12.03.2017
Avusturya, Almanya, İsviçre'den sonra Hollanda da, bu ülkede yaşayan Türklere dönük referandum mitingini yasakladı. Mitinge katılacak Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rotterdam'a gelişi de bir nevi engellendi.
Hollanda kamu yayın kuruluşu NOS TV'ye göre, Hollanda hükümeti, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağının iniş iznini iptal etti.
Saçma gerekçe
Almanya hükümet sözcüleri bu ülkedeki yasaklama kararının gerekçesini "Türkiye'deki siyasal gerginlikleri Almanya'ya taşımayın" şeklinde bir ifade ile bu ülkedeki 1.4 milyon Türk seçmene duyurmuştu. İsviçre'nin veya Hollanda'nın yasaklama kararlarında da bu gerekçenin bulunduğunu varsaymak, mantığa uygun olur.
İletişim çağı
Bu mantık acaba günümüzün iletişim dünyası için ne kadar doğru olabilir ki? Dünyanın en uzak köşelerindeki gelişmelerin televizyon ekranlarından canlı olarak izlenebildiği, tüm bu gelişmeler karşısındaki olumlu ve olumsuz tepkilerin sosyal medya aracılığı ile duyurulduğu bir çağda, Avrupa ülkelerinde yaşayan ve çalışan Türklerin kendi ülkelerindeki önemli gelişmelerden kopuk olmaları mümkün müdür?
Tamamı http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2017/03/12/akilsiz-avrupalilara-en-iyi-cevap-evet-olacak
Yorum:
Düşler ülkesi
İyi ki yönetim şeklimiz monarşi değil. Düşünün bir kere. Ya ülkemizde Kral veya Kraliçe olsaydı, bizim seçim şansımız olmasaydı, onların keyiflerine göre yaşasaydık, ne yapardık?
İyi ki cumhuriyet ile yönetiyoruz, iyi ki seçme hakkımız var, iyi ki fikrimizi özgürce söyleyebiliyoruz, iyi ki tercihlerimiz sebebiyle ’aptal’ veya ‘hain’ olarak nitelendirilmiyoruz.
Ya sadece adı ‘seçim’ olan, aslında tek sonuca koşullanmış bir demokrasi(!) sürecine tabi tutulsaydık ve bu şartlar bile bize nimet paketiyle süslenmiş olarak sunulsa ve minnet borcu altında ezilmemiz beklenseydi, o zaman nasıl yaşardık?
Bize ne canım bu sorulardan. Bunları o ülkelerde yaşayanlar düşünsün, biz elimizdekinin kıymetini bilelim ve ülkemizde mutlu, memnun ve huzurlu olarak yaşamaya devam edelim.
İyi uykular!