28/04/2017
1-Terör üçgeni
PYD, YPG ve SDG, bunlar ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’deki terörist yapılanmalarıdır. Doğrudan ABD görevlisi yönetir. Aralarında derin çatışma vardır. Türkiye tarafını iyi seçmelidir. Çok avantajları olacaktır.
- Bugün dünyada yarış vardır. Herkes Sermaye’nin gözüne girerek dünyayı sömürmede ve pay almada. Türkiye dinsizleşirse, İslami terörizmi desteklerse, İran’la arayı açar mezhep kavgalarına girerse payı büyük olabilir. Durum budur. Türkiye bu fırsattan yararlanmalıdır.
Bu varsayımda iki büyük hata vardır. Biri Sermaye’nin gücünün devam edeceği varsayımıdır. Sermaye yenilecektir. O halde Sermaye’nin yanında yer almak demek yenilecek cephede yer almak demektir. İkinci hata da şudur; Sermaye Türkiye’ye ne kadar güvenir, onu ne kadar büyütür? Türkiye’nin yapısı ve geçmiş uygulamalar göstermiştir ki Türkiye İslamiyet’ten vazgeçmiştir. Sermaye Türkiye’yi yanlarına alsa bile onu yutmak için alır. Bizim yapacağımız Hristiyanlarla bir olup Sermaye’nin ateizmini yenmekten ibarettir. Türkiye tarafsız kalmalı. Yurt içi sorunların altını çizmelidir. Dış siyasette tarafsız ve uzlaştırmacı olmalıdır. İran’la sıkı işbirliği içinde olmalıdır. Güçlü savunma ordusunu oluşturmalıdır.
2-Alman savaşı
Almanya Türkiye’de 18 ajan bulunduruyor, bütün operasyonları bunlar yapıyordu. 15 Temmuz’da 18’i de yakalandı. 13 tanesi tahliye edildi. 5’i hala hapiste. Bu sebeple Almanya Türkiye’de olaylar çıkaramıyor, Merkel bunları kurtarmaya geldi. Kurtaramadı. Fransa’da da durum aynı. Hollande başkan olacaktı, genç biriyle ilişkisi ortaya çıktı. Le Pen öne geçti. Avrupa emirlerine girerse yaşatacaklar, girmezse dağıtılacak. Erdoğan Çin’e gidiyor. İngiltere, ABD ve Çin aynı cephede. Türkiye bunlara katılmalı.
-Önce 13 Alman ajanı Almanya adına değil Sermaye adına ajanlık yapmakta idiler. Yakalanma, içerde bırakma Merkel’in onları kurtarma çabası da Sermaye’nin oyunudur. Böylece Türkiye ile Almanya’nın arası açılmaktadır. Fransız liderler Sermaye’nin etkisindedirler. Ancak Fransız halkı Katolik’tir. Katolikler ile Sermaye arasında tarihi husumet vardır. Avrupa Birliğini bundan dolayı kurdular. Bugünkü Papa da Sermaye’nin adamıdır. Yazarın Çin, ABD ve İngiltere’nin aynı cephededir olması Sermaye’nin oyunudur. Rusya ve Avrupa bir olup savaştıracaklardır. Sermaye üçüncü cihan savaşı çıkarmayı denemektedir. Daha cepheleri oluşturamadı. Türkiye herkesle iyi olmalıdır. İran’la bir olmalıdır. Üçüncü cihan savaşı çıkmaz.
3-Para ve İncirlik
İncirlik Pentagon’dan sonra ABD’nin en büyük merkezi. Aynı zamanda Sermaye’nin Pentagon’la çatışmasında karargah. Sermaye yeni dönemde parasını Ortadoğu’da ve Afrika’da değerlendirecek.
- Biyolojinin kanunu vardır. Sen sağlık tedbirlerini alırsın. Hastalık mikrobu nerden gelirse gelsin, nasıl girerse girsin fark etmez. Vücut savunma planları yapar ve bekler. Düşman geldiğinde kendini savunur. Hayat böyle devam eder. Bir devlet de ordusunu ve ekonomik yapısını öyle hazırlar ki düşman nereden gelirse gelsin, kim gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin biz hazır olmalıyız. Düşman ülkeye nasıl saldırmaktadır? a) Teröristlerle b) Birbirimizle kavga ettirerek c) Ekonomik krizlerle d) Komşularımızla aramızı kötü ederek. Biz bu saldırılara karşı savunmamızı yapmalıyız.
4- Kavga çok büyük
ABD Çin'e borçlu. Çin dolarını isteyecek. ABD Sermaye’ye başvuracak ona borçlanacak ve böylece Çin'in alacağı Sermaye’nin alacağı haline gelecek. ABD ve Rusya altın topluyor. ABD’de hazine bakanlığı, para işleri Rothschild Ailesi’ne ait. Pentagon teslim olmak zorunda yahut savaş çıkacak.
- Silah ve dolar çatışmasında dolar hayali bir değer olduğu için daima mağlup olan durumundadır. Ne var ki paranın da orduda ajanları var. Devletin de Sermaye’nin de ortaklığı var. Merkezde yapılan planlar kolay kolay çalışmaz. Çin bu parayı isteyecek kadar akılsız değildir. Pentagon de bunu ödememesi halinde savaşın çıkmayacağını bilir. Dünyadaki bu kaos devam eder. Çözüm devletlerin altın stokları yapmasında değil, kuyumcular arası altın bononun çıkarılmasıdır. Altını olan konuşur. Para oyunu sona erer.
5- Akdeniz
Akdeniz dünyanın merkezi olacak. Savaş Ortadoğu’da ve Akdeniz’de cereyan edecek. Akdeniz’e hakim olan dünyaya hükmedecek.
- Sermaye bin sene Hristiyanlarla Müslümanları çatıştırdı, dünyayı kendisi yönetti. Birileri galip gelecek zannedildi. Oysa ikisi şimdi dünyada olan güçlerini koruyorlar. Sonra kapitalizm ve sosyalizm çatışması başladı, denge böyle kurulacaktı. Biri hakim olacaktı. İkisi de gücünü kaybetti. Sermaye’nin iki çenesi de dağıldı. Şimdi Sermaye ile yönetim çatışması var. Sermaye yenilecek. İşçilik dönemi bitip, ortaklık dönemi başlayacak. Adil Düzen dünyaya hakim olacak.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
SAVUNMA
Düşman ülkemize nasıl saldırmaktadır?
a)Terörle
b)Birbirimizle kavga ettirerek.
c)Ekonomik krizlerle
d)Komşularımızla aramızı kötüleştirerek.
Biz bu saldırılara karşı savunmamızı nasıl yapmalıyız? Düşmanın kim olduğu, ne zaman ve nasıl saldıracağı belli değildir. Biz kendimizi savunmalıyız. Kim, ne zaman, nereden, nasıl gelirse gelsin savunmaya hazır olmalıyız.
İlker Başbuğ “Harp Akademisi askerlik dışındaki konularla da ilgilenmelidir" dedi. Çünkü savaş bir bütündür. Düşman her yönden saldırır.
Evet, Askerler savunmalarını yaparken Kuran’a kulak vermelidirler. Milli Görüş’e, Akevler’e kulak vermelidirler. Adil Düzen’i öğrenmelidirler. Şimdi dört saldırıya karşı dört savunma taktiğimizi sıralıyorum.
a)Teröristler saldırıyorlar. Bunun için;
1) Ülke dışındaki teröristlerle ilgilenmeliyiz. Ülke içine giren terörist hemen öldürülmelidir.
2) Ülke içinde terörist kalmamalıdır. Ya ölmeli ya teslim da olmalıdır.
3) Teröristler yüz lojmanlı apartmanlara yerleştirilmelidir. Onlara orada iş verilmeli. Aileleri ile beraber olmalılar. Teröristler dışarı çıkamamalı ama isteyenler oraya girebilmeli, orada kalabilmeli.
4) Hakemlerden oluşan adil yargı sistemi ile teröristlerle mağdurlar arasında bir diyet uygulaması olmalıdır.
b)Birbirimizle kavga ettiriyorlar. Bunu önlemek için;
1) Yerinden yönetim sistemi gelmelidir. Ülke yüz ile ayrılmalı. İller bağımsız olmalı. İç güvenliği onlar sağlamalı. Kendi dilleri ile lise eğitimi yapabilmeli.
2) Hakemlik sistemi getirilmelidir. Hakemlerden birini bir taraf, diğerini diğer taraf seçecek, başhakemi hakemler seçecek. Tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı tüm kurumların üstünde olacaktır. Hakemler de hakemler tarafından denetlenmelidir.
3) Ordu savunma ordusu olmalıdır. 12 bölge merkezinde yerleşmeli, bölge merkez illerinin yönetimi ordulara verilmelidir. Ordu dış savunmaya göre hazırlanmalıdır. Askerler o bölge illerinden değil başka bölge illerinden gelmeli, ordularını halk seçmeli.
4) Ekseriyet sistemi kalkmalı onun yerine nispi sistem gelmelidir.
c) Ekonomik Krizler:
1) Türkiye’de semt kooperatifleri kurulmalıdır. Yüze yakın köy veya semt bir semt kooperatifi kurmalı, kooperatif ürettiği ana malın senedini semt parası olarak kullanmalıdır. Her şeyi bununla almalı, her şeyi bununla satmalıdır.
2) Bucakta buğday bonosu, ilde demir bonosu, ülkede yapı bonosu, insanlıkta altın bonosu para olarak kullanılmalıdır.
3) Halka kişi başına sipariş kredisi olarak buğday bonosu, çalışanlara emeklerine karşılık yapı bonosu, mağazalara mal karşılığı demir bonosu, tüccarlara diğer bonolar karşılığı altın bonosu verilmelidir. Para piyasaya böyle çıkarılmalıdır.
4) Faiz yerine selem farkı ve kredileşme hakkı verilmelidir.
d) Komşularımızla kötü olmak:
1) Türkiye uluslararası bloklaşmada taraf olamaz. Uzlaştırıcı olarak aracılık yapabilir. Hakemliği kabul eden devletlerle stratejik ortak olur.
2) Türkiye tek taraflı olarak vizeleri ve gümrükleri kaldırmalıdır. Türklerin de ortak olması ve hiçbir ayrıcalık tanımaması şartı ile herkes Türkiye’ye gelir, doğal kaynaklardan yararlanır. Üretir, ithal ve ihraç edebilir.
3) Komşuların iç işlerine karışılmaz.
4) Mülteci kabul edilmez. İnsana ayrıcalıklar yapılmaz, sadece muhacir kabul edilir. Muhacirin mallarını devlet satın alır ve geldiği devletten alacaklı olur. Ayrıca yüz lojmanlı apartmanlarda iskan edilir, çalışarak kiracı olur.