İslâm, tek vazgeçilemezimiz olmazsa, varlığımızı bile sürdüremeyiz!
Yusuf Kaplan
28 Ağustos 2016
15 Temmuz'un ne olduğunu, nasıl bir şey yaşadığımızı kavramakta zorlanıyoruz.
15 Temmuz, darbe filan değildir; İslâm'a karşı “içerden” gerçekleştirilen çok yönlü küresel bir saldırıdır.
Yani: İslâm'ın, tarih yapıcı bir aktör olarak yeniden tarih sahnesine çıkmasını durdurmayı amaçlayan, hedef yaptıran, sağ gösterip sol vuran, kafa karıştıran postmodern bir saldırıdır 15 Temmuz.
BİZİM TRAJEDİMİZ: ÇAĞ'I DA, KENDİ'Nİ DE TANIYAMAMAK!
……….
İSLÂM'IN TEK VAZGEÇİLEMEZİMİZ OLMASI İÇİN CEMAATLERE DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLER
Oysa üzerinde kafa yormamız gereken mesele şu: Eğer bir 15 Temmuz ruhu varsa, bu ruhun, İslâm'ı bizim tek vazgeçilemezimiz katına nasıl yükseltebileceği meselesine odaklanmaktır.
Altını çizerek herkesi uyarıyorum: Yapılmak istenen şey, FETÖ'yü bahane ederek, görünüşte cemaatlere vurmak ama gerçekte bu toplumun bin yıllık İslâmî ruh köklerini kurutmaktır.
İşte burada İslâmî cemaatlere çok büyük görevler düşüyor. Bunları kısaca şöyle özetleyeyim burada:
1-Cemaatler, cemaati değil cemiyeti düşünmeli.
2-Cemaatler, bu toplumda İslâm'ın tek vazgeçilemezimiz olduğugerçeğini hayata geçirecek şekilde toplumu yeniden Müslümanlaştıracak uzun bir yolculuğa çıkmalı.
3-Cemaatler, yeni Gazâlî'ler, Râzî'ler, Rabbânî'ler, Sinan'lar, Itrî'ler yetiştirecek bir ilim, irfan ve hikmet yolculuğuna, geleceğimizi kuracak köklü bir maarif seferberliğine soyunmalı...
Laik bir devlet'te, İslâm'ın önünü açacak şey, devlet değil; hatalarını gözden geçiren, birbirlerinin ve toplumun önünü açacak, yeniden tarih yapacak İslâmî cemaatlerdir.
Ancak o zaman İslâm yeniden tek vazgeçilemezimiz katına yükselebilir.Eğer İslâm, yeniden tek vazgeçilemezimiz katına yükseltilemezse, bu gidişle, bu topraklardaki varlığımızı koruyabilmemiz bile tehlikeye girer... Benden hatırlatması...
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/isl%C3%A2m-tek-vazgecilemezimiz-olmazsa-varligimizi-bile-surduremeyiz-2031479
yorum;
Çağın firavunu sömürü sermayesi ise Musa(AS)’sı da Akevlerdir…
Yazarımız Yusuf Kaplan kendince tehlike ve çözümleri
sıralamaya devam ediyor.
Fakat anlamak mümkün değil çünkü çok entelektüel bir dille yazıyor.
Buradan da şunu anlayabiliriz ki yukarılara
seslenerek çözümü oralarda arıyor.
Halbuki Allah-u teala peygamberleri halkın içindeki
insanlardan seçip göndermiştir.
Çünkü çözümler halka dayalı olsun istenmiştir.Muradı ilahi.
Kitaplarını da o yüzden halkın diliyle göndermiştir.
Kuran’da adı ve mücadelesi ve adı en çok geçen peygamber
Musa aleyhisselamdır.
Kurandan sonra kitap gelmeyeceğine ve bundan sonra
insanlığın binlerce yıllık problemlerini Kuran çözeceğine göre
bizler her zaman firavunları ve Musa’ları iyi teşhis etmeli
ve çözümlerimizi de bu şablona göre oluşturmalıyız.
Çağımızın firavunu sömürü sermayesidir ve bu bir heyettir.
Buna mukabil Musa’sı da bir heyet olmak durumundadır.
Ve çözümlerde bunlar, peygamber varisi alimler heyeti
tarafından ortaya konmalıdır.
Konulmuştur da-cemaatler çözümü de dahil- ama henüz bunu parti programı yapacak
yeni bir resul-2.Erbakan gelmemiştir.
Önce halklar; Akevler ve merhum Erbakan hocamızın müştereken
oluşturdukları, Adil Düzene göre kooperatifler kurarak örgütlenecek,
sosyal ve ekonomik laboratuvarlarını kurmak suretiyle bucak bazında(takribi
5000 kişilik mahalli birimde )problemlerini çözecek ve bunları da Türk halklarına
yaparak gösterecek ve halk akın akın bu çözümleri uygulamaya başlayacak,
işte o zaman içlerinde birini süzüp çıkararak çağın Musa’sı olarak
İnsanlığa göndereceklerdir inşallah…
Yazarımız ve refiklerini de, 50 yıldır çalışan ve bunları www.akevler.org da yayınlayan, Akevler Adil Düzen çalışanları kervanına katılmaya ve bu oluşumun hızlanmasına vesile olmaya davetle, Allah’(CC)a havale ediyoruz vesselam…