ إِنَّ فَضْلَهُ كَانَ عَلَيْكَ كَبِيرًا (87)

 

***

 

وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا (81)

“Ve de ki: Hak ciet etti ve batıl zehuk etti. Batıl zehuk bulunmaktadır.”

... ... ...

...

Reşat Nuri Erol
30.04.2017
13:39

!

... ... ...

...

Hikmet Güveloğlu
03.05.2017
12:02
sayın süleyman hocam..yorum yok sadece...bin selam....azminizi, gayretinizi ve samimiyetinizi takdirle izliyorum. Allah gücünüzü artırsın..Rabbim sonunuzu Cennet eylesin




Sayı: 411 | Tarih: 30.04.2017
Mehmet Barlas
“Tarafsız cumhurbaşkanı” oyunu sonunda perdelerini indi
Göze perde ineli çok oldu
1058 Okunma
6 Yorum
Tayibet Erzen
Ergün Diler
Terör üçgeni
SAVUNMA
998 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Kutlu Doğum Haftası'nı hararetle savunuyorum
Şeytan’ın oyuncağı olmak
870 Okunma
6 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
İslâmcılığı gösteriyorlar ama hedef İslâmî omurganın çö
PAÇALARI TUTUŞTU AMA KİMİN?
836 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler