Demokrasi sorunlarımızın dört temel kaynağı şunlardır:
1) Mustafa Kemal Atatürk, Endüstri Devrimi’ni kaçırdığı için çöken ve istila edilen Osmanlı’nın işgalci güçlerine, Batı’dan gelen Yunan’a, Doğu’dan saldıran Ermenilere, içerdeki isyancılara karşı Kurtuluş Savaşı’nı, feodal bir din/tarım imparatorluğu olan Osmanlı toplumunun kılıç artığı kalıntılarıyla yaptı ve kazandı...
Toplumu ileri taşımak için çağdaş bir devlet biçimi olan Cumhuriyeti de, Endüstri Devrimini kaçırdığı için çağdaşlaşamamış olan bu toplumsal taban üzerine kurdu:
Feodal din/tarım imparatorluğu yapısında geri kalmış olan bu toplumsal doku, Cumhuriyet’e ve Demokrasiye hazır ve uygun değildi; Atatürk Devrimleri bu toplumsal yapıyı çağdaşlaştırmak için yapıldı.
2) Çok Partili Düzen’e geçip Atatürk Devrimlerini, taçlandırmak isteyen ve dünyada eşi olmadık biçimde Tek Adam’ken, seçim yapıp, iktidarı muhalefete teslim edenİsmet İnönü, bu adımı, toplumda Demokrasiyi yaşatacak olan çağdaş sınıflar henüz oluşmadan atmıştı.
Türkiye Çok Partili Düzen’e geçtiği sırada, Demokrasiyi dünyada kuran veyaşatan sermaye sınıfı da işçi sınıfı da ülkede yeterince gelişmemişti.
3) 1950’de İsmet Paşa’nın kurduğu Çok Partili Düzen ile iktidara gelen Demokrat Parti, toprak ağalarının kurduğu bir din/tarım toplumu partisiydi.
İktidarda, demokrasiyi ve özgürlükleri geliştiren değil, “çoğunluk diktatörlüğü olarak” din ekseninde yozlaştırmayı hedefleyen politikalara ağırlık verdi.
4) 1950’de başlayan Çok Partili Düzen, esas olarak, sağ iktidarların “Demokrasieşittir, çoğunluk yönetimi” saptırması ve askeri darbelerin baskıları ile bugünlere geldi.
Zaman içindeki ekonomik büyümenin ortaya çıkardığı sınıfsal gelişmelersonunda oluşan her türlü demokratik ve özgürlükçü akım, sağ iktidarlar ve askeri darbeler tarafından bastırıldı; ideolojik olarak topluma sürekli bir biçimde dinci/ırkçı siyaset pompalandı.
***
Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün toplumu çağdaşlaştıran,demokratikleştiren siyasal atılımları, İNSANLIK TARİHİNE, İNSANLIĞIN GELİŞMESİNE UYGUN oldukları için...
Bunların, toplumsal yapının çok ilerisinde olmasına karşın...
Üstelik sağ siyaset ve askeri darbelerle yolları kesildiği halde...
Zaman içinde başarıya doğru gidiyor.
Eninde sonunda bu atılımlar mutlaka başarıya ulaşacak, Türkiye’de Demokrasi ve İnsan Haklarına dayalı düzen kazanacaktır...
Çünkü insanlığın tarihsel gelişme çizgisi bu yöndedir!
Anlayış
Halkın bu devrimlere hazır olmadığı ve bunun din ile yozlaştırılması fikri son derece yanlış ve haksız bir anlayış. Devrimler yapıldı ve bunun için bir süreç gerekli. Bu süreçte halk ve yönetim özgür bırakılıp, din ekseninden uzaklaştırma çaba ve oyunları olmamış olsaydı belki de sistem ve düzenin yerleşmesi daha kolay ve çabuk olurdu.
Türkiye’de demokrasi ve insan haklarına dayalı düzen kazanacaktır elbette. Ama siz istemeseniz de bu düzen Kuran düzeni olacaktır. Çünkü dünyada başarılı tek adil düzen, İlahi Kuran Düzenidir.