24.09.2016
AHMET Altan'ı gözaltına aldılar.
Günlerce gözaltında tuttular ve sorguladılar.
*
Altan’ı suçladıkları esas konu şuydu:
Subliminal darbe mesajı vermek...
*
Sonuç?
Adli kontrolle serbest bıraktılar.
*
Sonra?
Aradan sadece birkaç saat geçti.
Ve akılları başlarına geliverdi.
*
“Pardon! Pardon!” diyerek...
“Bu adamın asıl suçu subliminal değilmiş” diyerek...
“Bu adam Fetullah’ın kumpaslarının gazetesini çıkarmış” diyerek...
“Biz yanlış yapmışız, dalmışız” falan diyerek...
Ahmet Altan’ı yeniden gözaltına aldılar.
Ardından da tutukladılar.
*
Var ya...
Eğer FETÖ soruşturmaları, bu türden laçkalıklarla yürütülüyorsa...
Vay halimize!
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Sermaye’yi ilah edinmek
Hukukun bazı ilkeleri vardır. Bunlardan biri “beraat-i zimmet asıldır” ilkesidir. Bir insan aslen suçsuzdur. Suçu ispatlanana kadar cezalandırılamaz.
Günümüz hukuk sistemlerindeki dejenerasyon ve Sermaye’nin oyunları ile bu ilke ayaklar altına alınmıştır. Bugünkü ilke “suçluluk asıldır” ilkesidir. Bir insan suçsuz olduğunu ispat edemedikçe suçludur. Suçsuzluğu ispatlanana kadar hapislerde süründürülür.
İslamiyet’te birisine suç isnad eden dört şahit (bilirkişi, dedektif) getirmedikçe isnad ettiği suçun cezasının % 80’ini alır.
Günümüz laçkalaşmış hukuk sisteminde herhangi birisi adını bile vermeden birisine suç isnad eder. Suç isnad edilen açığa alınır ya da hapse atılır. Suçsuzluğunu ispat etmesi istenir. Zaten olmayan bir şeyi ispat edemeyeceği için hapislerde sürünür.
İnanılmaz bir akıl tutulması yaşanıyor. Kuran ehli olduğunu iddia edenler hatta bunun ilmini yaptığını iddia edenler Kuran ile hayatı bir araya getirmiyorlar, getiremiyorlar. Sermaye ilahları olmuş. O ne isterse onu yapıyorlar. Kuran’a gelin diyenlere ise sofistiksiniz diyorlar. Kuran’ın emirlerini hayal sanıyorlar. Kuran’a iman ettiklerini söylüyorlar ama bilinçaltlarında Sermaye’ye ve onun düzenine iman etmişler, onu ilahları yapmış, bu şekilde yaşıyorlar.
Maalesef durum bundan ibaret.