Sayın Barlas’ın bu hafta da yazısı yok. Sanırım bu durumda bize de başka yazar yolu görünüyor. Bakalım, hayırlısı.
Yorum:
Çerez
Ara ara servis edilen haberler vardır. Ben onlara ‘çerez’ diyorum. Hani misafirlikte önüne koyarlar ya oyalan diye, işte onlardan. Çitletir de çitletirsin, başka bir şey düşünmeden tabağını boşaltmaya odaklanırsın. Ne ye gerekse bu konsantrasyon? Tuhaf!
İşte bu kabil, insanları oyalayıp başka şeyler düşünmelerini engellemek için veya belli konuları kurcalamak için basın yoluyla hipnoz girişimleri yapılır. Geçtiğimiz hafta bir hemşireye yapılan saldırıyı da ben bu kategorideki haberlere koyuyorum.
Kim tarafından, her ne amaçla yapılırsa yapılsın ancak ve ancak kınanması gereken bu davranışları elbette ki onaylamıyorum, aynen kınıyorum. Buraya kadar tamamız.
Tamamlanamadığımız yer ise hep aynı frekanstan aynı şarkının dinlenmesinde.
Arkadaşım, bin tane istasyon var. Sen niye hep aynı nağmedesin?
Hele bak bir etrafına bıkmadın mı, sıkılmadın mı?
Sana AVM’lerde saldırıya uğrayan tesettürlü bayanlardan, minibüslerde sırf mesture diye yanında oturulmayan genç kızlardan, temizlikçi kadından öteye rol biçilmeyen oyunculardan dem vuran oldu mu hiç?
Olmaz, olmasın da zaten. Ne de olsa siyahın binlerce tonu yok, hepsi alaca karanlık.
Bunca karanlıkta sen tek mumun olan aklını da basının yeline kaptırırsan, tam da Sermaye’nin istediği gibi böyle çoktan seçmeli haberlerle yanlı hümanist olur, kendini sokakta şortlu eylem yaparken bulursun. Yapma!
Geçtiğimiz yıllara nazaran dış cephe takıntılarını bir hayli aşmış güzel ülkemin maalesef ki, çok daha ciddi sorunları var. Ne olur oyuna gelmeyelim, bu elzem meselelere odaklanalım. Biz bir şey yapmıyorsak bile, en azından uyanık halde kalıp, iş yapması gerekenlerin uyumamalarını sağlayalım.