18.08.2016
Acaba böyle bir şoku yakın tarihte hangi toplum yaşamıştır? "Bizim ordumuz" dediğimiz, iftihar ettiğimiz, ülkemizin bütünlüğünü ve güvenliğini telim ettiğimiz silahlı kuvvetlerin bir bölümü, meğer "Bizim" değilmiş. Terörle mücadele ediyorlar, Kandil'i bombalıyorlar, PKK'ya göz açtırmıyorlar diye övünerek izlediğimiz Hava Kuvvetlerimizin önemli sayıda pilotu meğer FETÖ'nün müritleriymiş.
Uçarken gördüğümüz askeri helikopterlerin Cumhurbaşkanı'na suikast yapmayı amaçlayan çapulcuları taşıdığını düşünebilir miydik?
Kime güvenelim?
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2016/08/18/guvensizlik-sokunu-geride-birakmaliyiz
Yorum:
Resim netleşmeden safları belirlemeyelim
15 Temmuz darbe girişimi gerçekten çok büyük bir şoktu. Ülke içinde belli kurumlarda, belli kademelerde ve belli kadrolarla bir örgütlenme olduğu dile getirilmese de aslında gayet net biliniyordu. Ancak bu kadroların bu kadar köklü olduğu ve dışardan bir darbe girişimi için maşa olacağı bilinmiyordu.
Biz bu şoku atlatırız atlatmasına ama söz konusu şey güven ise orada hala büyük bir engelimiz vardır, o da hafızamızdır. Türkiye’nin geçmişinde Susurluk’lar varken biz yaşanan darbe girişiminden asla ama asla emin olamayız. Yıllar sonra bu yaşananların çok farklı bir senaryo olarak karşımıza çıkmayacağı ne malum? Olay aslında hiç de sandığımız gibi olmayabilir. Şu an Cemaat üyelerinin Sermaye tarafından kandırılması olarak gördüğümüz tablo yarın hiç ummadığımız ve belki de bakarken tanıyamayacağımız bir resme dönüşebilir.
15 Temmuz’da yaşanan birbiriyle tutarsız onlarca durum var. Biz bir kısmını Allah’ın yardımı ve rahmeti olarak yorsak da kendimizi daha fazla kandıramayacağımız bir sınıra ulaşmış olacağız. O yüzden güvensizlik deyip geçmeyelim, her şey o güven yani iman ile başlar. Paranoya ile gözü kapalı imanın arasında itidalli olmakta fayda var derim.