16.11.2016
Bitmez tükenmez Anayasa tartışmalarımızda gelinen noktayı Başbakan Binali Yıldırım dünkü AK Parti grup toplantısında şöyle özetledi:
-... Hükümet sistemi değişikliği ile sınırlı bir anayasa değişikliği konusunu, yüce Meclis'e getirmeye karar verdik. Bundan sonra karar yüce milletindir...
Anayasa değiştirmenin bu kadar zor ve Anayasayı feshetmenin çok kolay olduğu bir ülkede yaşadığımızı hiç unutmayalım. Örneğin 12 Mart 1971 darbesinde Anayasa değiştirmenin ne kadar kolay olduğu görülmüştür. Buna karşı 1980'in 12 Eylül askeri müdahalesinde de 1961 Anayasası feshedilmiş ama Anayasa Mahkemesi kalmıştır.
Katı olanlar
"Genel hukuk kültürü"nde, anayasalar "Yumuşak" ve "Katı" diye iki kategoride ele alınabilir. Yumuşak anayasalar (Flexible), her dönemde, kolayca değiştirilebilir... Katı anayasalar (Rigid) ise, zor yöntemlerle değiştirilebilir. Anayasa değişikliğine ilişkin şu kurallar da anayasaları katılaştırır:
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2016/11/16/hem-yumusak-hem-de-kati-anayasalar-vardir
Yorum:
Hatice varken neticeye mi bakılır?
İnsan başlığı okurken şarküteri reyonunda peynir seçer gibi hissediyor kendini. “Ben şahsen otlu severim.” deyip geçesim var ama malum, bürokrasi. Bu yazı yazılacak.
Detaylarda boğulan bir millet olarak, asıl mevzuyu kaçırmakla muzdaribiz hep. Mevcut yasayı korumak, yasanın kendisinden, yapılış nedeninden, uygulama alanından, içeriğinden çok daha öne geçmektedir çoğu zaman. Bir kuralın neden konduğu, onun yasa haline neden getirildiği gerçeği o kadar önemsiz hatta düşünülmez olur ki, belli bir süre sonra insan eliyle yapıldığı bile unutulur ve zaten baştan beri varmış muamelesi görür, dokunulmazlık kazanır.
Bu, işin bir ucu. Bir de diğer ucu var ki o da dengesizlikte bundan aşağı değil. Şöyle ki; bir icraat için yasa engeline takılıyorsunuz ancak kendinizce kanaat getirmişsiniz ki bu icraat çok önemli ve yapılmalı. O zaman bir gecede sabun kaydırır gibi geçiriyorsunuz yasayı. Al sana esneklik. Kim demiş kurallar katıdır, yasalar bakidir diye?
Bunun bir ortası yok. Yasaları hazırlayacak, düzenleyecek ve yorumlayacak alimlerden oluşmuş bir komisyonumuz yok. Yasalar; ithal ve uygunsuz, ezbere ve üstünkörü. En önemlisi uygulanabilirliği tartışmaya açık değil. Bir kere bunun aşılması lazım. Madem bu yasalar halkın yaşamına hizmet için yapılıyor o zaman bırakalım da işe yarasınlar. Onları koymayı da değiştirmeyi de belirlenmiş kriterlere bırakalım ve bu kriterler değişmedikçe de onlara uyalım.