İnsansız Şehir ve Şehirsiz İnsan’la nereye kadar?
Yusuf Kaplan
26 Eylül 2016
Önümüzdeki 10 yılda gelecek 100 yılın tohumlarını ekemezsek, yok oluruz, demiştim.
Başta eğitim olmak üzere, fikir, sanat, kültür, medya ve gençlik'te medeniyet dinamiklerimiz ekseninde devrim yapamazsak, yaptığımız maddî atılımların hepsi boşa gider; geleceğe emin adımlarla yürümeyi geçtim, varlığımızı sürdürebilmemiz de tehlikeye girer.
Bu arada umudunu bize bağlayan mazlum ümmetin umutları da suya düşer.
Medeniyetler, şehirlerde yeşerir.
Bütün peygamberler, şehirlere gönderilmiştir. Bu mesele üzerinde derinlemesine kafa yormak zorundayız.
İlkemiz şu olmalı burada: Din, mekke'de hayat bulur; medine'de hayat sunar; medeniyet sürecinde de hayat sunar bütün insanlığa ve varlığa...
Bu yazıda hem seküler kent fikri hem de Müslüman şehir / medine tasavvuru konusunda bir iki cümle kurmak niyetindeyim.
………………..
MÜSLÜMAN ŞEHİRLER İNŞA EDEMEDİĞİMİZ SÜRECE....
İşte bu nedenledir ki, bugüne kadar farklı dinlere, kültürlere ve inançlara mensup toplulukların bir arada, sulh ve bütünleşme ortamı içinde yaşayabildikleri şehirleri Müslümanlar inşa etmiştir yalnızca.
Sözgelişi, Osmanlı İstanbul'unun, Kudüs'ün, Saraybosna'nın, Üsküp'ün, Kurtuba'nın, Kahire'nin, Bağdat'ın ve Şam'ın benzerleri başka medeniyetlerde görülememiştir. Farklılıkların tecrübe edilebildiği, farklılıklardan yararlanılabilen, farklılıkların farklılıklarını zenginlik ve derinlik olarak sunabildikleri şehirler yalnızca Müslüman şehirler olmuştur.
Ancak bugün Müslüman şehirler ne yazık ki, varlıklarını, canlılıklarını sürdürebilecek bir medeniyet ruhuna, medeniyet bilincine ve medeniyet iddialarına sahip olmaktan uzak oldukları için can çekişiyorlar.
Özetle, yeniden Müslüman şehirler inşa edemediğimiz sürece, dünyaya insana dair hiçbir şey söyleyemeyeceğimizi, yeniden ve taze ruh üfleyecek şekilde yenilenerek gelemeyeceğimizi iyi bilelim, derim. Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/insansiz-sehir-ve-sehirsiz-insanla-nereye-kadar-2032060
yorum;
Müslüman şehirler geliyor mu ?
Yazarımız Yusuf kaplan Müslüman şehirler inşa etmekten
Bahsediyor iyi de ediyor.
Ama işin nasılına geldiği zaman yine yuvarlak laflarla konuyu Sulandırıyor.
Bugün de 30 yıl önce de Türkiye’de ve hatta dünyada
müslüman şehir konusunda 50 yıldır çalışan başka
bir kadro bilmiyoruz.
İşin temeli birey ve içtihattan başlıyor.
Her Müslüman kendi hayatı için bir karar aldığında Zaten içtihat ediyor.
Ama bir şehir kurma toplum oluşturmaya gelince
Burada devreye dört delil ve peygamber varisi alimlerin
İçtihatlar yapmaları giriyor.
Dolayısıyla da farklı Müslüman şehirler ve farklı mezhepler.
İşte bu mübarek-bereketli ilim adamları 1967 yılında Allah(CC)
tarafından İzmir’ de bir araya getiriliyor ve Akevler Kredi ve Yardımlaşma
Kooperatifini kuruyorlar.
Kooperatif çalıştıkça binanın projesi de belirginleşmeye başlıyor.
Kritik tarih 1985 ve olay Süleyman Akdemir’in “Ceza hukukunda mağdurun korunması”tezi.
Tezi İstanbul’a getirirken Altınoluk’ta merhum Erbakan hocamıza uğramalar 6 yıllık
hafta sonu çalışmaları ve Siyasi Akileler fikrinin geliştirilmesi
ve Adil Düzen’in oluşumu.
1987 de seçimlerde bunun ilanı Refah Partisinin yükselişi ve Ak Parti
tecrübesi ve bugünlerin gelişi.
Yazarımızla Süleyman Karagülle hocamız bugün bu konuda ittifak ettiler ki
müslüman bir bucak-şehir oluşmadan kurulacak her oluşum devleşip
işlevsiz olmaya mahkum.
Yazarımızla artık bu konuda ittifak etmişken, Akevler Adil Düzen çalışanlarına
katılarak bu işe ivme kazandırmasını talep ediyoruz vesselam…